1.Bölüm: Yağmurda Kalan Duygular.

12 0 0
                                    

Kitabıma destek olup bu yolda benimle ve karakterlerimle ilerleyecek olan herkese şimdiden binlerce kez teşekkür ediyorum. Bolca yorum yapıp düşüncelerinizi belirtmeyi unutmayın, yorumlarınız benim için ön planda olup, motive olmamda yardımcı olacaktır.

Kulaklığınızı takıp müziği açmayı unutmayın! 🎶

Keyifli okumalar dilerim! ^^

•••

Müzik; atamadığımız çığlıklar, söyleyemediğimiz sözler, anlatamadığımız şeylerdir. Müziklerin ruhunuzu sarması dileklerimle bu kitabı, tüm yarım bırakılmış ruhlara ithaf ediyorum.

1.Bölüm: Yağmurda Kalan Duygular.
"Biz kendi karanlığından doğup, kendi karanlığından batanlardık."

Benim, gecenin karanlığını aydınlatan ışıklarım yoktu, odama renk katan eşyalarım yoktu. Aksine tüm hayatım siyaha bürünmüştü. Neye dokunsam, elime siyahın o koyu tonunun bulaştığını hissediyordum. Benim için farklı bir durum değildi. Ruhumu ve beni yansıtan bir renkti bu. Hayatımın özetiydi.

Ben karanlık bir kızdım. Ben, ruhumun karanlığa bürünmesine mahkûm edilmiştim.

Karanlıktan korkardım, çok korkardım. En büyük korkularım arasındaydı. Ev halkı, geceleri her ne kadar ışığı gizlice kapatmaya kalkışıp, kapatmam için beni zorlasalarda geceleri ışığım açık uyurdum. Kendimi güvende hissetmezdim. Bu fobi olma derecesine dahi gelmişti fakat daha sonra kafama dank etti.

Hayat tüm gerçekleri tokat gibi yüzüme çarpmıştı. Anladım ki, ancak ve ancak korktuğumuz şeye dönüşürsek onu yenebilirdik. Bende karanlık korkumu yenmek adına karanlığa dönüştüm. Geceye büründüm.

Yani hayat, karanlıktan korkan bu kıza, aslında sığınabileceği tek şeyin karanlık olduğunu öğretti.

Aydınlık bir tarafı olan eski ben için bir mezar kazdım. O kızın aydınlık hayallerini oraya gömdüm. O kızın naif ancak bir o kadar da kırık kalbini oraya gömdüm. Ben, eski beni gömdüm. Ben, o kızı toprağa gömdüm. Ölülerin veya öldürülenlerin girmeye mahkûm olduğu kahverengiliğe gömdüm. Üzerineyse birkaç kürek toprak ile beraber hayal kırıklıkları ve biraz gözyaşı attım. Kahverengi gözlerimi o kahverengiliğe diktim. Gözlerimden birkaç damla yaşın aktığını hissedince buna son vermem gerektiğini düşünüp, ölen kendi ruhumun arkasından yas tutmayı kendime yasaklayıp elimin tersi ile gözyaşlarımı sildim. Benim ruhum artık ölüydü, o artık yoktu.

Çünkü; bazı insanların ruhu bedenlerinden önce çürür.

Eski beni, kimsenin görmemesini, ona kimsenin dokunmamasını umarak sakladım.

Artık o yoktu, artık ben vardım. Artık o aydınlık kız yoktu, artık o umut dolu kız yoktu. Karanlık gecelere ve siyaha bürünmüş, her şeye rağmen hayallerinden ve hayal kurmaktan vazgeçemeyen ben vardım. Ya da şöyle mi demeliyim; Hayal kurmaya sürüklenen ve kendini hayal kurmaktan alıkoyamayan ben vardım. Melodi vardı.

Bazen karanlıktan yana olsanız bile hayatınıza kalıplaştırdığınız veya hayatınızı onun üstüne kurduğunuz şeylerden vazgeçemezdiniz. Hayallerinizden... İnsanlar tarafından görülmez olduğunuzu düşünün, sizi görmüyorlar! Ne yapardınız? Neye tutunurdunuz? Ben hayallere tutundum, bir onlarda yaşam buldum, bir onlardan sevgi gördüm, bir onlar tarafından görüldüm.

Her ne kadar siyahı, geceyi, karanlığı seçmiş olsamda hayallerim benim tek sığınağımdı. Kendimi onlara adamışken her şeyden vazgeçmem ile birlikte onlardanda vazgeçmem çok salakça olurdu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 12, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

RUHEN ÖLÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin