Anders Zorn, The Cigarette Girl, 1907
Kara gözlerindeki umut,
Siyah saçları kadar karamsardı.
ve kadere küsmüştü o, bir kere
Sevgiyi öldürdü diye...
Sanki ona uzanan ellerde,
Keskin bir bıçak,
Ha vurdu ha vuracak.
Bu, benim karanlıklarım,
Bu benim sırlarım diyor hep.
Bir gün gelecek,
Şefkatle kollarına saracaklar...
Asılsız sevgilerdi onu yıkan aslında,
Umutları umduğu gibi çıkmamış,
Beklentileri hep korkuları olmuş.
Sanki bütün hayatı,
Kupkuru bir odadaymış kopamadıklarıyla..
Gülüşleri bir sigara içimi zamanı kadar az,
Her nefeste biraz daha kısalırken,
Bütün beklentileri,
Duman duman uçuyorlardı.
Kurallar koymak isterken dostluklarına,
Kuralları bozduğunun farkında değildi aslında...
Şimdi o gözlerde,
Vakitsiz yağan yağmurlar var,
Hasat mevsimi bitmiş bahçelere,
Sağnak sağnak yağacaklar..
Belki gönlünde gökkuşağı açacak.
Ama, altından çocuklar geçmeyecekler.
Su yerine zehir akacak ırmaklarından,
Hiç kimse içmeyecek...
Ya ben?
Şimdilerde bir bağ bozumu hüznü var içimde,
Üzümlerim gazap üzümü,
Şaraplarımsa gözyaşları...
Sen güz güneşinde, sanki kanadı kırık bir kuş,
Konmuştu bahçeme,
Ona şefkatle eğilirken,
Pır diye uçtu birden.
Kırık sandığım kanatlarındaki sahtelik,
ve inancımla birlikte.Ahmet Muhip Dıranas
ŞİMDİ OKUDUĞUN
soirées d'éternité
Poetry"Sizin Tanrı'nız sizi yarattı. Dağları, denizleri, okyanusları, havayı yarattı. Sizin Tanrı'nız size her şeyi verdi. Çünkü biliyordu ki; aç olan karnınız değil, gözünüzdü."