klan liderinin oğlunun geldiği ilk hafta
Geleli bir kaç gün olduğu için etrafı merakla inceleyen genç, yüzüne masum bir ifade yerleştirmeye çalışırken gördüğü elflere selam vererek yürümeye devam ediyordu.
Babasına göndereceği ilk mektup için son üç günü kalmıştı. Fakat hâla kayda değer bir bilgi bulamıyordu. Dikkat çekmemek için aceleci bir tavır da sergileyemiyordu lakin anlaştıkları tarihte mektubu göndermez ise her şey boşa giderdi.
Rengarenk ağaçların altında ilk defa gördüğü çiçekleri incelerken geçmişten bugüne anlatılan efsaneler aklına dolmuştu. Her şey bir yana mükemmel bir doğaya sahip olduğu inkâr edilemez bir gerçekti. Bir an için insanların akıllarında ki profil ile gördüğü manzaranın zıtlığını sorgularken üzerinde hissettiği delici bakışlar sayesinde kafasını kaldırdı.
Gediği günden beri gerek sözleri gerekse bakışlarıyla kendisini uyaran Zhan yine aynı ifadeyle bakıyordu gence.
Zhan'a ne derse desin asla elflere ihanet etmeyeceğini geldiği ilk an anlamıştı. Üstünde ki gözlerden kurtulmak için ağaçların arasına girip geldiği yönün tam tersine ilerlerken duyduğu hıçkırık sesiyle adımlarını durdurdu.
Çok uzaktan gelmese de sesin netleşmesi için biraz daha yaklaşmasına ihtiyacı vardı. Adımlarını sessizce sesin geldiği yöne doğru çevirince bir kaç metre ilerisinde ki ağacın yanında dizlerini karnına çekerek kafasını eğmiş bir elf gördü.
İlk başta kaşları çatılsada bunun işine yarayacak bir şey olabileceği düşüncesi bile heyecanlanmasına neden olmuştu.
Ağlaması bile insan kulağına ninni gibi gelirken genç adam ağır adımlarla elfin ayak ucuna kadar ilerlemişti.
Yalnız olmadığını fark eden elf yavaşca kafasını kaldırıp bakınca genç adam ağlamaktan kızarmış gözlerin kendisini izlediğini fark edip bir şeyler söyleme ihtiyacıyla boğazını temizleyerek konuşmaya başladı.
"Ben geziyordum da sesini duyunca merak ettim."
Ağzını açmadan sessizce kendisini izleyen elfin tepkisizliği karşısında yeniden konuşmak için hareketlenmişti.
"İstersen gidebilirim?"
Hâla bir ses gelmezken genç adam kendisinde sesleneceğine emin olduğu elfe arkasını dönerek bir adım atmıştı ki duyduğu sesle yüzünde oluşan sırıtışa engel olamadı.
"Belki konuşmak iyi gelebilir."
Ağladığı için çatallı çıkan sesiyle konuşan elfe yüzünü dönemden hemen önce ifadesini eski haline getirirken sakin adımlarla yerde oturan elfin yanına yöneldi
Yaklaşık on dakika süren sessizliği elfin iç çekişleri bozarken genç adam sabırla konuşmasını beklemeye başladı. Son kez derin nefesler alarak akıttığı göz yaşlarını eliyle silerken daha önce anlatması gereken şeyleri hiç anlatmaması gereken birine anlatmaya başlamıştı.
"Ben aşığım.. imkansıza aşığım. En güzeline, en ulaşılmazına aşığım. Ben bana atmayan bir kalbe aşığım."
Genç adam derin bir hüzünle konuşan elfin sözleriyle şaşırırken yumuşak olması için özen gösterdiği sesiyle soru sormuştu.
![](https://img.wattpad.com/cover/243767561-288-k236306.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aglon Geçidi [YiZhan]
FantasyAglon Geçidi geçilmesi güç, geçildiği taktirde de geri dönüşü olmayan bir yoldu. Tıpkı elf kralı Wang Yibo'nun kalbi gibi.