Duyduklarından sonra büyük bir öfkeyle tepeden ayrılan genç adam, nereye yürüdüğünü bilmeksizin yoluna çıkan her taşı tekmeleyerek ilerliyordu.
O kadar sinirliydi ki eğer konuşmaları duymasa çok kötü şeyler olacaktı. Olacaktı diyordu çünkü olmasına engel olmayı çoktan kafaya koymuştu genç adam. Sonuç çoktan belliydi. Klan liderinin oğlu kasten verilmiş bir galibiyet sonrası casus olarak elf topraklarına gönderilecekti.
Elflerin insan zekasına oranla daha zeki olmaları detayını ya bilmiyorlardı ya da gözlerini bürüyen hırs bunu onlara unutturuyordu. Elflerin bu durumu anlamaları halinde büyük bir savaş çıkması o kadar olasıydı ki genç adam bir yandan da çok fazla tedirgin oluyordu.
Olası bir savaş halinde kazananların elfler olması kaçınılmazdı. Elflerin ölümsüz olduğu dedikodusu çoktandır insanların dilindeydi.
Adımlarını yavaşlattığında kasabanın çıkışına doğru ilerlediğini anladı. Zihni kendine gelmeye başlayınca yanında yeterli miktarda eşya olmadığını anlayıp hazırlık yapmak için yürüdüğü yolun tersine giderek yakın arkadaşının evine doğru yürümeye başladı.
İnsanların heyecanlı heyecanlı koşuşturmasından tepedeki yarışmanın bittiğini anladı. Yüzlerinde ki endişe ve korku genç adamı daha da sinirlendiriyordu. Korkmaları gereken kişilerden değil de barışçıl ve yapıcı bir teklifle gelen elflerden korkmuş olmaları, genç adamın çatık kaşları ve çoktan yumruk olmuş elleri verdiği bedensel tepkinin sadece ufak bir kısmıydı.
Geldiği evin önünde endişeli bir şekilde oturmuş elleriyle oynayan adamı görünce boğazını temizleyerek geldiğini belli etti genç adam.
"Xiao zhan! Nereye kayboldun? Tam yarış başlarken seni göremeyince çok endişelendim. Sen olmadığın için klan liderinin oğlu kazandı."
Oturduğu yerden fırlayıp hızlı hızlı konuşan adamın suratına ifadesiz bir şekilde bakan Xiao zhan aynı ifadesizlikle konuştu.
"Ben olsaydım da o kazanacaktı zaten merak etme." sözlerini duyan arkadaşı anlamsız bakışlarla Xiao zhan'a bakarken genç adam olan biten her şeyi kendi planı da dahil olmak üzere arkadaşına anlatmıştı.
Çatının üstünde ki sapsarı parlak tüyleri olan kuşun varlığını bilmeden.
******
Arkadaşıyla konuşmasının üzerine yanına aldığı ok ve yayları sırtına asarak son kontrollerini yaptı genç adam. Her şey planlıydı. Geçidin girişinde gizlenecek, klan liderinin oğlu geldiği zaman arkasından dolanarak onu bayıltıp yarışmayı kazandığını belgeleyen kağıdı aldıktan sonra baygın adamı bağlayarak bırakacak ve geçitten geçecekti.
Evet çok riskliydi ama başka şansı yoktu. Kendine güveniyordu bu yüzden bir sorun çıkacağını sanmıyordu. Hava kararırken genç adam geçide doğru yaklaştıkça kalbinin haddinden fazla atması ellerinin titremesine sebep oluyordu.
Elfler hakkında, diğer ırklarla ilişki kurmayı pek tercih etmediklerini ve diğer ırklardan pek arkadaşları olmadığını biliyordu. Ama diğer ırklardan olan dostlarını da kolayca unutmadıkları Xiao zhanı oldukça etkilemişti. Elfler büyü konusunda da hünerlilerdi. Bu yüzden genç adam neyle karşılaşacağından hiç emin değildi.
Daha önce hiç gelmemişti Aglon Geçidine. Bu yüzden karşılaştığı görüntü ağzını bir karış açık bırakmıştı. Dik duvarlar yükseliyordu. Acı bir rüzgar sürekli olarak topraklardan kuzeye doğru geçtiği için soğuktu.
Kararan havanın etkisiyle ormandan yükselen sesler oldukça ürkütücüydü. Geçit; dik duvarların tam ortasında şeffaf ve akışkan bir dokunun hemen içindeydi. Xiao zhan geçitten geçtikten sonra ne olacağını ve uzun duvarların arkasında kendini neyin beklediğini bilmediği için gerilmeden duramıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aglon Geçidi [YiZhan]
FantasyAglon Geçidi geçilmesi güç, geçildiği taktirde de geri dönüşü olmayan bir yoldu. Tıpkı elf kralı Wang Yibo'nun kalbi gibi.