Karanlık ormanın ürkütücü sessizliğinde yavaş yavaş açılan göz kapaklarının sahibi, bağlı olduğu gerçeğini bilinci yerine gelir gelmez anlamıştı.
Bir kaç dakika ne olduğunu anlamaya çalışarak geçmişti. En son hatırladığı şey, tam geçidin içine girmek üzereyken arkasından aldığı darbe ve hissettiği acıydı. Babasının sözleri aklına geldiğinde, bir an önce bulunduğu durumdan kurtulmak için etrafına bakındı.
İp kalın değildi fakat çok dolanmıştı bedenine. Çevrede kesici herhangi bir şey göremeyince bir kılıca sahip olduğunu hatırladı ama ne yazık ki kendisini bayıltan kişi onun bu kadar kolay kurtulmasını istemiyordu.
Geçen saatler boyunca henüz bir çözüm bulamayan genç, ona doğru yavaşça yürüyen bir keçi görmüştü. Aklına daha iyi bir plan gelmezken yolda yemek için yanına aldığı havuçlardan birini cebine sıkıştırdığı yerden büyük bir zorlukla çıkartıp keçinin ona hızla gelmesini sağladı. Havuç tam ellerinin arasında olduğu için yanına gelen keçi büyük bir açlıkla oraya yöneldi.
Bu sırada hareket ettirdiği elleri sayesinde aynı zamanda ipinde kemirilmesini sağlamıştı. Vücudunda ki ipin gevşediğini hissetmesiyle elinde ki havucu keçinin önüne fırlatarak koşar adım bayıltıldığı noktaya ilerledi. Geri dönüp babasına birinin onu bayıltarak onun yerine geçidi kullandığı gerçeğini söyleyemezdi.
Geçitten tekrar da geçemezdi. İzin tek seferlikti. Eğer geçmeye kalkarsa sonun hiç iyi olmayacağını biliyordu. Araştıracak, onun yerine giden kişinin kimliğini bulacak ve ifşa edecekti.
Bunları yapana kadar babasının onun geçitten geçemediğini bilmesine gerek yoktu. Yapacaklarını gerçekleştirene kadar kalacak bir yer bulmalıydı. Kasabanın yakınlarında bir yerde bildiği gizli konaklayabileceği bir yer vardı.
İçinde büyüyen öfkeyi dindirmeye çalışmak yerine daha da körüklüyordu. Eğer hepsinin sorumlusu aklında ki kişiyse onun acı içerisinde ölmesi için ne gerekiyorsa yapacaktı.
*******
Xiao zhan karşısında ki masaya öyle bir bakıyordu ki etrafında ki elfler onun daha önce hiç yemek yemediğini düşünmeye başlamışlardı.
Sözlerinden sonra ortadan kaybolan elf kralının üzerinde ki etkisinden kurtulmaya fırsatı olmadan bir kaç elf sandığının aksine oldukça kibar bir şekilde onu şuan da bulundukları yere getirmişlerdi. Genç adam, kendisi ve elflerin bulunduğu odada masanın üstünde gördüğü ve çoğunun varlığını dahi yeni öğrendiği birbirinden çeşitli yiyecekler karşısında adeta büyülenmişti.
"Beğenmedin mi? Eksik olan bir şey mi var? Neden yemiyorsunuz?"
Xiao zhan uzun bir süre boyunca alışamayacağını anladığı narin melodili ses tonuna yöneltti bakışlarını. Konuşan, onu kapıda karşılayan elfti. İlk başta anlayamamasının nedeni elfçe konuşmasından dolayıydı. Ama şuan genç adamdan bile daha düzgün konuşuyordu onun dilini.
"Hayır hayır! Her şey o kadar güzel ve fazla ki hayatımda ilk defa gördüğüm bir manzara bu. Şaşırdım sadece biraz." kendisine yaklaşılan kibarlığa eş bir derecede verdiği cevap ve sunduğu gülümseme karşısında ki elfin de tebessüm etmesine neden olmuştu.
"Bu nedir?" masanın en ucunda duran yuvarlak ve sert görünmesine rağmen oldukça yumuşak bir dokuya sahip olan mor şeyin ne olduğunu anlamadığı için sorma ihtiyacı hissetmişti.
"Caryave." sert bir sesle cevap veren aralarında en sert ifadeye sahip elfti. Genç adam kendisine henüz kimsenin güvenmediğini biliyordu gerçi haksız da sayılmazlardı. Bir anda aralarına bir insan alma fikri tabi ki sıcak karşılanmazdı. Ama karar Kralın olduğu için karşı çıkmaya cesaret edecek tek bir kişi bile olmamıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/243767561-288-k236306.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aglon Geçidi [YiZhan]
FantasyAglon Geçidi geçilmesi güç, geçildiği taktirde de geri dönüşü olmayan bir yoldu. Tıpkı elf kralı Wang Yibo'nun kalbi gibi.