Sabahın ilk saatleri güneş ,"kalkın sizi uyuşuklar,yoksa ben kaldırırım!"dercesine bir kızgınlıkla parlıyordu ihtişamlı kalenin duvarlarının ardında. Yine bir gece ölmüş ve yeni gün dünyaya merhaba diyordu. Küçük ufaklıklardan tutun da sivilceli genç tayfaya,pelerini yerleri süpüren profesörlerden tutun da sisi andıran soğuk hayaletlere kadar herkes ve herşey yeni gün için hazırlanıyordu Hogwarst'ta.
Biri dışında, herkes.
Damien Potter bırakın dersler için hazırlanmayı,yataktan kalmayı dâhi reddediyordu.. Aslında uyanmayı da reddetmişti -ki böylece dün gecenin kabus olduğuna inanmak için bahanesi olacaktı- ama uyandıktan sonra yarım saat boyunca tekrar uyumak için debelendikten sonra işe yaramayacağını anlamıştı. Pes edip sinirli bir iç geçirmeyle yataktan fırladı. Banyoda yüzüne su çarparken dünkü şölende neler olduğunu düşündü. Daha doğrusu, neyin olmadığını.
Seçmen Şapka onun güçlü,sadık,zeki ve zor olduğunu söylemişti. Sonra binasını seçmesini istemiş ve tam o, Babası gibi Gryffindor olmak istediğini söylerken lafa dalıp pat diye Slytherin'i bağırmıştı! Yeşil-siyah cüppeli öğrenci kalabalığına doğru ilerlediğini hayal meyal hatırlıyordu -o sırada henüz şoktan çıkmış sayılmazdı-. Gryffindor'ların yüzündeki hayalkırıklığı ve şaşkınlık çok netti ama.Hatta bazıları iyice abartmış Damien'a "yazık" dercesine bakmışlardı. Birkaç kişiyse -Weasleyler ve Neville gibi olanlar- düpedüz şaşakalmıştı. Komik olansa Slytherin'nin de aynı sebepten ona tiksinmeyle bakmasıydı. Gryffindor'lar ve Slytherin'ler ilk kez bir konuda ortaktı anlaşılan.
Bir Potter Slytherin olamazdı.
Seçimden sonrası ise kabusun ikinci perdesiydi sanki. Damien Ortak Salona girdiğinde yeşil ve siyahla döşenmiş,loş puslu bir atmosferle karşılaşmıştı. Tüm bu karanlık tema yetmezmiş gibi Ortak Salon koca bir zindandan farksızdı. Ve bu gerçek anlamda böyleydi. Çünkü Slytherin Ortak Salon'una gitmek için zindanlardan geçmeliydiniz. Damien gününün büyük bölümünü geçireceği korku filmlerinden çıkmış alana bakarken inlemesini bastırmıştı. Daha kötüsü olabilir mi diyordu ki iyi bir altı sene unutmayacağından emin olduğu o olay vûkû bulmuştu. Hatırasının dâhi öfkesini kırbaçladığı o olay.
"İşte burası da Ortak Salon. Derslerden arda kalan zamanınızda ödevlerinizi burada yapacak ve vaktinizin çoğunu Ortak Salon'da geçireceksiniz."
Antonio Treap - Slytherin sınıf başkanı- birinci sınıflara Ortak Salon'u gösteriyordu. Aniden üçüncü sınıf bir Slytherin kalabalık arasından öne çıktı. Asasını boğazına doğrultup bir büyü mırıldandı. Kalabalığa döndü ve yüzündeki sırıtış ürpertecek derecede kötüydü. Gözleri Damien'ı buldu ve siyahlar elalara kitlendi."Hey millet! Telaş yapmayın ama aramıza iğrenç bir bulanığın pisliği bulaştı."
Morava'nın bağırdığı hakaretle inleyen salonda bir sonraki saniye fısıldaşmalar ve alaycı gülüşmeler duyuldu. Damien annesine küfredilmesiyle sinir,utanma ve tarifi imkansız öfkeyle kırmızının narin bir tonuna bürünmüştü. Kendini bir şey sanan kerkenez suratlı konuşmaya devam ediyordu,en azından kulağına gelen sesler ve alkışlardan bunu çıkarıyordu Damien. Elleri sıkı yumruklara kıvrılmış, yüzü kızarmış kendinden emin adımları salonda yankılanırken ve kurbağa beyinli salağı nasıl lanetleyeceğini düşünürken kaşlarını çatmıştı. Asasını sımsıkı tutuyor, lanetin sözlerini dilinin ucuna getiriyordu ki koluna kapanan elle başını çevirdi ve Mateo'nun uyaran şekilde baktığını gördü. Mateo, Slytherin'lerle büyümüştü, neye nasıl tepki vereceklerini biliyordu. Damien şimdi Morava'ya saldırırsa muhtemelen salağın yardakçıları da kavgaya karışırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şöyle Olsaydı Ne Olurdu? İçimdeki Karanlık DEVAMI GELMEYECEKTİR
FanficHey sen! Karanlık Prens üçlemesini okudun mu? peki ya okurken hiç mi demedin "ya şöyle olsaydı,ah yazar bunu da yazsaydı,peki harry şöyle yapsaydı" diye? Dediğine eminim ve bu yüzden seni kitabıma davet ediyorum:)