4. Gün
Bu sefer tamamen uyanabilmiştim ve bu konuda tebrik ediyordum kendimi açıkcası. Böyle devam et Hyunjin!
Hep birlikte kahvaltıyı hallettikten sonra kafeye gitmek için hazırlanmıştım. Sıradaki gönlünü alacağım kişiyi Felix olarak seçmiştim. Bana çok sinirli gibi duruyordu ama ilgili davranırsam belki aramız düzelir diye düşünüyordum. Hyunjun'un dediklerini de dikkate almayı bırakmıştım.
Felix'in de hazır olduğunu gördüğümde koşup ona yetiştim. Bana gözlerini devirse de ayakkabılarımı giymemi beklemişti. En azından bir yanı bana yakın davranmak istiyor olabilirdi.
Ayakkabılarımı giydikten sonra yola düşmüştük ama hiç olmadığı kadar sessizdik. Ara sıra gözlerimle onu süzüyordum ama o gözlerini bana değdirmiyordu bile. Benim dışımda her yer ile ilgilenmeye başlamıştı. Kırılıyordum açıkcası. Yüzüme bakmayacak kadar ne yapmış olabilirdi ki Hyunjun?
"Hyunjun?"
"Oh, efendim?"
"Neden bize bu kadar yakın davranmaya başladın? Changbin'in sana inanması kolaydı biliyorum ama yine de onunlayken eğleniyor gibi duruyordun. Ah, neyse boşver!" Biraz hızlanıp yürümeye başlayınca hemen ona yetiştim.
"Hani Jeongin demişti ya saçının rengi ile karakterini de boyatmış diye, sanırım öyle oldu."
Kaşlarını iddialı bir şekilde kaldırırken dalga geçercesine gülümsedi. "Yani bu demek oluyor ki zamanla eski haline döneceksin öyle mi?" Evet tam olarak bu anlama geliyor.
Düşüncelerimden ayrılıp kafamı iki yana salladım. "Hayır çünkü saçımın doğal rengi de bu."
Uzunca bir süre yüzüme baktıktan sonra kınarcasına bakışlarını önüne çevirdi. "Neden sana güvenmek istiyorum onu bile bilmiyorum. Saçma..." Mırıldanırcasına konuşuyordu ama duymuştum ve bu samimi bir şekilde gülümsememe sebep olmuştu.
Yolun geri kalanında bir şey konuşmamıştık. Ben mal gibi sırıtıyordum tabi. Sanki sevdiğim çocuk çıkma teklifimi kabul etmiş gibi bir his içindeydim ama öyle değildi. Arkadaş kazanıyordum. Hem de gerçek olanından.
~🌼~
Bütün bir iş günüm boyunca Jaemin'i dinlemiş, bir müşterinin gazabına uğramış sonra da ceza olarak bulaşıkları yıkamıştım. Fakat benim bir suçum yoktu. Jaemin kafamı karıştırmasa gayet iyi de işimi yapıyordum. Harbi Jaemin neden ceza almadı?
Her neyse şimdi ise yine Felix'le eve dönmüştük. Bu sefer konuşmaya çalışmamıştım. Eğer günlük kotayı doldurursak ters tepebilirdi çünkü.
Eve girdiğimizde Changbin beni kapıda karşılamış "Sonunda geldin!" Diye yakınmıştı. Ben ne olduğunu anlamadan bileğimi tutup oturma odasına sürükledi. Minho ile bakışlarımız kesişirken olduğum yerde titremekten kendimi alamamıştım. Sakin ol Hyunjin! Duruşundan da anlamaz ya!
Chanbin gülümseyerek bir koltuğa oturmamı sağlamış ve "Kart Rider oynayacağız da seni bekliyorduk." Demişti
Minho gözlerini devirip bakışlarını telefonuna çekerken bıkkın bir şekilde konuştu. "Changbin seni bekliyordu. Ben seni beklemem."
Ona çaktırmadan dilimi çıkardığımda Chan hyunga yakalanmıştım. Utançla başımı eydiğimde ağzından küçük bir kıkırtı kaçırmış ve o da telefonuna dönmüştü.
"Jisung gel hadi! Geldi Hyunjun!" Jisung bir kaç saniye sonra aramıza katılırken Jeongin bize küçük bir bakış atıp odasına geri dönmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Twins °hyunho°✓
FanficBir aylığına ikiziyle yer değiştiren Hyunjin, onun hakkında minik sırlar öğrenir