21. BÖLÜM- Takashi-san

356 55 59
                                    

Antremana giderken aklımda yüzlerce düşünce vardı. Bu adam kimdi? 40 yaşında falan gibi duruyordu. Benim peşine düştüğüm doktorun peşine düşmüştü. Intikam almak istiyordu ama niye. Belki bu doktor zamanında bu adamın da özgünlüğünü almıştı. Çünkü özgünlüğünü sildiğimizde hala gayet iyi bir şekilde savaşıyordu.

Ama kimse bir anda ortadan yok olamaz. Iki özgünlüğü mü vardı, bir yeteneği mi vardı? Niye her şey bu kadar karışık?!

Hawks'ın yanında da dikkatli olmalıydım. Muhtemelen villainler ile iş birliği yapıyordu. Ama neden böyle bir şey yapsın ki? Belki de onlara yardım ediyor gibi görünüp aslında bizim tarafımızdadır. Ya da tam tersi.

Hawks'ın yanına gittiğimde yine antremana başladık. Bugün kendimi zorlamak yerine sadece odaklanma dersi gibi bir şey yapıyordum. Ona Toga'yı sormak istiyordum ama benden şüphelenmesinden korluyordum.

Ama sormadan edemedim.

Izuku: "Hey hawks, merak ediyorum da Toga'ya ne oldu? Yani teslim edebildin mi?'

Bana garip bir bakış attı.

Hawks: "Aslında kaçtı. Gizlediği bir bıçak varmış. Onunla saldırıp hızlıca Yok oldu. Biliyorsun bazen bir anda ortadan yok olabiliyor."

Izuku: "Evet biliyoru-'

O sırada telefonum çaldı.

Arayan hastaneydi...

Izuku: "Pardon buna bakmam lazım." Deyip telefonu açtım.

Doktor: "Izuku Midoriya ile mi görüşüyorum?'

Izuku: "Evet. Bir sorun mu var?'

Doktor: "Malesef evet. Isterseniz buraya gelip konuşabiliriz."

Izuku: "T-tabi hemen geliyorum." Telefonu kapatıp hawks'a döndüm.

Izuku: "Hastaneye gitmem gerekiyor.'

Hawks: "Atla sırtıma ben seni bırakayım."

Ona güvenmemem gerektiğini biliyordum ama o sırada düşünmeden hareket ettim. Beni hızlıca hastaneye götürdü.

Içeri gidip İsmimi falan söyledim ve doktorun yanına gittim.

Izuku: "Evet sorun ne?'

Doktor: "Maalesef durumu kötüye gidiyor. Bir haftadan az zamanı kaldı."

Izuku: "N-ne?... Yapabileceğim bir şey yok mu?!"

Doktor: "Malesef. Hastalığı teşhis edemediğimiz için tedavi de bulamıyoruz."

Dünyam başıma yıkılmıştı.

Ama şu an pes edemezdim.

Izuku: "Ziyaret edebilirim değil mi?"

Doktor: "Tabii ki."

Hızlıca oradan çıkıp annemin yanına gittim. Kısa süre sonra o içeri Hawks da girdi.

Hawks: "Düşündüğüm şeyi yapmayacaksındır umarım."

Izuku: "......"

Mantıklı düşünmeye çalışsam da aklıma başka bir şey gelmiyordu.

Hawks: "Ölme ihtimalin var. Bu yüzden seni tekrar normale döndürmek için Eraserhead'i çağırıyorum."

Izuku: "Pekala.'

Bir süre bekledim. Sensei ve birçok kişi daha geldi

Izuku: "Sizin gelmenize gerek yokt-"

Katsuki: "SAÇMALAMA ÖLME IHTIMALIN VAR! YAPAMAZSIN BÖYLE BIR ŞEY!"

Uraraka: "Deku-kun lütfen... Bu çok tehlikeli!"

Denki: "Dostum seni anlıyorum ama ya ölürsen... Devamını düşünmek istemiyorum bile!"

Jirou: "Lütfen midoriya..."

Denki, jirou, kacchan, ochako, kirishima, mina, iida, tsuyu ve Todoroki buradaydı.

Izuku: "Lütfen geri çekilin."

Katsuki: "Beni dinlemiyor musun se-"

Izuku: "Kacchan zaten en başında kahraman oluyorsak her zaman ölme riski var! En başında annemi korumam gerekiyor zaten!"

Sinirle sustu ve başını başka tarafa döndürdü. Ne kadar endişelendiğini ellerinin titremesinden anlayabiliyordum.

Derin bir nefes aldım ve anneme dokundum.

Gözlerimi kapattım.

Açtığımda önümde beliren kısacık kırmızı ipi tuttum.

Ve hayatındaki en büyük acıyı hissettim.

Bütün anılar, acılar, sesler, hisler, duygular hepsi kafama hücum etti.

O kadar çok canım acıyordu ki dayanamayıp çığlık atmaya başladım. Yere çöktüm kafamı tuttum. Gözümden yaşlar akıyordu.

Kendim kontrol etmek için zorlasam da acı o kadar yoğundu ki başka bir şey düşünemiyordum.

Ama bir şekilde kontrol ettim ve her şeyi gördüm...

Kendime geldiğimde kendimi yere bıraktım. O sırada bana sarılan Kacchan'ı hissetmeyecek kadar canım yanmıştı.

Kacchan: "Izuku! Izuku iyi misin?! Cevap ver!"

Onu duyuyordum ama tepki veremiyordum.

Kendimi biraz toplayınca zorlanarak da olsa konuşmaya çalıştım.

Izuku: "Hala yaşıyorum..."

Kacchan'ın gülümsediğini ve gözlerinde yaşlar biriktiğini görebiliyordum. Herkes rahatlamıştı.

Biraz dinlendikten sonra konuşmak daha rahat gelmeye başladı.

Izuku: "önce her şeyden emin olmak için Takashi-san'ın da kaderine bakmam lazım."

Aiawa: "O da kim?'

Izuku: "Yakaladığımız sihirbaz. Tam ismiyle Takashi Midoriya."

Biliyorum çok uzun zaman oldu. Gerçekten üzgünüm. Elimden geldiğince hızlı atmaya çalışacağım. Diğer bölüm de kısa süre içinde gelicek çünkü bu bölüm baya kısa oldu.

Bu arada LGS bok gibi geçti sizinle de paylaşmak istedim. Sanarsın soru sormuyorlar ağzımıza sıçıyorlar ama neyse.

Yorumlarınız için çok teşekkürler!

Umarım gününüz güzel geçer!(人 •͈ᴗ•͈)

~KIRMIZI IPLER~ {ARA VERILDI}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin