4.BÖLÜM

98 13 8
                                    

4.Bölüm:Tesadüf

"Ben bir canavar değilim.Sadece herkesten öndeyim."

~

Duyduğum şeylerin şokuyla evde daha falza kalamadım ve ormana gittim;en mutlu olduğum yere.

Büyük çınar ağaçlarından birinin en kalın dalına oturdum,
bacaklarımı kendime çektim ve kollarımı bacaklarıma dolayıp oturarak düşünmeye başladım.

Ben ve bir orduya sahip çıkan kraliçe sıfatı yan yana durmakta zorlanıyordu.Neredeyse korkuyordum ve bu midemi bulandırmıştı.Kendime gülmek istedim,ya da kendimi tekmelemek.Ama bunun da sonuç olmayacağını biliyordum.

İşi reddedip bağımsız bir vampir olabilirdim gerçi,ama bu sadece zararıma olurdu çünkü ordular,bağımsız vampirleri tehlike olarak görürlerdi.Özellikle de bu vampir,Fuego(Ateş) ordusundan çıkan ve kanlı ay tutulmasında doğan bir vampirse.

Bizim grubumuz,aslında aydın vampirlerin bulunduğu kabul edilen Fuego Grubu'ydu.Fuego Kabilesi olarak da geçerdi.Biz insandan da hayvandan da avlanırdık.Çünkü kendimizi sadece bu şekilde doymuş ve sağlıklı hissedebiliyor,bunu herşeyden önde tutuyorduk.Diğer iki grup Sueño(Rüya) ve Mundo(Dünya) grupları,daha fadklılardı.Sueño Kabilesi Tanrı'ya olabildiğince uygun şekillerde avlanıyordu.Kutsal kitaplarda kan haram olarak yazıldığı için Sueño Kabilesi,kimseye anlatmadıkları gizli bir tarifle yapay kanlar üreterek günahtan olabildiğince arındıklarını düşünüyorlardı.Son grup olan Mundo Kabilesi üyeleri ise sadece hayvanlardan avlanmayı tercih ediyorlardı. Onlar da kendilerine-çoğu filmde olduğu gibi-vejetaryen diyorlardı,ki bu mantıklıydı.

Kraliçemiz,aslında Mundo Kabilesi'nden geliyordu,fakat kraliçe olduktan sonra bir gruba bağlı olma meselesi,sadece kanda ve soyda kalmıştı ve tacı giydikten sonra artık o üç grubun da efendisi olmuştu.Ve şu anda,bu durumu yaşamak zorunda kalacak olan kadın,bendim.

Başım neredeyse ağrıyordu ve şaşkın bir şekilde ağlamak istiyordum.Bu tip şeyleri düşünmekten bıkmıştım.Sinirle koşmaya başladım.Kendimi hiç iyi hissetmiyordum.

Saçlarımı uçuşturan ve bir insanın tenini yakacak hızda olan rüzgarı geride bırakırken,bir anda durdum ve kükreyerek,
yakınımda bulunan bir ladin ağcını tek dalından tutarak köküyle kopardım ve diğer uca fırlattım.Yine de hâlâ kendimi durmuş hissetmiyordum.Her ne kadar istemesem de,ne yapacağımı biliyordum.

Ormancıların çok olduğu av alanlarına gittim ve kütük kulübelerde insan kokusu aradım.Sonunda aldığım ağır koku ile şeytanca sırıttım,kapıyı çaldım.Orta yaşlı bir adam kapıyı açtığında sırıttı.

Oha.Şeytan gibi...Çok seksi...

"Vay güzellik,ne arıyorsun burada?"

"Çok açım."

Dedim ve içeri daldım.Adam da yanıma geldi ve ellerini belime sardı.Adamı arkamda hissedebiliyordum ve kalçamın arkasında şişen şeyin ne olduğunu anlamıştım,bunu daha önce de yaşamıştım.

Gülümsedim ve bir anda dönüp kollarımı boynuna sardım.

"Hayatındaki en iyi hisse hazır mısın insan?"

TutsakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin