Görmek, Duymak, Hissetmek...

144 28 8
                                    

Etrafımda, inanılmaz bir alan varmış. Renkler, sesler, kokularla birleşince anlamaştı. Dosyalar doluyor, birikim artıyor.

Koca kafalı hala yemek kaynağım, bu arada belirteyim; bu çirkin şeye anne deniliyormuş , diğer iyi yüzücüde kardeşim miş. Oda çok çirkin , bunlara benziyor olma ihtimali beni çok sıkıyor.

Belki tip olarak benziyorumdur ama zeka ve yaşadığım deneyimler olarak asla.

Hala yapışık , hala sinir bozucu şu kardeş. Ona seslenmelerinden adının Conan olduğunu , anladım. Bulunduğumuz yere oda diyorlar bazen de yuva. Bir türlü boylarının sonunu yani kafalarını göremediğim"eminim onlarda çirkindir" Annişko ve abla denilen yaratıklar var. Ne oldukları hakkinda en ufak bir fikrim yok. Sanırım bize hizmet için burdalar.

Sürekli bana " hanimiş tatlı şey , hanimiş topu, nerdeymiş annesi ? " diye sesleniyorlar. Börek getirmediyseniz, huzur verin , anneden beslenirim ben..

Vücudumun parçalarının adları zannettigimden farklıymış. Dokungaç dediklerim kol ve bacaklarım mış meğer. Yine de dokungaç kelimesi bir yerde lazım olur bence. Bu kol ve bacaklar çok faydalı, yürüyorum bunlarla çok hızlı degilim ama istediğim yere varabiliyorum. Anneden aldığım yemeğin adı süt ve ılık ıslaklık sütden geri kalanı nın atımasıymış. Size bir sır vereyim mi? Yogurt diye birşey tatdım. Yok böyle bir lezzet , günde iki kez kavuşuyorum ona.

Annişko denen yaratık getiriyor. Onu sırf bu yüzden seviyorum, yolunu gözlüyorum.

Annem , nedense çok sessiz. Arada horladığı duyuyorum. Garip, huzur verici bir sıcaklığı var. Yanında, ona sokularak uyumak bana iyi geliyor. Sanırım onu seviyorum. Karşılıksız beni besliyor, çok karişmadan yattığı yerden beni, gözucuyla takip ediyor. Okadar da çirkin değilmiş.

Annişko ila ablam odaya yanlarında ayna dedikleri düz birşeyle geldiler. Dediklerine göre görecekmişim. Neyi görecekmişim ?

Aynaya , önden önce yaklaşamadım. Fazla pürüzsüzdü.Uzaktan baktığımda, etrafın aynanın içinde, olduğunu gördüm. Nasıl olabilirki bu ? Bu kadar şey nasıl sığar , aynaya? Biraz ilerledim. Aynanın içinde bedeni siyah, gözlerini bana dikmiş birşey. Kokusu yok, kıpırdamadan bana bakıyor. Tipi biraz kardeşime benziyor. Yana kaçtım, yandan az daha yaklaştım. Kafamı uzattım, oda uzattı. Ona seslendim"hey sen ! Korkmuyorum senden. Saklanma o aynanın içinde, yanıma gel ve kendini tanıt." Uzun sessizlik, kıpırdamıyor hala.

Belkide o korkuyor benden. Acaba ben mi yanaşsam ona, selamlasam. Biraz daha yakına gitsem, kokusu tanıdık olabilir.

Aynanın dibindeyim, tam karşımda o..

Siyah vücudu üzerinde kocaman kafası, iki kulak yanlarda, burnu kafasının ortasında. Başta korkuyla bakan, boncuk gibi parlayan gözleri, şimdi merakla bakmakda. Sevimli birşey "bu annişkoda yeni yeni kelimeler öğretiyor, ben onu net anlıyorum fakat biraz zekası kıt gibi, o beni anlamıyor." Hazır Conan uyurken şunu oyuna davet etsem mi? Şöyle bakmadan, önünden geçeyim. Bakalım ne tepki vericek.

Geçiyorum, bakıyormu? Bakıyor süper de, neden oda yan döndüp, yürümeye başladı. Benimi taklit ediyor? Bir iki oyun hareketimi gösteriyim şuna. Bak etrafımda dönüyorum, buda meşhur zıplamam ; pek başarılı değilim, hep totomun üstüne düşüyorum. Geliştireceğim elbetde de bu nie aynısını yapıyor ? Onu geçtim nerden biliyor? Bunları ben buldum.

Tam zamanıydı Conan'ın kalkmasının. Neyse gelsinde, tanıştırayım yeni gelenle.

"Hadi gel başbelası, ayna diye yeni bişey var ve içinde sana benzeyen biri, bakalım mı?

Benimle aynaya oda yaklaştı. Bir dakka! Bir dakka , aynadaki kardeşim değil mi?

İnanamıyorum, bu ayna sadece bizleri yansıtıyormuş. Ozaman başta oynadığım

bendim...

Kardeşimden daha sevimliyim, üstelik numaralarda biliyorum, peki ben neyim?

Daha doğrusu bizler neyiz. Annişko ve abla bizim gibi değiller bu arada artık yüzlerini görebiliyorum. Kafamda bir sürü soru, cevaplarını bulamadan işte yemek zamanı. Nemi var? Tabiiki mükemmel tat ,Yoğurt...

Odamıza, Annişko gibiler ara ara geliyorlar. Bizlere bakıp" ne kadarda güzeller, hiç bu kadar beklemiyorduk " diye konuşuyorlar. Onlar bizleri övdükçe daha bir gururlu, mağrur duruyoruz.

Bugün Annişkonun yanında kayıt yetkilisi diye biri geldi. Bir kağıda adlarımızı yazdı. Annişkonun dediğine göre kimliklerimiz olacakmış. Ne işe yarar bu kimlik denilen şey, umarım faydalıdır. Ah, canım yandı. Neden acıttılar canımı? Sızısı içime oturdu. O ödül geldi, yoğurdum ve acım geçiverdi.

Annişko bugün çok mutlu, hatta ayakları yere basmıyor. Ablamla olan konuşmasından anladımki kimliklerimiz gelmiş.

Bakalım ne yazıyor; tabiiki ben okuyamıyorum, annişkoyu dinliyorum.Aydınlığa ulaştığım zaman, doğum günümmüş.

Adım Constantine,

Cons değilmiymiş ?

Fransız Bulldog...

Anlamadım!

For Show #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin