Artık kariyerinin kıyılarında yüzen ve hayattan zevk almayan K-Pop idolü Roseanne Park, çıktığı iş seyahatinde Los Angeles'ta yaşayan genç adam Jeon Jungkook ile tanışır.
Roseanne Park Chaeyoung x Jeon Jungkook
ARKADAŞLAR BİR GÜN İÇİNDE OY SINIRINI DOLDURDUNUZ YEMİN EDERİM ELİM AYAĞIM BİRBİRİNE DOLANDI BÖLÜM YETİŞTİRECEĞİM DİYE
yeni bölüm için: 70 oy
keyif okumalaar
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Hadi, son bir tane daha! Lütfen!"
Anın getirdiği heyecanla çocuk gibi yerimde adımlayarak Jungkook'a tezahürat yaparken üzerime çektiğim bakışları kafama takmıyordum. Sonuç olarak burası bir oyun alanıydı, kütüphane değil. Sessiz olma şartı gibi bir şey de yoktu.
"SON İKİ SANİYE KALDI!"
Annesinin elinden tutarken yanımdan geçen küçük erkek çocuğu bağırışımdan korkup ağlamaya başladığında gözlerimi devirdim.
Ödlek.
Çocuğun bacağına sarıldığı annesi bana bakarak kınayan sesler çıkardığında tam onlara dönüp laf yetiştirecektim ki, Jungkook'un son sayıyı da attığını gördüm.
Elinden ayrılan basketbol topu ağır çekimde demir potaya doğru yol alırken, dişlerimi sıkarak ortaya çıkarmış ve tek elimi yumruk yapmıştım. Jungkook sanki isabet ettireceğinden emin gibi rahat bir ifadeyle eğdiği belini doğrulttuktan saliseler sonra ise, top halkaya bile değmeden demir zincirlerin arasından hoş bir ses çıkararak geçip zemine düşmüştü ve siyah dijital tabelada kırmızı renkle yazılı olan puanı yüze yükselmişti.
Dudaklarımı kocaman aralayarak karşımdaki gururlu bedenle göz göze geldiğimde, küçük bir çığlık atıp ona doğru koşmuştum. "Jungkook, harikasın!" Ben kollarımı boynuna hızlıca sarmamdan sonra ellerini kalçam ve belim arasına bir yere yasladığında şiddetli olmasa da Jungkook'un bir adım gerilemesine sebep olmuştum.
İkimiz de öncesinde kestirdiğimiz için akşam yemeğinden sonra dışarı çıkmaya karar vermiştik ve soluğu caddenin üzerinde bulunan bir oyun salonunda almıştık. Her şey oldukça spontane gelişmişti:
Bir buçuk saat önce
''Daha önce hiç atari salonuna gelmediğime inanamıyorum!''
Az önce karşılıklı oynadığımız sokak dövüşü oyununda Jungkook'un bütün yenilme çabalarına rağmen kazanamamıştım fakat yine de tarifsiz bir mutlulukla doluydum. Burada oynadığımız yaklaşık beşinci oyun falandı ve neredeyse hiç sıkılmadan tüm aletleri denemek istiyordum.
Yüzünde takılı kalan gülüşüyle Jungkook, başıyla ilerideki standı gösterdi. "Ben birkaç bilet daha almaya gidiyorum, sabaha kadar buradayız anlaşılan."
