0.7 - the cursed shoe

770 146 44
                                    

🎵 twice - f.i.l.a (fall in love again)

(reklamlar)

nır yok yorum yapın yeter iste böyle de koca yürekli bir insanım

(reklamlar bitti)

:'(

iyi okumalar tabii böyle bir şey mümkünse

Paranın insanları mutlu ettiğine kesinlikle inanmazdım lakin, bir şekilde mutluluğu bize getirdiğine inanırdım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Paranın insanları mutlu ettiğine kesinlikle inanmazdım lakin, bir şekilde mutluluğu bize getirdiğine inanırdım.

Şimdi burada, bu dükkanda, binlerce dolara mâl olan pahalı, lüks ve en çok da gözbebeğim olan eşyalarımı tereddüt bile etmeden satıyordum. Jungkook içindi.

Basit bir zincir market poşetine sıkıştırdığım Saint Laurent ürünlerini görevli kadına gösterdiğimde beni ve getirdiklerimi ağız burun bükerek süzmüş ve "Beni kandırabileceğini mi sanıyorsun cidden?" diyerek bana resmen kıçının bir tarafıyla gülmüştü.

Gel gelelim, yaklaşık bir hafta önce yapılan defile öncesi kırmızı halıdaki fotoğraflarımı açıp tek bir kelime etmeden ona gösterdiğimde yüzünün aldığı ifade, şu ana kadar bana en çok zevk vermiş olan olay olabilirdi.

İlk başta ne kadar yalnızca yüzüğü satmayı düşünsem de; elbise, çanta ve ayakkabımın da artık bir işe yaramayacağını düşünüp yanıma almıştım.

Fakat öncesinde fazla ayarlarımla oynadığı için bana $3.000 teklif ettiğinde içimde bir şeyler dalgalansa da, burun kırıştırarak daha önce gittiğim mekanın -ki burası uğradığım ilk dükkandı- bana $6.000 paha biçtiğini söylemiş ve aynı onun gibi, "Asıl sen beni kandırabileceğini sanıyorsun sanırım, hm?" gülerek söylenmiştim.

"Bak, seninle bir anlaşma yapalım," Ona talepkâr bir ifadeyle bakarken, meraklanan kadına karşı dudaklarımı büzdüm ve poşetteki son parçaya, YSL simgesinden oluşan bir topuğa sahip ayakkabımı tutup çıkardım. "Bu ayakkabı benim için çok değerli, çünkü Bay Anthony bizzat kendisi bana hediye etti." Hiç acele etmeden, onu tezgâhın üzerindeki diğer eşyalarımın yanına aheste aheste koyarken kadının hayranlık dolu içlenmelerini işittim ve yüzüme şeytani bir gülümseme kondurdum. "Normal şartlar altında asla satmam, fakat bana memnun olabileceğim bir sayı verebilirsen bu fikrimi bir kez daha gözden geçirebilirim, belki."

Kadının bütün odağı ayakkabıya kaydığında yüzümdeki görünmez maskeyi indirdim ve endişeyle suratını izlemeye başladım. O ayakkabıyla neredeyse on saat ayağımda kalmıştı ve sabah elime geçirdiğimde berbat haldeydi, bu durumda ne yapacağımı hiç düşünmeden en yakınımdaki temizlik ürününe, yani bulaşık deterjanına uzanıp süngerin yumuşak tarafıyla ayakkabıyı temizlemeye çalışmıştım.

los angeles boy, rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin