GİZLİ GEÇİT Mİİİ !!!!

19 3 0
                                    

Bende korkmuş bir sesle neden dedim .
Elifle bartu : Ona şuan dokunursan iyilik deil kötülük yapmış olursun onun elektrip çarpılmasına sebep olursun
dedi ve ben biraz korktum . Arda biraz daha böyle tepkiler verip puf olmuştu ,yani bayılmıştı . Hemen Bartu onu yatağa taşıdı . Sakinkeştirici verilmiş gibi uyuyodu , ben korkmaya  başlamıştım uyanmıyordu, acaba ona bişey mi olucaktı ,neden korkuyordum , daha 1 gün bile olmadı tanışalı , onu önemsiyor muydum ohh hayırr olamaz saçmalamayı kes. Sonra elifle bartuya sordum ;
Tuğçe: Ben, bana bişey olmadı, bişey olmaz dimi ?
Elif : Aaa cidden sana bişey olmadı senin kalkanın mı açıldı ne :))
Tuğçe: Ya arda ne zaman uyanır ?
Bartu : Bi kere sen şuan uyanmasını bekleme o sabaha kadar uyur böyle , bunun etkisinde kalan en çok da o oldu aslında benden daha güçlü neden öyle oldu ki neyse uyanınca sorarıź neler gördüğünü belkide görev ona verilmiştir ha elif ?
Elif: Olabilir bartu çünkü böyle uyuması normal değil .
Tuğçe: Ne görevi ?
Bartu: Sen gelmeden önce biz ALLAH katına çıktık ve bize orda bi görev verildi görev içeriğide ;
"Her kimi seçtiysem o ki soluksuz uyur"
İşte Tuğçecim bu yüzden demekki görev ardaya verilmiş , ki böyle soluksuz uyuyo.
Elifden : Bir anda kolumdan birinin beni çekmesiyle irkildim bartu bana dediki "bırakalım biz varken içini dökemez" dedi bende kafamı olumlu yönde salladım ve odadan çıktık.
Tuğçe : Ardanın elini tutup yüzüne bakıyordum, beyaz teni ,sarı saçları,maviş gözleri bi dk maviş maviş bakan gözleri nerdeydi ? Bu beni üzmüştü ardaya baka baka uyuyakalmışım. Ben uyanmıştım ama ardanın mırıldanmaları beni uyandırmıştı bir anda ardaya baktım ve kabus görüyo gibiydi , ellerimi sıkıyo soğuk soğukda terliyodu,başınıda ara sıra sağa ve sola çeviriyodu . Bende hemen elifle bartunun yanına gittim ve olanları anlattım , hemen ardanın yanına geldik  arda bizim gelmemizle , hepimiz odaya girince kapılar kapandı ve bir anda bi geçit açıldı. O an arda uyandı . Ama kalkacak gücünün olmadığını söyledi. Bende ardanın koluna girdim ve bir anda ikimizin arasında bi etkileşim oldu . N'olduğunu anlamamıştım . Ama sonra bir anda dizlerimin bağı çözüldü . Yere kapaklandım . Bacaklarımda bir ağrı vardı . Arda da sapasağlam ayağa kalkıp ;
Arda: İyi misin Tuğçe ?
Tuğçe: Sen nasıl ayağa kalktın ya ?
Arda : Bilmiyorum ilacımı buldum galiba .
Tuğçeden: dedi ve göz kırptı . Ben büyülenmiş gibi bakıyordum . Sonra bana yürüyüp yürüyemeyeceğimi sordu.
Bende tabiki yürürüm dedim, ama mevzum yürümek falan değil ,ayağa bile kalkamıyordum. Arda benim kalkamadığımı görünce , hemen beni kucağına aldı ve bende hayır diyemedim. Çaktırmayın benimde hoşuma gitmişti.
Hemen geçitten geçip , cennet gibi bir yere gelmiştik . Burası neresiydi böyle ? Yemyeşil ağaçlar , bir sürü güzel kokan çiçekler , ateş böcekleri ve uğur böcekleri etrafta uçuyordu. Ben baya etkilenmiştim , cennetten farkı yok gibiydi. Sonra Arda beni hemen bir kulübenin yanına götürdü. Hemen içerideki yatağa oturttu. Elifle Bartu da yanımızdaydı. İçeriye biri girdi , ak sakallı dedeye benziyordu tabi ben bunları içimden geçirirken , arda bana kaş göz yaptı ,ben bişey dememiştim ki , beni nerden duymuştu , meğerse aklımı okuyormuş . Bizim kutuplarımız zıt olduğu için akıllarımızı okuyabiliyormuşuz . Elifle Bartu da bizden farklı değillerdi . Ak sakallı dede hemen ben hariç herkeze bakarak ;
Ak sakallı dede: Bu elektriğin ilk varisi mi?
Tuğçeden: Deyip önümde eğilmişti meğerse ben dünyanın en değerli ve en güçlü varisiymişim . Arda Elif ve Bartuda önümde eğildi ve kalktı . Arda başımızdan geçen olayları anlattı ve ak sakallı dede benim ayaklarıma bakarak bir toz çıkardı cebinden .
Ak sakallı dede: Arda bunu al ve  bu tozla bir karışım yap ve kreliçenin ayaklarını yıka , ama sen yıka .
Tuğçeden: Dedi ve önümde tekrar eğilip gitti . Bende hemen sordum;
Tuğçe: Noldu niye eğildiniz önümde ?
Elif: Bak Tuğçe sen bu dünyanın ALLAHTAN sonra en güçlüsüsün , yani önüne böcek bile çıksa önünde eğilmek zorunda .
Tuğçeden: dedi ve ben ona şaşkın şaşkın bakarken, ağzımda açık kalmış, ben fark etmemiştim. Arda hemen ağzımı kapattı .
Ben ardaya bakmıştım.
Arda:Ağzını kapa bakalım prenses QwQ UWU. deyip susmuştum. Tuğçenin yanakaları al al olmuştu . Bende hemen onu kucaklayıp derenin yanına götürmüştüm .Ordan hemen su alıp tozla bir karışım yaptık . Yani ben yaptım , hemen Tuğçenin ayaklarını yıkamaya başladım , Tuğçenin yüzü buruşmuş kendini gülmemek için zor tutuyordu , galiba gıdıklanıyordu . Sonra ayaklarını bir bezle sardık , ve Tuğçeyi kucağıma alıp bir yere oturduk . Tabi Tuğçe kucağımdan inmedi . Olsun ben sevmiştim itirazımda yoktu. Neyse ben gördüğüm rüyayı anlatmamı istediler.
Bende anlatmaya başladım ;
Arda: Biliyosunuz benim en çok tırstığım şey şimşek , rüyamda şimşekler vardı ve bir cadı evine benzer bi ev vardı . İçeriye girdim . İçerisi bizim sığınak gibiydi . Ve içeride bir sürü karışımlar ve kazan vardı . Kazanın içine baktığımda ise Tuğçeyi ölümle burun buruna gör-
Elif : Tuğçe Tuğçe uyan uyann Tuğçe uyumaa Tuğçeee .
Arda :Ha-hayırr hayır hayır seni buldum bir daha kaybedemem (ağlamaya başlar)
Tuğçeden: Herkez başımda Tuğçe uyuma uyan diye bağırıyodu , ama ben gözlerimi açamıyordum . Ama burnuma çok güzel bi koku geliyordu , galiba bu bu kokunun sahibi ardaydı . Bir anda gözlerimi açtım ve ardaya baktım , arda ağlıyordu bir anda bana baktı ve dudağıma doğru yaklaştı . Ben hiç birşey yapamadım sanki kilitlenmiş gibiydim git gide yaklaşmıştı.

                 DEVAM EDECEK..........

Elementel!...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin