resim

3.7K 229 315
                                    

Boşluk

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Boşluk.

Şu an tamamıyla bomboş hissediyordum, duygularından arındırılmış bir akıl hastası gibi. Her şeyiyle soyut olan bir çocuk gibi.

Şu an odamda kimsesiz bir şekilde ölmek için her şeyimi verebilirdim. Ama biliyordum ; bedenim direnmeyi bırakana kadar yaşayacaktım. Bu böyleydi çünkü... Hep böyle olmaz mıydı zaten?

Soğuk odamın duvarlarını izlerken pikap da çalan ağır nostaljik şarkıyla kafamı yatak başlığına yasladım. Mental anlamdaki yorgunluğum, bileklerimdeki onlarca kesikten daha da ağır ve acı vericiydi. Nefes alırken göğsüme saplanan ağrılar artık beni yoruyordu.

Tek bir amacım vardı bu hayatta ; dans etmek.

Diğer şeylerle ilgilenmiyordum, insanlar umurumda değildi. Bu hayatta kovaladığım tek şey mutluluk ve başarıydı. Fakat bu insanlara her zaman fazla geldi, sanki mutluluğu hak etmeyen tek insan bendim bu dünyada. Asla istediğim gibi olamadım, her seferinde yaşarken öldüm.

Çünkü mutluluğu bir kere yaşamak için, bin defa ölmek gerekiyordu.

Ben bir değil, çoğu kez öldüm. Her dirilişim, bir diğerinden yıkıntılı oldu.

"Minho," aşağıdan gelen sese cevap vermek yerine daha da sindim yerime.

Kimseyle konuşmak değil tamamen yalnızlığımda boğulmak istiyordum.

"Minho!"

Kapı sertce açıldığında kafamı yavaşça o tarafa çevirdim.

"Sana sesleniyorum bebeğim, neden cevap vermiyorsun?" annem elindeki tokayla siyah saçlarını tuttururken fazlasıyla aceleci gözüküyordu.

"Duymadım anne," dedim sakin bir sesle. Hayır duymuştum ama cevap vermek istememiştim.

"Ah her neyse. Hazırlandın mı? Baban aşağı da bizi bekliyor." odanın içerisine adımlayıp dolabının önünde durdu ve tekrar bana baktı.

"Korseni taktın değil mi?" tek kaşını kaldırıp sorgulayan bakışlarıyla bedenimi süzüyordu.

Ben bir dansçıydım, dediğine göre bedenim sarkmamalıydı.

"Taktım."

Başıyla onaylayıp valizime bir kaç kıyafet daha koyduktan sonra fermuarını çekip ayaklandı.

"Hadi çıkalım canım."

Yatağımdan kalkıp, önceden hazırladığım sırt çantamı koluma taktıktan sonra ağır adımlarla kapıya doğru yürüdüm. Bedenimi sıkıca saran korse yüzünden haraketlerim kısıtlıydı. Buna alışmıştım.

Kapıya yaklaştığımda bana cehennemi hatırlatan kasvetli odama son bir kez daha baktım. Benim hayatım tamamıyla bu odayı kapsıyordu. Bu odanın dışında bambaşka bir insandım ben.

salvatore • minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin