Planlar...

493 22 10
                                    

Gökdeniz, ani bir tekme ile irkildi. Uyandığında arkadaşları bağlıydı ve samanlıktalardı. Özgür ve Volkan konuşuyordu. Volkan, Gökdeniz'in uyandığını farkedince ona her şeyi anlattı. Gökdeniz'in o an emin olduğu tek şey ise, Özgür'ün güçlü bir tekmesi olduğuydu.

"Kızlar da amma uykucuymuş! Ya da şekerleri özel bir şeker. "Bunu söyleyen Volkan'dı.

" Belki de bünyeleri kaldırmadı. "dedi Gökdeniz düşünceli bir şekilde. Kafasında bin tilki vardı, ve kuyrukları birbirlerine değmiyordu.

O sıralarda, uyandığı an gözleri pörtleyen Mira'yı fark etti Gökdeniz. Arkadan Volkan atıldı.

" Günaydınız efendim, oldukça lüks samanlığımıza hoş geldiniz. İçecek olarak ter verebilirim... "

Mira:Sen ne saçmalıyorsun? Allah aşkına, bu durumda şaka mı yapılır? Neler oluyor anlatabilir misiniz?

Volkan:Saç malanmaz taranır birrr, bu durumlarda iyi düşünmek için mutlu olmalıyız ikiiiiii" Özgür, her şeyi bu laftan sonra anlatır, ve Volkan'ı Gökdeniz ile destekler.

Mira, zıplayarak ayağa kalktı. Cırtlak sesli kadın, bağıra bağıra şarkı söylüyordu. O anda kulağını kapamayı çok isterdi.

Zıplarken, Arzu'nun uyandığını ve mırıldandığını gördü:Kabus.... Tıpkı dün geceki silahlı amca gibi...

Mira;Arzu? İyi misin? Ne amcası, ne silahı?

Arzu:Ruya idi işte... Şu an olduğu gibi...

*******

Mira, bu laflar ile afallamıştı.Gerçekten silahlı adam eve gelmiş olmalıydı. Yoksa onları kim kaçırırdı ki?

Mira;Bu doğru olabilir Arzu, ve şu an rüyada değilsin. Ben sana her şeyi anlatayım...

Arzu'nun şaşkınlığı geçmişti. O da planlar kurmaya başladı. Mira, samanlıktaki duvarlarda kıymık veya çıkıntı gibi bir şey aradı. Üst kata çıkmaya karar verdiğinde, herkes önce düşeceği içim telaşlandı. Ama yukarı çıkamassa, temelli burada kalacaklardı. Zıplaya zıplaya, düşe kalka tırmandı. Minik bir kıymık buldu, ve elindeki ipi aşındırıp kopartmak için ipini sürtmeye başladı. Bu bayağı zaman alacak... Diye düşündü. Ama asla pes etmeyecekti.

Mira, otuz dakika boyunca uğraştı. Kopmasına az kalmıştı. Bir on dakika daha sonra  ip koptu. Hızla ayaklarını çözdü, aşağıya indi. Arzu'yu ve Volkan'ı çözdü, onlar da Gökdeniz ve Özgür'ü çözdü. Belki ihtiyaç olur diye, ipleri yanlarına aldılar.Gökdeniz,yavaşça kapıya yaklaştı. Kadın, uzakta duruyordu. Hızla dışarıya çıktılar. Samanlığın yan tarafına kaçtılar.

Hepsi, derinnnn bir nefes aldı. O pis havadan sonra, bu mis gibi götürüldükleri yerin havası çok iyi gelmişti. Her taraftaki kiraz çiçekleri, buraya ayrı bir hava katıyordu. (Medyada kiraz çiçeği var.) Samanlık ve ev bitişikti. Hızla kapının önüne doğru yürüdüler.Volkan, camdan baktı. İçeride kimse yoktu, telefon bulabilmek için bulunmaz bir fırsattı bu.

Gökdeniz,camın önünde nöbet tutacaktı, çünkü kuş gibi bir ıslığı vardı, ve bu şekilde haberleşiyorlardı. Eğer bir sorun olursa ıslık çalacaktı, o insanlar ise Gökdeniz'i kuş sanacaktı.

Hepsi içeriye atladı. Odalara dağıldılar. Resmen hiçbir şey yoktu, ne bir telefon, ne bir bilgisayar... Bir tanetane radyo, bir tane de televizyon vardı. Mecburen, gizlice cırtlak sesli kadının telefonunu alacaklardı.

Pencereden çıktılar. Kadın, uyumuştu. En sessiz olan Gökdeniz, yavaşça yaklaştı. Telefonu kaptı, neyse ki kulaklık mp3'e bağlıydı. Tam polisi arayacakken, arkadaşlarının telaşlı kısık seslerini duydu:

"Geliyorlar! "

*********

Yeni kitabıma yorum, bölümlerime oy bekliyorummmm, emeğe saygı, takibe takib, oya oy var.

Hayatınızın istediğiniz gibi geçmesi ve okumaktan vazgeçmemeniz dileğiyle...

ALTI KAFADARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin