Ormanda ilerleyen Bir hızlanan bir yavaşlayan toynak sesleri, atlar yorulmuştu artık. Hafif seyiren gözlerle takip edilen yol boyunca Tüccarlar yorgunluktan atlarına sarılmaktaydılar. Aras elinde gevşeyen kılıcı daha sıkı kavrama ya çalışıyor. Akman uzun yolda yıpranmış olan atının başını okşuyor, Yaman yaşadıkları olayın etkisinden çıkamıyor sürekli etrafına bakıyor ve korkuyordu. Ülgen en önde atını koştururken birden atını dizginini çekerek durdurdu. Ülgen;
- 1 gündür dur durak bilmeden yoldayız, dinlenmeliyiz, burda Kamp kuracağız.
O kadar yorulmuşlardı ki attan düşerek inmişlerdi. Pusatlarını indirdiklerinden sonra, Odunlar toplandı ateş yakıldı.
3-4 parça et kurusu ile karınlarını doyurdular. Hafif rüzgarı etkisi ile dalgalanan ateşten adeta uğultular gelmeye başlamıştı, biraz vakit geçtikten sonra uğultular artmaya ormanı büsbütün sarınca Aras;
- Neler oluyor?Aras' ın uzun saçları dalgalandıkça dalgalanıyor rüzgar ateşin olduğu bölgeye daha sert ve hırçın bir şekilde vuruyordu. Saçları rüzgardan yüzünü kapatıyor, önünü göremez hale geliyordu. Ülgen;
- Bilmiyorum, ama tek bildiğim şey burada daha fazla durmamamız.
Akman;
- Begim atlar ürkmeye başladı.Atlar, şaha kalkıyor gözleri karanlıkta adeta bir inci gibi parlıyordu.
Ülgen;
- Çabuk atlara!Begler hızlıca atlara davrandılar. Ama garip birşey vardı Yaman Ata binmemiş ateşin başında kuru eti ağzında geveliyordu. Ülgen emir veren bir sesle;
-Yaman, ne duruyorsun gel buraya.Yaman Ülgen' e yavaşça döndü, gözleri kıpkırmızı, dudakları bembeyaz, yüzünde gezen damarları simsiyahtı. Elindeki kuru eti ateşe atarak anlaşılmayan sesler ile Ülgen' e cevap verdi fakat Ülgen dediklerine anlam verememişti. Aras;
- Begim, gitmeliyiz.
Ülgen;
- Hayır, Yaman olmadan olmaz.Yaman çevik bir hareketle Ülgen' in atına davrandı. Son anda farkeden Ülgen atını sağa çekerek saldırıyı savuşturmuştu. Akman;
- Begim, Aras haklı gitmeliyiz hemen.
Atlar daha da huzursuzlaşmaya, öfkelenmeye başlamışlardı. Ay adeta kendini gizliyor göz gözü görmüyordu. Ülgen;
- Aras, Yaman' ın atını kendi atına bağla çabuk.Aras, çok cevik bir hareketle ipi atın koşumuna bağladı. Atına geri kurulacaktı ki bir anda Yaman ile göz göze geldi, gözlerini ondan alamadığını fark edince gözlerini kapatıp başka yöne baktı.
Aras;
- Sakın gözlerine bakmayın. Dedi.
Ülgen;
- Akman, Aras' a yardım et.
Akman, Aras' ın atının uzaklaşması için ayağı ile atına tekme attı ve sonrasında Ülgen ve Akman' da hızla Aras' ı takip ederek uzaklaştılar.Yaman, bir körmesin kurbanı olarak ruhunu yitirmişti. Ruhunu koruyamamış ve bir körmesin kontrolüne girmişti.
Saatler sonra Ülgen Aras' a dönerek;
- Nasıl olur Aras?
Aras;
- Begim bende şaşırdım. Fakat Yaman Yol boyunca sağına soluna bakıyordu ve pek endişeliydi. Sanıyorum ki onu bu hale getiren korkusuydu. Onun için üzülüyorum.Ülgen;
- Birinizi kaybettim, birinizi daha kaybetmeye tahammülüm yoktur. Dikkatli ve inançlı olun. Yoksa bu pusatlar düşmanı değil bizi doğrayacak.
Akman; Begim, öyle bir mahlukata dönüşüpte sizlere düşman olacağıma, bu pusatla kendimi doğrarım.
Ülgen pusatını arkasına atarak;
- Şunu bilelim mücadelemiz artık kendimizledir. Pusatlara değil sağlam yürek ve inanca sahip olmalıyız. Gök Tengri bizimle olsun...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ötüken Yolculuğu
Historical Fiction4 Türk Tüccarın gizemli Ötüken yolculuğu (Seri Devam Ediyor)