Afşar Obası

59 7 3
                                    

Güneş doğmak üzereydi. Hava o kadar soğumuştu ki begler atın üstünde battaniyelere sarılmışlardı. Kar yağmaya başlamıştı. Düşen kar taneleri atların yelelerine yapışmış, kirpikleri buz tutmuştu. Kar yağışı hızlanmaya başladıkça atlar daha rahatsız oluyor, Begler atlarının durumuna endişeleniyorlardı. Ülgen elinden eldiveni çıkararak havaya doğru tuttu. Düşen Kar taneleri eline düşüyor ve çocukluk yıllarına dönüyordu. Ülgen çocukluk yıllarında babası ile her hafta ava giderlerdi. Karlı havalarda babası avını yapar, oda bir kütük üzerinde gökyüzünden süzülen Kar tanelerini izler elleri ile yakalamaya çalışırdı. Bulunduğu durumda eskiyi daha çök özler ve hisseder ya insan. Ülgen'de tam o duyguyu yaşıyordu.

Aras ve Akman arkadan takip ediyorlardı Ülgen'i. Düzlük yoldan bir patika yola geçiş gördüler. Ülgen, başından şapkasını çıkarıp, derin nefes alıp verdikten sonra hafif bir tebessüm ile;

- Beglerim, Ötüken yakındır.

Haberi duyan Akman ve Aras yüzlerinde gülümsemeler ile atlarını sevip teselli sıvazlaması yaptıktan sonra Aras;

- Bunun üzerine bir Kımız içeriz değilmi Begim.

Akman, Aras' ın bu sözüne kahkaha atmaya başladı. Ülgende dönüp Aras' a gülmeye başladı.

Yoğun kar yağışı devam ederken begler patikaları seçe seçe ilerliyorlar, mümkün mertebe güzergahı kaybetmemeye çalışıyorlardı.

Saatler sonra, yüksek dağların arasında bir ovada bir oba görmüşlerdi, Aras gözlerini Oba' nın bayrağına dikerek;

- Afşar obası olmalı burası Begim. dedi.

Ülgen;

- Buranın erleri yiğit ve savaşçıdır. Ötüken' e her ay 60 yiğit gönderilir buradan. Ötükende buraya 3 saatlik mesafededir.

Akman, ileriye çıkarak;
- Begim, gidelim konuşalım. Atlarımızda bizde perişan haldeyiz. Hem dinleniriz hemde Oba Begine pusatlardan birkaçını hediyemiz olarak sunarız.

Aras;
- Akman doğru söyler Begim.

Ülgen yavaşça atını okşadıktan sonra;
- Doğru dersiniz, hayvancağızlar çok kahrımızı çektiler. Bizimde durumumuz farklı değildir. Gidelim...

Uzayan yol boyunca ilerlediler. Oba' ya varmışlardı. 2 muhafız belirdi Oba' nın girişinde, Muhafız;
- Sizde kimsiniz?

Yorgunluktan bitap düşmüş begler önce Muhafız' ı sonra göğü selamladı. Ülgen;

- Bizler Silah Tüccarlarıyız Yiğit. Zor bir yolculuk geçirdik, Oba Begiyle görüşmek isteriz.

Muhafız, tüccarların ahvalini konuştuktan sonra daha iyi kavrayarak Ülgen' e;
- Geçin şurada soluklanın, ben Begime haber verip geleceğim.

Diğer muhafızı göstererek;

-Atlarınızı kardaşım Alp' e verin beslesin, içirsin. dedi

Begler onaylar ifadeyle atlarından indikten sonra Pusatlarını atların bellerine takıp, muhafıza atları teslim ettiler.

Oba' ya göz gezdiren tüccarlar, kilim dokuyan anaları, çelik çomak oynayan çocukları, atları ile ilgilenen alpleri, dereden getirdikleri suyu taşıyan kadınları, yeni çadırlar inşa eden insanları görmekteydiler. Oba yıpranmış bir yapıya sahip olup birçok savaş ve afet görmüştü. Afşarlar sabırlı ve dirayetli insanlardı. Yaralarını sarmayı iyi bilir, hızlı ve beceriklilerdi. Erkekleri çok iyi at kullanır, kadınları derilerden ayakkabılar, kilim, halı, at koşum malzemesi yaparlardı. Kısacası bu oba Ötüken' in göz bebeğiydi.

Etrafa göz gezdirirlerken Oba Beginin yanında iki adamı ile kendilerine doğru geldiklerini görürler. Oba' nın Begi 50' li yaşlarında, büyük cüssesi ile dikkat çekmekteydi. Birçok savaşta komutanlık yapan Afşar Begi en sonunda yurduna dönüp obasının başına geçerek uzunca süre politika ile meşgul olmuştur. Yabgu' nun bir zamanlar Uçbeyi olmuş bu Afşar beyi oldukça tecrübe sahibi, yapacağı icraatlarını öncesinde dostları ile danışan ve karar veren, halkı için geceli gündüzlü mesai harcıyan Lider vasfında bir Oba Begiydi.

Elleri arkasında, pusatı belinde sağa sola çarparak yürüyen Beg, Ülgen' e ve arkadaşlarına selam vererek;

- Hosgelmişsiniz, kandaşlarım. dedi

Ülgen;

- Hoşbulmuşuz, Begim. dedi.

Afşar Begi bir çadır göstererek;

- Nerden geldiniz, kimsiniz diye sorupta sizleri yormayayım. Burada dinlenebilirsiniz, benim biraz işlerim var.Akşam düğünümüz var, sizinle o zaman uzun uzadıya konuşuruz. Buyurun geçin.

Ülgen ve arkadaşları selamlarını vererek şükranlarını belirttikten sonra gösterilen çadıra yerleşip, dinlenmeye geçerler.

Ötüken YolculuğuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin