Soğuk hava çocukluğumdaki gibi Milano'yu felce uğratmıştı. Arabalar durmuştu ve herkes evlerinde hapsolmuştu. Bundan yararlanarak kolayca dışarı çıkmıştım. Ama nereye gideceğimi ya da nerede kalacağımı bilmiyordum -tıpkı çocukken olduğu gibi-. Soğuktan dolayı buzlanan kaldırımın altındaki yaprak botlarımın altında ezildi. Karşıya baktığım zaman bir anne ve oğlunu gördüm. Annesi oğluna sıcak bir gülümseme veriyordu; oğluda ona. Bu sahne bana bir çok şey anımsatmıştı. Henüz on ya da on bir yaşında küçük bir çocukken annemin bana böyle gülümsediğini hayal ederdim. Bu içimi ısıtırdı.
Ama şimdi sadece büyük bir hüzün veriyordu.
Bir iç çekip önüme döndüğümde bir kez daha ne yapacağımı düşündüm. Bir yolu yoktu. Belkide eve dönmeliydim, ve herkese biraz dolaşmaya ve kafamı dağıtmaya gittiğimi söylerdim. Ama bu işe yaramayacaktı. Gitmeyi bir kez aklıma koymuştum zaten. Başka bir şey yapamazdım.
Yanımda bir korna öttüğünde düşüncelerden kafamı sıyırdım. Siyah, spor araba görünümlü eski bir araba yanımda belirdiğinde elimde olmadan endişelendim. Arabanın camından bana gülümseyen Cirino bunu azaltmıyordu; aksine biraz daha korkuyordum.
Acaba beni görmüş müydü ?
Zayıf ve solgun bir gülümsemeyle ona baktığımda içimin hüzünle kaplandığını hissettim. Bir zamanlar iyi bir arkadaşım olarak gördüğüm kişiye şimdi bir hırsız gibi bakmak içimi parçalıyordu. Onunda fark etmemesi için dua ederken ince sesi beni tüm düşüncelerden sıyırdı.
"Bir yere mi gidiyorsun ?" Bir tepki vermediğimi görünce gülümsemesi soldu. "Bir sorun mu var ?" Başımı belli belirsiz iki yana sallarken inanmasını istedim. Bir sorun vardı. Hemde çok büyük bir sorun.
İnanmadığını belli eden yüz kasları olduğundan daha gergindi. Bu Cirino'yu böyle gördüğüm ilk zaman değildi, ama ilk kez bana böyle bakıyordu. Cirino'yu kime sorsanız aklına ilk gelen şey kocaman bir gülümseme olurdu, ama benim baktığım Cirino kesinlikle o adam değildi.
"Beni kandırma." Yüz kasları beni daha fazla korkutmak ister gibi gerildiğinde yok olmak istedim. "Bir sorun var, öyle değil mi ?" Dedi sonlara doğru sertleşmeye başlayan sesiyle. Başımı hızla iki yana salladığımda kaşlarını çattı.
"Gerçekten bir sorun yok, Cirino. Ben sadece...biraz kafamı dağıtmak istedim o kadar." Sahte bir gülümsemeyle ona baktığımda arabadan inişini izledim. Yanıma yaklaşıp yüzüme bir şey anlamak ister gibi baktığında yutkundum.
"Bir sorun olmadığını söylemiştim." Ciddi ses tonum onu ikna etmeye başlıyor gibiydi. "Sadece bir yere gitmem lazım...beni bırakabilir misin ?" Bir sorun olup olmadığını anlamak için bir kez daha bana baktı. Tamam dercesine başını salladığında rahatladım, çünkü biraz daha öyle baksaydı yemin ederim her şeyi anlatacaktım.
"Pekala," araba anahtarını çevirdiğinde şüpheli ifadesi hala yüzündeydi. "sen öyle diyorsan öyledir, ama ben bir sorun olduğunu düşünüyorum."
Hiçbir şey demedim, çünkü biraz daha konuşursam her şeyi anlatacaktım.
________
Dışarıda gördüğüm tanıdık görüntü beni bir kez daha etkiledi. Ağaçlar, kuşlar, arabalar hatta binaların dizilişi bile beni etkiliyordu. Bunun sebebini bilmiyordum ama istiyor muydum ? Hayır.
Arabadan inmek için harakete geçtiğimde Cirino'nun sıcak parmakları koluma dolandı. Ona neler olduğunu sorgulayan bir bakış attığında cebinden bir kağıt çıkardı. Ben hala şaşkınken gitmemi söyledi ve ben hala neler olduğunu anlamıyordum. Dışarı çıktığım zaman Napoli beni bir kez daha büyülemişti.
Meraktan çatlamadan önce kağıdı açmam gerektiğini düşündüğüm için en hızlı hareketlerle kağıdı açtığımda sadece bir telefon numarası gördüm. Bu Cirino'nun olabilirdi ama onun numarası bende vardı. Arkasında bir şey yazabilir düşüncesiyle çevirdiğimde hayatımda gördüğüm en iğrenç el yazısıyla karşılaştım.
"Bu kadar kolay olacağını düşünmüyordun herhalde ?"
__________
İtalya'nın bütün şehirlerini geziyoruuuuuz
vote düşmesin bu beni üzüyor
şey artık bunu yazarken eskisi kadar keyif almıyorum ):
Şey, eee, final ?
üzgünüüüm