Merhabalarr:) gerçekten heyecanla bekleyen varmı bilmiyorum ama geciktiğim için özür dilerim. Bir haftadır tekbirşey yazamadım. O kadar zorlandım ki ama sonunda iyi kötü bir bölüm oldu. Umarım beğenirsiniz. Burdaki ve sonda ki yazıyıda okuyun lütfen.
Şu bir haftada belki defalarca rahatsız ettiğim, bir soruyu emin olmak için iki defa sorduğum ama hiç bıkmadan cevap veren, bu bölümü yazmama en çok yardımcı olan hatta bana yardım etmekten çok ilham veren öz ablamdan ayırmadığım Büşra ablama, değerli ilham meleğime ithaf ediyorum bu bölümü. Gerçekten çook teşekkür ederim Büşra abla sana minnettarım gerçekten hakkını ödeyemem. Sen olmasan yapamazdım teşekkür ederim. Seviliyorsun Büşra Ablam.
Yani Bölüm İthafı:LiveYourlife319
Ve size kitabını öneriyorum. Okursanız hiç pişman olmazsınız. Bölümlerini heyecanla beklediğim bir kitap. 'İntikamın Aşk Hali'
Lütfen okuyun.Tamam çokk uzattım gidiyorum.
Multi:Asya ve toplantıda giydikleri.Keyifli okumalarrrr:))))))
****************Aslında hayat iyi ya da kötü süprizlerden ibaret. Yarınımızın ne olacağı bugünden belli değil ama buna rağmen hayatımızı planlar yaparak sürdürüyoruz. Dün evleneceğim dediğim adamın bugün bir yabancıdan ibaret olması gibi. Planlarımız işe yaramıyor. Hayat bize şevkat gösteriyor derken aslında yaşatacağı acının etkisini arttırmasıymış bütün olay. Ne kadar yüksekten düşersen o kadar çok zarar görürsün demişler işte bu cümle herşeyi açıklıyor. Her şeyinle güvendiğin, sevdiğin adam aslında sana güvenecek kadar seni sevmediğini öğrenmek yıkımların en büyüğü belki de. Aslında bir anne ve babanın yavrusunu terkettiği bir dünya da başka bir adamın bunu yapmasını çok görmemek lazımdı. Otobüs köşeye yaklaşınca başımı yasladığım camdan kaldırarak silkelendim. 'Duracak' düğmesine bastım. Otobüs durunca yavaş yavaş indim. Durakta durup yolun tam karşısına baktım. İşte tam karşıdaydı.
'Hayal Cafe' yazısını defalarca okudum belkide. Emin miydim?
Geçen hafta Yağız'ın iş yerinden çıktıktan sonra o sahilde çok düşündüm. Hem benim bir suçum olmadığını açığa çıkarmam hemde Yağız'ın pişman olması gerekiyordu. Ve ben seve seve bu konuda ona yardımcı olacaktım. Bunu nasıl yapmam gerektiği konusunda çok düşündüm. Şirketleri 3 ortak tarafından yönetiliyordu. Bu ortaklardan biri yurtdışında ki şubedeydi. Diğeri ise emekli olmuş yerini oğluna bırakmıştı. Bence gayet de iyi etmişti. Çünkü gerçekten yakışıklı bir oğlu vardı. Bu da benim planım için yeterli sayılabilecek bir malzemeydi. İsmini tüm sosyal medya hesaplarımda aradım. Tabi ki de hepsinde hesabı vardı. Facebook ta arkadaş listesine göz attım. Aslında bunu yapma niyetim, Yağızın benden gizli bir hesabının olup olmadığıydı. Ama gerçekten kalabalık bir listeydi. Hadi ama kimin 4986 arkadaşı olurdu ki. Biraz göz atmanın ardından tam pes edecektim ki birini gördüm. Ömer GÜRÜM. Bu Ömer benim sınıf arkadaşım Ömer ve aynı en iyi arkadaşım Haleden hoşlanan Ömer olup olmadığını doğrulamak için ismine tıkladım. Kesinlikle oydu. Şans benim yanımdaydı. Ömeri aradım ve arkadaşlıklarını sordum. Ömer'in kuzenin arkadaşıymış. Ömer'e bir buluşma ayarlaması halinde Hale ile bir yemek ayarlayacağımı söyledikten sadece 8 dakika sonra numarasını buldu ve bir buçuk saat sonra ise buluşmayı ayarladı. Tabi ki de Hale'nin haberi vardı. Hatta o bunu benim için yapmak istediğini ama Ömerle aralarında birşey olamayacağını söylemişti. Ah hadi bakalım.
Ömer'in Hale'den ne kadar hoşlandığını düşünürsek buluşmanın bu kadar geç ayarlanması gerekmiyordu. Demek ki adam zorlu biriydi. Her neyse asıl zor olan buluşmanın ayarlanmasıydı. Ve ben şimdi bu kafede Ateş DEMİR ile buluşacaktım.
Arabalar durunca yolun karşısındaki kafeye yönlendirdim adımlarımı.
Kafeden içeri girdiğimde etrafta gözlerimi gezdirdim. Kırmızı sandalye ve beyaz masalardan oluşuyordu. Çok kalabalık değildi içerisi.Cam kenarında ki masada Ateş Beyi görüp oraya yöneldim. Beni görmemişti, zaten görsede tanıyamazdı ki birtek adımı biliyordu adam. Konuşmak için boğazımı temizledim. Zaten bakışlarıni camdan alıp bana yöneltmişti.
"Meraba Ateş Bey, ben Asya"dedim adımı hatırlatma gereksinimi duyarak. Bir süre beni süzdü ve "Ahh meraba Asya Hanım,nasılsınız?"dedi garsona gelmesi için el işareti verirken."İyiyim Ateş Bey siz nasılsınız" "Teşekkür ederim,bende iyiyim."dedi. "Geldiği-"
"Ne alırdınız" garsonun sorusuyla lafım bölünmüştü"Asya Hanım ne içersiniz"dedi Ateş kendine sütlü kahve söylerken. Garsonun ve Ateşin bakışları bana yöneldiğinde her ne kadar birşey içmek istemesemde nezaket olarak "bende sütlü kahve alabilirim"dedim. Garson gittikten sonra tekrar Ateş'e döndüm ve "Buluşmayı kabul edip geldiğiniz için teşekkür ederim."dedim tebessüm ederek."Bunlar da bazı sınav sonuçları belki görmek istersiniz." diye de ekledim. Elimdeki dosyaları aldı ve açtı. Bakmaya başladığında stresten avuçlarım terlemeye başlamıştı bile. Bu işi çok istiyordum. Hem ünlü bir avukat şirketiydi hemde Yağızın iş yeriydi. Staj görmek için gayet iyi bir seçimdi. Aslında sadece staj görmek için de değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Affet
ChickLitGözünü hırs bürümüş bir kız tarafından iftiraya uğrayan çaresiz bir genç kız. Sevdiği kızın onu aldattığına inanıp hiç birşey dinlemeden çekip giden bir erkek. Peki ya birgün herşey açığa çıkarsa... "Son pişmanlık çare mi?"