1.Bölüm

1.8K 88 13
                                    

Sabah yine Hale'nin kolumu koparır gibi dürtüklemesinden sonra zar zor gözlerimi açtım. Birazdan ders başlıycaktı ve ben hala hazır değildim.

"Gece Yağız la konuşmaktan uyumazsan hep böyle uykulu uykulu gezersin işte" diye yakınınca oflayarak lavaboya gidip işlerimi hallettim ve çıkıp hızlıca giyindim ve hemen derse indik. Annem ve babamı yıllar önce yangında kaybetmiştim. Akrabalarımızdanda pek fazla tanıdığım yoktu. Kardeşimle birlikte yurtta kalıyorduk ama sonra kardeşim Burcu'nun evlatlık alınmasıyla onu kaybetmiştim. Onu çok aradım ama en ufak bir iz bulamadım. Kardeşim ve bende olan içinde anne ve babamın resmi bulunan bir kolye vardı. Eğer hala elindeyse tabii. Liseyi bitirince kendi kaldığım yurttan ayrılıp okuyacağım üniversitenin yurdunda kalmaya başlamıştım. Ders çıkışı çalıştığım kafede Yağız la tanışmıstım. Bir süre sonra nişanlandık. Annesi İpek hanım beni çok sevip iyi davransada olmayan annemin gösterdiği sevgiyi gösterse de babası Osman bey için aynı şeyleri söyleyemezdim. Bana çok soğuk davraniyordu ve Yağız la birlikte olmamdan pek hoşlanmıyordu. Bugün izin günümdü ve okul çıkışı Yağızla buluşucaktık. Her ne kadar kafede çalışmama gerek olmadığını söylesede ona yük olmak istemiyordum. Ben bunları düşünürken çoktan sınıfta boş bir yere geçmiştik bile.

"Öff hemen bitsin şu dersler"diye yakındım Haleye doğru. "Aman biraz sabret kavuşucaksın sonunda" deyip göz devirdiğinde aynı şeyi bende yaptım. Öyle sabret diyince sabredilmiyodu işte.

Sonunda dersler bittiğinde bi ohh çekerek Yağıza dersten çıktığım hakkında mesaj atım. Haleye sarılıp vedalaşarak neredeyse koşarak okuldan çıktım. Özlemiştim ne yapabilirim ki.

Dışarı çıktığımda arabasına yaslanmış beni beklediğini gördüm. Ne çabuk gelmişti böyle. "Naber bitanem" dediğinde gülerek sarıldım. "İyiyim canım sen nasılsın ne çabuk gelmişsin böyle." "İyiyim, burdaydım zaten hep izin günlerinde buluştuğumuz için ezberledim saatlerini."dedi. "Ama ne yapabilirim Yağız çalışmak zorundayım biliyorsun."dedim bende ilk konuşmalarımızın bunlar olduğundan sıkılarak.

"Hayır Asya değilsin bizde kal işte hem sen okulu bitirip biz evlenince de böyle olmıycakmı zaten." "Hayır yağız evlenince yada okul bitince zaten yurttan ayrılıcam ama şimdi öyle olmaz kendimi kötü hissederim hem kapatalım artık şu konuları hep aynı muhabbet."deyip sıkıldığımı belli ettim.

"Tamam tamam her neyse."dedi oda sıkıldığımı anlayıp.

Çok güzel bir günün sonunda tekrar yurdun önüne geldiğimizde Yağıza döndüm.Şimdi pazar gününe kadar tekrar beklemek zorundaydık. "Bizim evde kalsan böyle olmaz işte hem annem de daha iyi olacağını düşünüyomuş" diye tekrar konuyu açtığında ofladım.

"Yağız lütfen artık şu konuyu açma ben böyle rahatım hem."

'Tamam Asyam tamam" dedi tekrar pes edermişçesine. Ama tabiki de tamam değildi. Pazar günü buluştuğumuzda gene aynı konu üzerine konuşuyor olacaktık. Arabadan indiğimizde "teşekkür ederim herşey için " dediğimde oda "bana şöyle şeyler için teşekkür etme Asya. Ben senin nişanlınım." diye söylendiğinde kıkırdayıp "tamam tamam"dedim oda gülümseyip "ha şöyle"dedi ve sarıldı ardından kulağıma "seni seviyorum Asyam" diye fısıldadı. Yanağına bir öpücük kondurup "bende seni seviyorum Yağız" dedim.

"Hale beni yine azarlamadan gitsem iyi olur" dedim. Yağız da gülümseyip "tamam ararım yarın pazar günü görüşürüz Asyam "dedi. Ben yurda girene kadar kapıda bekledi. Arabasına bin ince el salladım oda hızla gözden kayboldu. Bir anda ben ne olduğunu anlamadan biri beni dışarı çekti ve ağzıma bi bez kapattı. Kendimden geçmeden önce duyduğum tek ses 'Asyacık uyudu' diye çıkan dalgayla karışık bir erkek sesiydi.

Beni AffetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin