Taksiden indikten sonra alışveriş merkezine girdik.Ah işte en nefret ettiğim şey şu bip bip kabinleri.Kim bulmuş bunları.Çantanı çıkar, telefonu çıkar.Kontrol etsinler.Sonra tekrar toparlan falan.Abla baksana sen bana bende hiç terorist tipi var mı? Sen hiç makyaj yapan terorist gordün mü?Neyse işte.Üsengecim ben.Bana böyle şeylerle gelmeyin arkadaşımm!!
Beş altı mağaza gezdikten sonra alışveriş merkezinin tam ortasında bi baktık bişey parıldıyor.Ben daha ağzımı açmadan Deniz kolumdan tuttu, yürüyen merdivenlerden aşağı, o parıldayan şeyin yanına götürdü.O parıldayan şey ne dersiniz?? Adamlar alışveriş merkezinin ortasına tutmuşlar taş gibi çocuk koymuşlar.Töbe allahım çok töbe.Deniz çocuğun yanına götürdü beni de.Şimdi doğruyu söylemek gerekirse ya çocukla aynı yaştayız ya da 1 2 yaş büyük.Hiç sorun değil.Çocuk yeni çıkan bir parfümü tanıtıyodu.Aynen şöyle dedi;
-Yeni parfümümüzü denemek ister misiniz?
Ay manyak mısın? İşimiz gücümüz var tabi ki de deneriz.Annen üşenmemiş seni 9 ay taşımış kırar mıyız seni hiç.Deniz çantasından kağıt kalem aramaya başladı.Sizce neden?? Çocuğa numarasını yazıcakmış.İşte benim arkadaşım :Ddd Deniz çantasıyla oyalanırken ben de parfümü denemek için çocuğun yanına gittim.Parfümü denedik.Hoşuma da gitti, ama almıycam ^-^ Ben Deniz'in yerine tezgahın yanına -çocuğun yanına- geçtim.Deniz de çocuğun karşısına geçti.Birden telefonum çaldı.Telefonun zil sesi ne dersiniz? Kedi mıyavlaması tabi ki de.Etraftaki insanlar nedense bir telaşa kapıldı.Bende aceleyle çantamdan telefonu aramaya başladım.Tam çocuk Deniz'e parfümu denetecekken benim dirseğim çocuğun koluna çarptı ve parfüm şisesi yere düşüp, kırıldı.(İşte Şimdi Yandık!!)En başta cool havamı bozmadım sadece özür diledim.Daha sonra Deniz bana "parfümün parasını sen ödeyeceksin" bakışı yaptı.Hala cool cool takılırken gözum birden parfümün etiketine çarptı.O ne la öyle?! Benim elimdeki telefonun fiyatı o kadar.Tam çantamda cüzdanımı aramaya koyulmuşken bizim parfümcü çocuk konuşmaya başladı.
-Hiç sorun değil bayanlar.Ücret ödemek zorunda değilsiniz.Müessesemiz bunu karşılayabilir.(Hee müessese tabi biz de safız zaten.Buldun tabi iki guzel kızı müessese ödermiş.Sen desene çok güzelsiniz size cömert taklidi yapmak istiyorum diye.)
"Şey gerçekten özür dilerim, yanlışıkla oldu.Çok çok özür dilerim.."dedim.Sesim titremişti.Genelde bu kadar utanmam kimseden.Tam kalkarken bizim parfümcü yine konuşmaya başladı.
-Ürünümüzü nasıl buldunuz? Satın almak ister misiniz?
-Evet çok beğendik.Biz 2 tane alabilir miyiz?
-Tabi ki de bir saniye lütfen.
Aslında almayı düşünmemiştik.Ama kırdık o kadar.Almadan olmaz.Ücretleri de ödedikten sonra çocuktan paketleri aldık.
Dinlenmek için kafelerden birine oturduk.2 kahve 2 tane de çikolatalı pasta siparişi verdik.(inanabiliyor musunuz diyet pasta yokmuş :O ) Siparişlerimiz geldi.Yedik, içtik.Biraz daha oturup sohbet ettikten sonra tekrar işimize dönmek için mağazalardan birine girdik.O mağazadan çık,o mağazaya gir.Şu şortu giy,şu tişortu giy.Aynı bu şekilde 2 saat geçti.Saatin geç olduğunu fark ettik ve bizi alması için abimi aramak zorunda kaldık.20 dk falan geçtikten sonra abim geldi ve bizi aldı.Eve doğru yola koyulduk.
Araba yolculuğu yapmayı her zaman çok sevmişimdir.Deniz de bende kulaklıktan müzik dinlemeye başladık. Ellie Goulding-Love Me Like You Do. Bir insanın bence her zaman kulaklığını bile paylaşabildiği en yakın arkadaşı olmalı.Hayat gerçekten bize güzel.Her araba yolculuğunda olduğu gibi ben cama yaslanıp etrafı seyrediyordum.Deniz de benim omzuma koymuştu başını.Etraf neden sevgili dolu.Bizim yok diye mi? Neden gözümüze sokuyosunuz.Baksana şunlara.El ele tutuşuyolar, sarılarak yürüyolar.Bende istiyorum banane :((
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İşte Şimdi Yandık!!
ChickLitKedi delisi olan,kedileri idolleri olarak gören Su ve bebeklik arkadaşı Deniz tüm hayatı boyunca erkeklerden tekme yemiş, üniversiteye yeni başlayacak varlıklı iki ailenin kızlarıdırlar.18 yaşını doldurdu, dolduracak bu iki maceraperest bakalım tanı...