*
K A Y R A
Ailemi çok seviyordum fakat onlardan nefret ettiğim bazı anlar da olmuyor değildi. Mesela beni, kararlarımı ya da ilişkilerimi sorguladıklarında hepsine göz devirmek istiyordum. Ailenin en küçük çocuğu olmak hakkında Ardıç'a güzel şeyler söylediğimi biliyorum ama hiçbir şeyin sadece tek bir yönü olmuyordu işte. Bu da ailenin en küçük çocuğu olmanın kötü tarafıydı. Herkes benden büyüktü ve herkes yeryüzünde benden daha fazla zaman geçirdiği için bana karışabileceğini zannediyordu.
"Anlamıyorum." diyen Dide ablam gibi. "Daha bir ay önce Hakan diye ağlıyordun ama şimdi Ardıç'ı bizimle birlikte açılışa çağırıyorsun. Şimdiki gençler çok hızlı."
Kulağıma küpelerimi geçirirken iç çekerek "Hakan için ağlamaya devam etmemi mi tercih edersin?" diye sordum.
"Elbette hayır. Sadece anlamaya çalışıyorum."
Ceylin ablam araya girip "Bunda anlaşılmayacak bir şey yok." dediğinde biraz olsun destek görmek hoşuma gitti. "Yaşanan son gelişmelerden sonra Hakan, Kayra'nın gözünde bile puan kaybetmiştir. Yine bana çok romantik olduğumu söyleyeceksiniz ama bunu göze alıyorum. Hakan senin için biraz çaba göstermeliydi. O kadar etrafında dönüp durduktan sonra bir anda yok oldu."
Hakan o kadar da etrafımda dönüp durmamıştı aslında ama Ceylin ablamın anlatmak istediği şeyi anlıyordum. Ben cevap vermeye fırsat bulamadan Dide ablam tekrar araya girdi. "Sen hiç Akın eniştemi sinirliyken gördün mü? Hakan canını kurtardığına şükrediyordur." Bunları söyledikten sonra bana dönüp ekledi. "Bu onu haklı bulduğum anlamına gelmiyor tabii. Ceylin'e katılıyorum."
"Hakan hakkında konuşmasak." dedim oflayarak. "Olan oldu, her şey geride kaldı ve ben sadece... Benden hoşlanan bir adama şans vermek istiyorum. Hepsi bu." Bunu söyledikten sonra ablamın burada olmasını diledim ama ne yazık ki bu akşam hastanedeydi. Burada olsa sözlerime tam destek verirdi. Ardıç'la randevumuzun tüm detaylarını dinledikten sonra ikimizin arasında gelişebilecek güzel bir ilişkiye oldukça hevesli yaklaşmıştı. Ardıç'ın sokak köpeğini sahiplenmesini anlattığım anda onu çoktan kazandığını biliyordum. Belki onlara anlatmış olsam Ceylin ablamı da kazanırdı. Dide Zorbey'in kalbini yeryüzünde henüz hiçbir erkek kazanamadığı için Ardıç'a o konuda yüklenmek haksızlık olurdu ama hiç değilse bir sempati oluşturmayı başarabilirdi.
"Tamam." dedi Dide ablam meseleyi daha fazla uzatmayacağını belli ederek. "Tanışalım bakalım Ardıç Bey ile." diye mırıldanarak üzerinde siyah gömleğin yakalarını düzeltti. Gömleğini siyah bir kumaş pantolon ile kombinlemişti. Atkuyruğu yaptığı saçları ve sade makyajıyla muhteşem görünüyordu.
Ben yeni aldığım bir elbiseyi giyiyordum. Yine tarzımın çok dışına çıkmadan bulabildiğim en sade şeyi seçmiştim. Koyu mavi renginin gözlerimle yakaladığı uyumdan hoşlanmış, kırmızı rujla bir kontrast oluşturmayı sevmiştim. Çok fazla süslenip göze batmak istemiyordum ama çok sade olup özensiz görünmek de istemiyordum. Bu işlerin neden bu kadar zor olduğunu da hiç anlamıyordum ve en nihayetinde her şeyi yalnızca içimden geldiği gibi yapıyordum. Umarım bu yeterli oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Derin Deniz Mavisi
Teen FictionMor Bulutlar'dan tanıdığımız Akın ve Hale çiftinin kızları Kayra'nın hikayesidir. Bu hikayeyi okumak için Mor Bulutlar'ı okumuş olmanız gerekmez.