Prens James Potter
Vayles Prensi
Prenses Anastasia Loren
Eraklion Prensesi
Prens James yine erkenden kalktı. Kraliyetin başına geçmesi gerekiyordu fakat geçmesi için evlenmesi lazımdı. Prens James evlenirken mutlu olmak istiyordu. Onu şöhret için seven değil kendisi olduğu için seven biri. Ailesi ise artık Prens'in evlenmesi istiyordu o yüzden oğulları kimi isterse hemen evlendireceklerdi. Bunları düşünürken hazırlanmıştı bile. O sırada yardımcısı Alex girdi. Onunla beraber atlarının yanına gitti. Bugün şehre inip halkın isteklerini arzularını öğrenecekti.
Yarım saatlik yolculuktan sonra şehre indi. Prensin dış görünüşünü kimse bilmiyordu. Prens hakkında bildikleri tek şey hiç gülmüyor olmasıydı. Prens halk gibi giyinmişti. Tam etrafa göz atarken biri ile çarpıştı. Çarptığı kişiye baktı. Göz alıcı bir güzelliği vardı.
Kız: ben çok üzgünüm önüme bakmıyordum. Bir yeriniz acımadı değil mi?
Kızın ses tonu rahatlatıcı türdendi.
James: hayır sorun yok.
Kız: o zaman size iyi günler.
Kız Prens'e son kez gülümseyip gitti. James'in ise aklı o kızdaydı. İşleri bitmişti. Tam atına binecekken o kızı gördü. Yağan karın altındaydı. Çok güzel gözüküyordu.
Kıza son bakış atıp atına binip saraya yol attı. Saraya girdiğinde annesi dahil herkesin hazırlık yaptığını gördü.
James: bir davet mi var anne.
Annesi Valeriya cevapladı.
"hayır bugün birlik için Eraklion kralı, kraliçesi ve prensesi gelecek. Eraklion güçlü bir krallık onlar ile birlik olmak çok önemli. Sende odana git ve hazırlan."
Normalde annesi bu şekilde emir vermezdi. Fakat misafir önemli olunca ipleri eline aldı. Genç Prens odasına girdi ve hazırlanmaya başladı. Çok şık olmuştu. Hazırlandıktan sonra aşağı indi. Misafirler gelmişti. Tam o içeri girdiği sırada yüzünü görmediği prenses ayağa kalktı. Sanırım lavaboyu soruyordu.
Valeriya" James sana yardımcı olur değil mi James."
"Elbette lütfen beni takip edin."
Prenses ve James odadan çıktı ve prenses hemen konuştu.
"rica etsem istikametimiz mutfak olur mu"
James bunu beklemiyordu. Kıza döndüğünde sabah çarpıştığı kız olduğunu gördü.
"elbette"
"ahh teşekkür ederim"
Beraber mutfağa girdiler. Kız hemen çikolata dolgulu kurabiye istedi. Çikolata onun zaafıydı.
Kurabiyeyi yedikten sonra kız konuştu.
"tam tanışmadık ben Anastasia Loren"
"James Potter"
"ee buralar hep sıkıcı mıdır. Gezecek yerler var mı?"
"istersen sera var çeşitli çiçekler ve bitkiler var"
"mükemmel hadi gidelim"
James kızın enerjisine hayran kalmıştı. Onunla beraber seraya yürüdü. Sera vardıklarında kızın gözüne çarpan ilk şey nadir olan siyah ve mavi gül oldu.
Karın eriyip suya dönüştüğü damlalar gülleri daha zarif, hoş kılıyordu.
Anastasia hemen güllerin yanına gitti. Eliyle okşadı ve kokladım sera gezisi bittikten sonra prens James'in odasına çıktılar. James sordu,
"neden aşağıda ki konuşmayı sıkıcı buldun"
"ahhh hep sözü evliliğe getiriyorlar. Ve ben sevmediğim birisiyle asla evlenmem"
Onlar odada sohbet ederken Alex odaya girdi.
"prensim ve prensesim sizi akşam sofrasına çağırıyorlar"
İkisi onu onaylayıp aşağı indiler. Yemeğe devam ederken konuşulan konu iki güçlü kraliyetin birleşmesiydi. Ve bunun için bir hafta sonra balo olacaktı. Prens ve prenses oldukları için Anastasia ve James beraber katılacaktır. Biraz daha konuşup misafir odalarına çekildiler.
Merhabalar tekrar söylemek isterim Bu hikaye "swhzrys" isimli tiktok hesabının povundan esinlenilmiştir.
Hikaye 1700'lü yıllarda olduğu için eski kelimeler kullanmaya çalışacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~ PRENSES ~ [TAMAMLANDI]
Fiksi Remaja@swhzrys isimli tiktok hesabının povundan esinlenerek yazılmıştır. Hesap sahibinin izni vardır. Hiç gülmeyen Prens'in hayatına güneş gibi doğan bir kız girer. Onunla beraber ilk kez güler.