Taehyung şık kiyafetleriyle kapıya doğru ilerledi. Kapıda duran görevli yavaşca baş eğerek kapını açdı. "İyi akşamlar efendim."Taehyung nazikçe gülümsedi ve içeriye doğru ilerledi. Durdu ve etrafı inceledi. Her taraf para ve lüks kokuyordu, her kes şık ve pahalı kiyafetler giymişti.
Yavaş adımlarla ilerlerken, etrafı inceliyordu. Merdivenlere vardığında, merdivenin paralelinde duran duvarda saat'e baktı. Merdivenleri indikten sonra Jin'i orada bekledi.
Taehyung'un gözleri karşıda duran yaşlı adama takıldı. Taehyung yaşlı adam gibi durmaya çalıştı.
Taehyung kendi kendine çalışırken merdivenin başında onu izleyen Jin'den haberi yoktu. Jin gülümsedi. Taehyung'un gözleri merdivene takıldı ve onu gülümseyerek izleyen Jin'i gördü. Jin yüzünde gülümsemeyle merdivenlerden aşağı- Taehyung'un yanına indi.Jin Taehyung'un koluna girdi ve Taehyung'un yüzüne baktı. Taehyung elit insan olmak çabalarını gördüğünde ikisi'de kıkırdadı. Bir kaç adım ilerledikden sonra Namjoon ve Jin'in annesinin biriyle konuştukları gördüler. Jin, Namjoon'a seslendi. "Hayatım(!) herhalde Kim Taehyung'u hatırlıyorsundur."
Namjoon arkasını dönerek şaşkınca Taehyung'a baktı. "Kim Taehyung? İnanılmaz! Nerdeyse bir beyefendi olmuşsun."
Taehyung konuşmaya başladı. "Nerdeyse."
Jin masaya ilerledikçe Taehyung'a insanlardan bahs ediyor ve gülüyorlardı.
Mrs. Brown gülümseyerek ikilinin yanına geldi. "Yemeğe kadar hanımefendiye eşlik eder misiniz?"
"Elbette."
Mrs. Brown Taehyung'un diğer koluna girdi ve birlikte masaya doğru ilerlemeye başladılar. "Taehyung, parayı çok severler. Altın madenin varmış gibi davranırsan aralarına girersin."
*Çok tedirgin olmalıydı ama hiç belli etmedi. Onu kendilerinden biri sandılar ve bir tren yolu servetinin varisi sandılar belki de. Belli ki sonradan görmeydi ama yine de aralına girmeyi başarmışdı. Tabii annem bunu her defasında yüzüne vuruyordu.*
"Bize alt kamaralardan bahs etsenize bay Taehyung."
"Gördüklerimin en iyisi efendim. Neredeyse hiç fare yok."
Her kes kıkırdamaya başlamıştı. Bu zaman Namjoon söze başladı. "Bay Taehyung bize üçüncü sınıftan katılıyor. Dün gece nişanlıma bir yardımı dokundu da."
Jin Taehyung'u tanıtmak istedi. "Bay Taehyung çok yetenikli bir ressammış. Büyük bir nezaketlikle bana çalışmalırından bazılarını gösterdi."
Her kes yemek yemeğe başlamışken Jin Taehyung'a yemeğe başlamısını gösterdi. Taehyung tabağın kenarına baktığında farklı ölçülerde kaçık, çatal ve bıçak olduğunu gördü. Taehyung Mrs. Brown'a pıçıltıyla sordu. "Hangisiyle yiyicem?"
"Dıştakinden başlayıb içe doğru ilerle."
Jin'in annesi yüzünü Taehyung'a çevirip konuştu. "Siz nerde oturuyorsunuz Bay Taehung?"
"Şu an için adresim Titanik efendim. Ondan sonra Tanrı'nın merhametine kalıcam."
"Peki seyhet edecek parayı nerden buluyorsunuz?"
"Gittiğim yerlerde iş buluyorum, yani her işi yapabilirim ama Titanikteki biletimi pokerde ki şanslı bir elle kazandım."
Geminin en zengini olan yaşlı adam konuştu. "Hayattaki her şey şanstan ibarettir."
Namjoon konuşmaya başladı. "Bence insan hayattaki şansını kendisi yaradır. Değil mi Taehyung?"
Taehyung yavaşca başını salladı. Jin'in annesi aşağlayıcı bakışlarla Taehyung'a sordu. "Bir yerlere bağlı olmadan yaşamayı çekici mi buluyorsunuz?"
"Evet efendim buluyorum. Yani ihtiyaç duyduğum her şey yanımda. Ciğerlerime çektiğim hava, bir kaç tane boş kağıt.. Sabah uyandığımda ne olacağını yada kiminle tanışacağımı bilmemek hoşuma gidiyor. Geçen gün köprünün altında uyuyordum ama şimdi burdayım. Bence hayat armağandır, her anını değerlendirmelisin. Her günün değerini bileceksin."
Jin hayranlıkla Taehyung'u dinlerken Mrs. Brown konuştu. "Evet doğru dedin Taehyung."
Jin gözlerini Taehyung'dan almadan şanpaniyasının havaya kaldırdı. "Her günü değerlendirmeye."
* * *
Saatler geçmiş her kes kahkaha atıp sohbet ediyordu. Namjoon ayağa kalktı. "Jin, seni odaya götüreyim mi?"
"Hayır burada kalıcam."
Her kes masadan yavaş yavaş kalkarken Taehyung ayağa kalkarak Jin'in yanına geldi. "Taehyung, gitmen şart mı?"
"Diğer kölelerin yanına dönme vakti geldi.. İyi geceler Jin."
Taehyung elini uzatırken kağıtı Jin'in eline sıkıştırdı. Taehyung oradan uzaklaşırken Jin yavaşca küçük kağıtı açtı. 'Her günün değerini bil. Saatin orada buluşalım'
Gülümsedi ve yavaşca ayağa kalktı. Saatin yanına geldiğin de saati izleyen Taeghyung'u gördü. Derin nefes aldı ve yavaş adımlarla Taehyung'un yanına geldi. Taehyung yavaşca arkasını döndü. "Gerçek bir partiye gitmek ister misin?"
_Bölümün sonu_