Yalan

94 10 0
                                    

 "Vaera teyze sen hiç aşık oldun mu?" 

Bu da nerden çıkmıştı ki şimdi. Olmamıştım! Tüm hayatım boyunca bunun eksikliğiyle yaşamıştım. Sıradan diyemeyeceğim kadar boş bir hayat geçirmiştim. Ne başarı ne aşk... Tamamen boş bir hayattı benimkisi. En yakınım diyebileceğim bir arkadaşlığım bile olmamıştı hiç.

Ama evlenmiş olarak biliyorlardı beni. Nasıl yalan söylenir öğrenmem gerekiyordu. İlk denememi yapma zamanı gelmişti anlaşılan. En azından hayallerimi anlatabilirdim. Böyle daha kolay olduğunu söylerlerdi hep.

"Evet Ofelyacım, oldum." Başını kaldırıp bana baktı. Bir anda yüzü aydınlanmıştı. "Peki nasıl oldu Vaera teyze?"

'' 15 yaşındaydım. O bizim mahalledeki fırında çalışıyordu. Ekmekleri almaya da hep ben giderdim evde. Onu ilk gördüğümde etkilenmiştim. Ama o zamanlar bundan kimseye bahsetmek mümkün değildi tabii.
18-19 yaşlarında, esmer, epey de yakışıklıydı. Kirli sakalları vardı. Dikkatimi çekmişti uzunluğu neredeyse hiç değişmiyordu sakallarının.'' Duraksadım.

Ofelya'ya bakıp gülümsedim. Heyecanla tekrar konuşmaya başlamamı bekliyordu. Buraya kadarki kısım kolaydı ama devamını düzene sokmaya çalışıyordum zihnimde. 

Ofelya bu duraklamamı farklı yorumlamış olacak ki başucumda duran bardağa su doldurup bana uzattı. Gülümseyerek bardağı aldım. İki yudum içtim ve bardakla oynamaya başladım.

''Birkaç kere göz göze gelmiştik. Bakışları diğer erkekler gibi sert değildi. Masum bakıyordu. Belki de beni etkileyen buydu, bilmiyorum. Hele gülüşü, gören herkesi hayran bırakacak kadar güzeldi. Ona olan duygularımı belli etmemeye çalışmama rağmen o gülerken gözlerimi ondan alamazdım.'' Yutkundum. Artık bir yerlere bağlamam gerekiyordu. Başımı elimdeki bardaktan kaldırıp Ofelya'ya baktım. Merakla bekliyordu.

''Bir gün yine böyle gülüyordu. Bakışlarımı yakaladı. Sustu ama yüzüne çok daha güzel bir gülümseme yayıldı. Yüzümün kıpkırmızı olduğuna emindim. Hızla fırından çıktım. Hızlı hızlı yürüdükten sonra durdum ve kalp atışlarımın normale dönmesini bekledim. Çok hızlı atıyorlardı. Ellerimi yanaklarıma götürdüm olması gerekenden epey fazla sıcaktılar.

Tam kendime gelmeye başlamıştım ki 'Vaera, Vaera bekle.' diye bir ses duydum. Arkamı döndüğümde seri adımlarla ve o muhteşem gülümsemesiyle onu buldum karşımda.

Adımı bildiğini bilmiyordum. Ben onun adını bile bilmiyordum ama öğrenmem gerekiyordu. 'Ekmekleri unutmuşsun.' dedi, elindeki poşeti göstererek. 'Çok hızlı yürüyorsun, beni peşinden koşturmayı başardın.' dedi ve göz kırptı. Bense ağzımı bile açamıyordum.

Sonunda konuşabildiğimdeyse 'Şey... ben.. Te-teşekkür ederim..'  gibisinden bir şeyler geveledim. Tekrar gülümsedi. 'Ben Dake' dedi elini uzatarak. 'Vaera' dedim sadece ve elini sıktım. O ana kadar ellerimin titrediğini fark etmemiştim. Hızla elimi çekmeye çalıştım ama bırakmadı.

Etrafa bakındı, sokak bomboştu. Diğer elini elimin üstüne koydu. Kalbim çok hızlı atıyordu, başımı kaldıramıyordum, bacaklarım titriyordu. Elimi parmaklarımızı birbirine kenetleyerek tuttu ve beni yolun kenarındaki ağaçlıkların içine sürükledi.

Durduğumuzda karşıma geçti ve başımı ona bakacağım şekilde kaldırdı. 'Vaera ben sana aşık oldum.' dedi. Görlerimin içine bakıyordu. Bense hem şaşırmıştım hem de korkuyordum bir şey yapacak diye. Başımı tekrar eğdiğimde bana sımsıkı sarıldı. Bir cesaretle 'Ben de sana aşık oldum.' dedim.

Bir ay boyunca her gün o ağaçların arasında buluştuk. En fazla bir saat sürüyordu. Ellerimi hiç bırakmıyordu. Sürekli birbirimize bir şeyler anlatıyorduk. İnsanı kızdırarak güldürüyordu. Onun yanında çok mutluydum.

Bir gün dizime yattı. Ben saçlarıyla oynarken o ellerimize bakıyordu. Düşünceli bir hali vardı. Korkmaya başlamıştım. Hiç konuşmuyordu.

Hızla dizimden kalktı, tekrar ellerimi tuttu ve 'Vaera evlen benimle.' dedi. Korkularıma merhem gibi gelmişti bu istek. Ama yüzümden korkunun izleri silinmemişti.

Ellerimi yavaşça çektim, biraz önce onun yaptığı gibi donuk bir şekilde ellerime baktım. Sonra daha fazla dayanamadım ve ona sımsıkı sarıldım. Bu onu rahatlatmıştı. Ondan ayrılıp ellerini sımsıkı tuttum. O gün 2 saatten fazla kaldım yanında.

Bir ay boyunca her gün fazladan mesaiye kalmış. Tamir işlerinde de iyi olduğu için önceden kabul etmediği tamir işlerini de kabul etmiş evlenebilmemiz ve ailemin onu kabul etmesi için.
Önceki gün anne ve babasına durumu anlatmış.

O gün babası ziyaret etmek istedikkerini söyledi babama. İki gün sonra geldiler, istediler. 5 ay sonra da evlendik.'' 

Ofelya'ya baktığımda gözleri parlıyordu. Bunların yalan olduğunu bilse kim bilir ne kadar üzülürdü.

''Vaera teyze...'' dedi ve oturduğu yerden kalkıp bana sımsıkı sarıldı.  O ana kadar ağladığımı fark etmemiştim. Muhtemelen Dake'i özlediğim için ağladığımı düşünüyordu. Ama gerçek şu ki Dake sadece okuduğum bir kitaptaki karakterin adıydı. Ve anlattığım her şey yalandan ibaretti.

Merhaba arkadaşlar. Ne kadar etkileyici oldu bilmiyorum ama eski aşk hikayesi olarak yazabileceğim bu geldi aklıma :)  umarım beğenirsiniz :)  eleştirilerinizi bekliyorum :* okuduğunuz için teşekkürler :))

YenidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin