Bayıltılmışım bu sefer. Güya tabi. Hayat sanki bir şeyleri görmemem için elinden geleni yapıyordu. Hiçbir şeyin farkında değildim. Bir sandalyeye bağlanılmıştım. Etrafı inceledim ama kimseden ses soluk yoktu. Bir anda kitaplıktan koca bir kitap düşüverdi. Ve bağlı olduğum ip koptu. İpi inceledim. Sıcaktı. Bayağı sıcaktı...
Yerdeki kitabı güçlükle kaldırdım ve incelemeye başladım. Şaşılmadık bir şekilde tozlu veya eski püskü değildi. Kitabın kapağında "Ateşin Kehaneti" yazıyordu. İlgimi çekmeyi başarmıştı. Sayfaları çevirdim çevirdim 456. sayfaya kadar geldim ve okumaya başladım. Garip bir yazı vardı. Zarzor okunuyordu. Ve altında da 'sakın sesli okuma!' yazıyordu. Hayret edilecek bir cesaretle sesli okumaya başladım:
Yüce alev beni, toprağı, suyu ve havayı bu kehanet hapsinden kurtar! Kalbimin sıcaklığı geri getirsin onları. Şimdi tutuşmaya başlasın hapis olduğumuz bu yer! Diye bağırdım ve bir gürültü koptu. Saniyeler sonra bir patlamanın meydana gelmesiyle klübeden fırladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ ÖRTÜ
ParanormalKarların arasında, kendini yeni bir dünyada bulan bir kadın düşleyin...