"𝔟𝔯𝔬𝔨𝔢𝔫"

60 10 0
                                    

/yoongi/

Taehyung pisliğimizi temizlemekten bahsederken polise kontrole geldikleri suçlunun ortada olmamasını yalan uydurarak geçirştirmekten bahsettiğini bilseydim ne yapardım emin değilim ama yatıp uyumazdım herhalde. Belliki polisler beklediğimizden erken geldiler ve şimdi endişlenmemiz lazım. Hoseok ve ben Taehyung'un yanına bahçeye çıktık.
Taehyung polislere uydurma açıklamasını yapmak için önündeki memurun soru sormasını bekliyor gibiydi, kollarını birbirine bağlamış onu izliyordu. Adamda zaten elindeki dosyadan hangi suçluyu sormaya geldiklerine bakıyor olmalıydı. Taehyung Hoseok'a kaşlarını çatarak döndü ve "Sen içeri gir ve çıkma" dedi aslında ona sevgilime çocuk muamelesi yaptığı için kızabilirdim ama şu anda baya gerginim. "Kim Seungdan'ı arıyoruz, tam 3 gün önce buraya bırakmışlar"
Taehyung'a döndüm yutkunarak anladığım kadarıyla sandığımdan daha ciddi bir planı vardı ve kendine güveniyordu çünkü kendimi bildim bileli soğuk kanlı olarak hatırlanan kişiliğe sahip olan ben bile stres yapıyordum, ama o rahattı. "Kendisi biyolojik babam ve suçuda kardeşimi istismar etmesiydi yani onu kovduk ve nereye gittiğini bilmiyoruz"
"Onu bu eve ve içindeki insanlara emanet ederek bırakmış olduğumuzla ilgili bir yasa olduğundan haberiniz var mı?"
"Kardeşim evde yalnızken onu lanet olası suçunu bildiğiniz ve hapisten yıllar sonra yeni çıkmış bir pislikle aynı eve bırakmanızın suç olduğundan haberiniz var mı çünkü psikoloğu tam yanımda duruyor ve hemen şimdi bunun nasıl travmalar yaratabileceğiyle ilgili bir rapor yazabilir."
Sesli bir şekilde "Vay canına" dedim çünkü bütün gece bunu ezberlemekle uğraşmış olmalı. Uzun cümlelerden hoşlanmam, ama bu cümle baya işime yaramıştı.
"Taehyung"
"Hm?" sadece susması için bir uyarıydı çünkü konuşma sırası bende
"Memur hanımlar beyler lütfen evin bahçesinden çıkın çünkü söyleyecek başka bir şeyimiz yok" dedim. Ve dakikalardır sırtımdan akan sessiz terlerin sebebi olan tekrar dönüp "2 gün sonra tekrar geleceğiz eğer burada olmazsa evi aramamız gerekecek" deyiverdi
Taehyung sanki bizi elevermek ister gibi bir sinirle atıldı ve ben kolunu tutup "şşt" yaptım
Sivil beyaz arabalarına binip gittiler
"Derdin ne senin bıraksalar suçlu sen değilmişsin gibi döveceksin polisleri"
"Yasalar çok canımı sıkıyor Yoongi onu buraya bırakma hakları olmamalıydı"
"Hoseok onu içeri almış biliyorsun"
"Sorumluluk onda olmamalıydı" bunu Hoseok'un o anda paniklediği için içeri almaktan başka çaresi kalmadığını bildiğinden dolayı söylesede sinirlendim
"Yeter artık o çocuk değil"
"Ben öyle demedim"
"Hyung artık dışarı çıkabilir miyim?" Hoseok'u unutmuştuk bile.
"Gel Hoseok"
"Yoongi neden her fırsatta birbirinize giriyorsunuz?"
"Kafasının dikine gidiyor çünkü"
"Sıkıldım bundan iyi anlaşın lütfen" dedi lütfeder bir sesle
o sırada Taehyung'un telefonu çaldı,
Taehyung açtı ve onun sesini duydum.
Jeongguk.. "Bebeğim" hoparlör kapandı.
"A-alo kook"
Sikeyim, ona sadece ben Kook derdim eskiden..
"Tabi güzelim buluşuruz akşama"
Akşama buluşursunuz demek...
O an yersiz kıskançlığım yüzünden ikisinide orada bırakıp gitmek istedim ve işe gitmem gerektiğini söyledim, yalandı.
"Yoongi lütfen biraz daha kal"
Onu duymadım bile. Duymadım.
Arabaya binip karanlıkken telaşla nasıl hemen bulduğumu sorgulayacağım kadar karmaşık olan yola koyulduğumda Hoseok'un söylediği kulaklarımda çınladı
Kalmamı istedi ve ben Jeongguk'u aslında içimde bitirememişken ve özlüyorken onu öyle bir kıskandım ki Hoseok'umu umursamadım.. Sikeyim kıskandığımı oda anlamıştır kesin.

_____

Eve döndüm, hiçbirşey düşünmeyip uyumaya ihtiyacım var ama ben eğer Taehyung ve Jeongguk akşam birlikte olucaklarsa Hoseok ne yapacak diye düşünerek günü bitiriyordum.
lacivert pijamamla yatağımda oturup kitap okurken bu sorunun cevabını öğreneceğimi bilseydim çoktan ilk iş kitap okurdum çünkü aptal aşk romanının en sıkıcı yerinde Hoseok aradı..
"Yoongi"
"Evet Sevgilim?"
"Ee ne diyecektim.."
"Hoseeoook??" haylaz ve sorgular bir sesle seslendim
"Sen birden sevgilim dedin ya unuttum ne diyeceğimi"
"E ama sen buna böyle tepki vereceksen günü gelir adını unutursun sevgilim"
"Diyosun"
"Diyorum"
"Hahahahah" Jung Hoseok'un gülüşü benim tanrıya inanma sebebim olabilir...
"Ne diyecektin..?"
"Ben burda sıkıldım beni almaya gelsene"
"Neredesin ki?" diye sorarken arkadaki seslere dikkat ettim
"Taehyung beni evde yalnız bırakmak istemediği için şu anda barın tekinde yalnız oturuyorum"
"Bende çok sıkıldım hemen gelirim ama barın adını söylemen gerek"
"Church Bar"
Tanıdık, hemde ne kadar tanıdık. Son 2 yılımın en güzel anılarını Jeongguk'la beraber orada geçirmiş olabilirim.
"Anladım Hoseok birazdan gelirim"
telefonu kapattım. Oraya gitmek istemiyorum demek bencillik olurdu bu yüzden koca kıçımı kaldırıp hızlıca giyindim ve evden çıktım.
Biseksüel bayrağının renkleriyle tasarlanmış led lambaların aydınlattığı caddede durdum ve arabadan inip kapıdan içeriye girdim.
Gözlerim yalnız başına oturan Hoseok'u ve diğer iki şahsı arıyordu, neyseki ilk Hoseok'u gördüm ve direkt yanına ilerledim
kimsenin ona temas edemeyeceğinden emin olabileceği kadar köşede oturuyordu ama bu ortam onu yinede darlamış olmalı.
"Selam"
"Ne çabuk geldin sen"
"Sen çağır yeterki güzelim"
"Hadi gidelim burdan"

Touch Me / sope Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin