Elif'in Anlatımıyla:
En sevmediğim hocanın dersiydi. Neden bilmiyorum ama kadın bana ve İskender'e kafayı takmıştı.
Sürekli bizimle uğraşıyordu.
Hoca: Evet... Daha sonra x'in karekökünü alıp...
Hocayı dinlemeyi bırakıp yan sıramda oturan İskender'i izlemeye başladım. Saçları çok yumuş yumuş gözüküyordu. Saçlarıyla oynamak istedim.
Acaba gece o uyuyunca saçıyla oynasa mıydım? Onu uyandırmadan yavaşça saçlarıyla oynayabilirdim... Ruhu duymazdı.
Ben bunları düşünürken hocanın bana seslendiğini fark etmemiştim bile.
Hoca: Elif! Neden dersimi dinlemiyorsun?
Elif: Çok özür dilerim hocam dalmışım.
Hoca: Dersimi dinlemedin, bunun için sana ceza vereceğim.
İskender bir anda lafa atladı.
İskender: Hocam saçmalamayın bu kadar basit birşey yüzünden kimseye ceza verilmez.
Hoca: Sen benim yöntemlerimi mi sorguluyorsun?
İskender: Yok hocam... Ben öyle-
Hoca: O zaman bana karışma! Elif dersten sonra yanıma gel. Cezanı belirleyelim.
Offladım. Harika (!) Durduk yere ceza almıştım. Şimdi sınıfın dilinden düşmezdim.
Elif: Tamam hocam.
İskender: Hocam Elif'in bir suçu yok. Neden durduk yerde kıza ceza veriyorsunuz?
Hoca: Sanane evladım. İstediğim kişiye istediğim cezayı veririm.
İskender: Ama-
Elif: Tamam İskender, dersi dinlemeyen bendim cezamı çekeceğim boşver sen.
İskender: Olmaz! Suçun yok boş yere ceza alamazsın Elif.
Hoca: Eh! Yeter! İskender ve Elif cezalısınız. Dersten sonra sınıftan çıkmayın.
Mükemmel gerçekten mükemmel! Hem ben boş yere ceza almıştım hem de benim yüzümden İskender ceza almıştı.
İskender: Ama-
Elif: İskender yeter! Tamam hocam.
Hoca: İyi sonunda kabul ettiniz. Biz devam edelim.
**
Zil çalınca İskender ile hocanın yanına gittik.
Hoca: Evet. Acaba size ne ceza versem?
Tam o sırada hocanın telefonuna bildirim geldi.
Hoca: Aha!
İskender: Ne oldu hocam?
Hoca: Saniye bugün okuldan erken çıkacakmış ve deponun toplanması gerekiyormuş. Sizin cezanız depoyu toplamak.
Elif: (iç çekerek) tamam hocam.
Hoca: Saniye'ye gidip deponun anahtarını alın. Ondan sonra da temizleyin orayı.
İskender: Tamam hocam. Hadi Elif.
Saniye Ana'dan deponun anahtarını aldık ve depoya gittik. Sanki Saniye Ana burayı bize ceza olsun diye bilerek dağıtmıştı. Offladım.
İskender: Off şuranın dağınıklığına bak.
Elif: İskender, neden hoca bana ceza verirken bir anda konuya daldın? Şimdi sen de benim yüzümden boş yere ceza almış oldun.
İskender: Ya biliyorsun... Haksızlığı sevmem. Hocada sana haksızlık edince dayanamadım.
Elif: Beni korumaya çalışman çok tatlıydı... Teşekkürler.
İskender: Rica ederim.
Elif: Hadi toplayalım burayı. Bu arada babama haber vereyim bizi merak etmesin.
İskender: Ben veririm.
Elif: Tamam
İskender babama haber verirken ben de yavaştan depoyu toplamaya başladım. Depo uzun ve büyüktü, üstelik çok dağınıktı.
Merdiveni raflara yasladım. Kitapları yerlerine yerleştirirken bir den ayağım kaydı.
Çığlık attım ve düştüm. Ama yerde değildim. Gözlerimi açtığımda karşımda İskender'i görmeyi beklemiyordum.
İskender'in bir eli belimdeydi... Diğer eli de başımın altında. Herhalde ben düşerken o beni tutmuştu.
Şuan biri depoya girse bizi çok yanlış anlardı.
O kadar yakındıkki eğer birimiz konuşsa dudaklarımız birbirine değerdi.
Biz şok olmuş şekilde birbirimize bakarken bir anda kilit sesi geldi. Korkup İskender'den ayrıldım.
Elif: O ses neydi?
İskender: Kapı sesiydi. Sanırım kapı kilitlendi.
Gidip kapıya baktık. Gerçekten de kilitlenmişti. Burada kalmıştık.
Selam kuzular.
Biliyorum bir süredir bölüm yazamadım.
Bu yüzden özür dilerim.
Çünkü ilhamım yoktu ve yazacak birşey asla bulamıyordum.
Ama sonunda bölüm yazdım.
Bu arada bir iki tane yeni kitap yazmaya başlamayı düşünüyorum.
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere.
Hoşçakalın, sağlıcakla kalın kuzular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Benimsin
FanfictionKalplerimizdi bizi birbirimize bağlayan. Birlikte olmamızı sağlayan. Hepimiz bir aradaydık...