San Francisco

70 2 0
                                    

Herkesin gözleri arkaya gittiğinde Emir kızgın bir şekilde bize bakıyordu. Bir anda bağırmaya başladı.

Emir: Ne istiyonuz lan kızdan! Bırakın gitsin işte. Hem o sizin tanıdığınız sürtükler gibi değil! Şimdi siktirin gidin burdan!

Bu Emir'in ağzından duyduğum ilk küfür değildi ve küfür etmesinden hoşlanmıyordum. Ama işe yaradı. Peşimi bıraktılar. Ben ise ağlamamaya çalışarak yürümeye başladım. Aniden kolumu sıkıca tuttu.

Emir: Ne işin vardı senin böyle bir yerde tek başına?

Sena: Sana hesap mı vereyim bir de! Zaten başıma gelmeyen olay kalmadı!

Dedim ve kendimi tutamayıp ağlamaya başladım. Bir anda beklemediğim bir şekilde bana sarıldı. Şaşkındım ama o kadar mükemmeldi ki bende ona sarıldım. Sonra beni eve bırakacağını söyledi.

Emir: Hadi seni eve bırakayım.

Sena: Gerek yok kendim giderim, ayrıca teşekkürler beni onların elinden kurtardığın için.

Emir: Teşekkür etmene gerek yok, bunu sana değer verdiğim için yaptım. Hadi şimdi evine gidiyoruz. Kabul etmemek yasak. Yoksa benim evime gideriz. Yavaşça gülümseyerek başımı salladım. O da bana gülümsedi. Sonra yürümeye başladık. O sırada çok şaşırtıcı bir şey söyledi "Özür dilerim Sena." Şaşkın gözlerle ona bakarken yüzüme doğru yaklaştı ve dudaklarıma doğru eğildi "Özür dilerim, sana yaşattıklarım için, seni kendimden uzaklaştırdığım için, senin benden nefret etmene sebep olduğum için, seni orada terk ettiğim için özür dilerim." Nefesini yüzümde hissedebiliyordum. Aradan 1 sene geçmesine rağmen unutmadığım o olayı bu kadar zaman sonra hatırlayıp özür dilemesi benim için berbat bir olaydı. Aradan zaman geçince üzgün bir sesle "Lütfen bir şey söyle Sena, seni her şeyden çok seviyorum. Ama o gün seninle beraber benim hayatımda bitmişti. Çünkü o günden itibaren benden hep nefret ettin. Ama ben seni hep sevdim. Benden hep nefret edeceğini bile bile seni sevdim. Senden hiç umudumu kesmedim. Seni yalnız yakalamak için her şeyi yaptım, ama hiç bir zaman cesaret edemedim." Göz yaşlarım yanaklarımdan dökülüyordu. Ne diyeceğimi bilemiyordum. Sadece zamanı geri almak istiyordum. İçimden bir ses Emir'i affet dese de beynim bunu uygun görmüyordu. Bana yaşattığı onca şeyden sonra, beni orada yalnız bırakıp, terk edip beni o insanların yanında bırakması tüm hayatıma mal olmuştu. Yinede Ahu'nun bana içten davranışları sayesinde hayata geri dönebilmiştim. Bu olaydan sonra bir süreliğine Fransa'ya gittim. Orada biraz kafamı dinledim. Okuluma geldiğimde herşey aynıydı. Sınıflar, öğretmenler, öğrenciler, Emir...

 Emir'e hiçbir şey söylemeden koşarak evime gittim. Peşimden gelmemişti, gelmesini de istemiyordum. Eve girince kapıyı arkamdan kilitledim ve ağlamaya başladım. Neyse ki evde kimse yoktu. Derin bir nefes aldıktan sonra odama çıktım soğuk bir duş aldım. Giyindikten sonra kendime yiyecek içecek bir şeyler hazırladım ve bilgisayara geçip dizimi açtım. Dizinin bitimine doğru kapı çaldı. Annem ve babam gelmişti. Onları karşıladım ve odama çıktım. Yarım saat sonra annem beni salona çağırdı. Koltukta oturmuş beni bekliyorlardı. Tuhaf bir şekilde baktıktan sonra karşılarına geçtim. 

Sena'nın annesi: Kızım, bugün okuldan aradılar. İlk dersten sonra okuldan gitmişsin?

Sena: Ahh, evet kendimi pek iyi hissetmiyordum da...

Sena'nın babası: Tamam tatlım önemli değil, ancak sana söylemek istediğimiz bu değildi. Seni 2 hafta sonra San Francisco'ya yolluyoruz. Hem o zamana sınavlarında bitmiş olur. Yaz tatilini orada geçirip İngilizceni geliştirmeni istiyoruz. Ayrıca orada bir evin olacak. Her gün haberleşebilmemiz için sana yeni bir telefon almaya karar verdik. İstediğini seçebilirsin. Babam bunları söylediğinde mutluluktan şok geçiriyordum. Mükemmel bir şehirde 3 aylık gezi artı istediğim bir telefon!! Hemen Ahu'ya haber vermek için telefonu elime aldım ve aldığım an mesaj geldi. Hemen odama çıktım. Mesajda "HEMEN KONUŞMAMIZ LAZIM DIŞARI GEL." yazıyordu. 

Hayat Geçip Gidiyor...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin