❄❄(🌌)

155 12 41
                                    


*Başlıktan hangi bölümün devamı olduğunu biliyorsunuz ama aslında yine de geçmiş zamanı anlatmaya devam ediyorum bölüm boyunca.
*Sondaki art fengqing'e mi ait bilmiyorum.
*Keyifli okumalar🌼

Yolculuk hiç durmadı veya sekteye uğramadı; Fu Yao'nun asla yorulmamasıyla ormanlar, sahiller, çöller aşıldı ve sonunda başkentin kapıları ikisi önünde açıldığında Mu Qing, Ekselansları Veliaht Prens Xie Lian ile karşı karşıya kaldı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Yolculuk hiç durmadı veya sekteye uğramadı; Fu Yao'nun asla yorulmamasıyla ormanlar, sahiller, çöller aşıldı ve sonunda başkentin kapıları ikisi önünde açıldığında Mu Qing, Ekselansları Veliaht Prens Xie Lian ile karşı karşıya kaldı.

Mu Qing için beyazlar içinde olmak son derece utanç vericiydi ama daha da utanca boğulan biri varsa o da Feng Xin olmalıydı. Xie Lian'a reverans bile vermeden kaçma niyetindeydi ancak Mu Qing onu yakalayıp kendisini herhangi bir yabancıyla yalnız bırakırsa bunu fena ödeteceği yönünde tehtidler savurmuştu. Feng Xin boyun eğdi ve esmerliğinin bile kurtaramadığı kırmızı bir tenle Xie Lian'ın önünde Mu Qing'i tanıttı. Mu Qing esirken bile Xie Lian'ı görmemişti çünkü Mu Qing ordugahta, Xie Lian sarayında esirdi.

Xie Lian gerçekten kendi oğlu evlenmiş kadar mutlu ve eğlenceli görünüyordu. İkisi için sadece birkaç kişi arasında 7 gün sonraki geceye düğün hazırlayacağını söyledi. Mu Qing anında itiraz etmek istemişti ama Feng Xin şaşırtıcı bir şekilde onu dirsekleyip susturmuştu. Mu Qing de sanmıştı ki Ekselansları o kadar ukala ve dedim dedikti ki 'hayır' cevabını asla kabul etmeyecekti. O an bu düşünceyle dolduğu aklına her gelişinde kendisini içten mahcup hissederdi. Saçmalık. Şapşallık. Sadece o gece kaldıkları odada bir kavga kopmuştu.

Mu Qing'in halkı ikisine öyle gösterişli bir düğün hazırlardı da Feng Xin'in halkı nasıl hazırlayamazdı!?

Mu Qing gözlerini devirdi.

"Neden kendi halkınla benim halkımı bir tutuyorsun? Neyi kıskanıyorsun? Neye yaradı? Sanki o yarıkta saatlerce yürüyecek bacaklara sahiptin!"

"İsteseydin yürürdüm!"

"İstemedim çünkü saçmalıktı!"

"AMA YİNE DE YÜRÜRDÜM!"

"AMA YİNE DE SAÇMALIK!"

Sürtüşmenin tüm gece sürdüğü dedikodusunun doğruluğunu bizzat saray sahibesi Xie Lian'dan öğrenebilirsiniz.

7. güne kadar Mu Qing ile Feng Xin asla yüz yüze bakmadı. Bu sırada saraya San Lang isimli genç bir hizmetkar gelmişti ve prens ile genç detaylıca zaten çoktan koca-koca olmuş ikiliyi daha ne kadar koca-koca yapabileceklerininin planlarını kurmuşlardı.

O gece altın sunaklarda mumlarla aydınlatılmış büyük salonda kral-kraliçe, baş rahip ve dört yardımcısı, Xiao Jing isimli bir delikanlı ile Xianle'nin taht sahibi Xie Lian ve kısa süreli yardımcısı San Lang ziyafet masasındaydı. Masaya sonradan katılması gereken iki isim daha vardı. Mu Qing bu yabancıları normalde önemsemeyecek olsa da Feng Xin'i sofrada yakalama şansını kaçırmak istemiyordu. Feng Xin'in de ondan pek farkı yoktu ama aynı zamanda zorunluluğu da vardı.

TGCF/Fengqing Fanfic/ TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin