Aksiyon Dolu Bir Gün

144 10 3
                                    

Tüm gece bu tesadüfü düşünmekten uyuyamamıştım. Tesadüf ise tabii... Ben bunları düşünürken saatin daha 6 olduğunu fark ettim ve gariptir ki tüm gece uyumamama rağmen hiç uykum yoktu tek isteğim şu gizemi çözmekti ama gizemler git gide çoğalıyordu. Ashley'nin bana Zac konusunda yalan söylemesi yetmezmiş gibi bir de bu çıktı. Belikli bunlar kendilerine ait gizli sırlardı ve benim bunu öğrenmemin tek yolu onlarla yakınlaşmaktı. Ashley babasının yanında olduğuna göre Zac ile yakınlaşma şansım vardı. Yani umarım...

Saat 9.00 gibi üzerime bir şeyler geçirip saçımı açık bıraktım ve hafif makyaj sonrası çantamı da alıp kantine inip kahvaltı yaptım ordan da kampüsün bahçesine geçtim. Zac yine aynı yerde kitap okuyordu. "Selam" dedim tüm sevimliliğimle. Bana soğuk bir "Hey" diyerek karşılık verdi ama pes etmek yok! Yanına oturdum.

V: Ne okuyorsun?

Z: Kapağı görmedin mi?

V: Evet Sefiller.

Z: Harika kör olmadığına sevindim.

Bu çocuk beni çıldırtmaya mı çalışıyor? Dün akşam hiç böyle değildin diyip patlamak istedim ama sakin olmalıydım.

V: Hey baksana bugün bir şeyler yapalım mı?

Z: Bende ne zaman soracaksın diye bekliyordum.

V: Öyle mi?

Z: Evet benden hoşlandığın o kadar bariz ki..

V: Ne? Senden hoşlanmıyorum!

Z: Evet tabii

V: Sadece arkadaş olabileceğimizi düşünmüştüm.

Z: Öyle diyorsan..

Off çıldırmak üzereyim benim bununla arkadaş olmamın imkanı yok kendini beğenmiş gıcık şey! Şu görev olmasa ben sana yapacağımı bilirdim ya neyse..

V: Pekala madem arkadaş olmak istemiyorsun sorun değil gidiyorum ben.

Konuşmamızdan bu yana ilk defa kitaptan başını kaldırıp "Planın ne?" diye sordu. Aslında bir planım yoktu ona sormakta hiç istemiyordum ama onu daha yakından tanımak adına "Aslında bir planım yok. Sen ne istersen onu yapabiliriz." dedim. Yamuk bir gülümsemeyle karşılık verdi. Bu ne demek şimdi ya? Of olamaz kesin yanlış anladı pis sapık!

"Yani bilirsin, sinemaya falan gidebilirz." Dedim yanlış anlaşılmayı düzeltmeyi umarak.

Z: Çok klişe. Sen git hazırlan üzerine rahat bir şey giy saat 11.00 gibi burda buluşuruz ama bu sefer geç kalmak yok.

V: Hey o geç kalma bile sayılmazdı.

Z: Bir dakika bile bir gecikmedir benimle bu konuyu tartışmamanı tavsiye ederim.

Yok yok ben bunun sayesinde kesin sinir hastası olup çıkıcam. Ama mecburen "Ben hazırlanayım o zaman." Deyip odama geçtim. Biraz kitap okuduktan sonra üstüme salaş bir tişört altıma da mini bir şort geçirip bahçeye geçtim. Saat 11.00 olmak üzereydi ve Zac henüz ortalıkta görünmüyordu. Bir de bana geç kalma diyordu neyse en azından elimde bir koz var.

Z: Hey!

V: Bu sefer kim geç kaldı bakalım?

Z: Saat tam 10.59 yani tam zamanında geldim.

V: Bunu bilerek yapıyorsun değil mi?

Z: Elbette. Ben asla geç kalmam.

Gıcık ya anlamamazlıktan geliyo bir de. Ben bütün gün nasıl dayanıcam acaba buna.

V: Peki nereye gidiyoruz?

Z: Gidince görürsün. Hadi gel.

Zac'in motoruna binip gideceğimiz yere kadar ona sarılarak ve hiç konuşmadan gelmiştik. Çok garip ama çok huzurluydu.

Z: İşte geldik.

V: Burası da neresi?

Z: Hiç bungee jumping yapmadın mı?

V: Ne? Bungee jumping mi? Hiç komik değil!

Z: Şaka yapan kim? Hadi gel.

V: Zac saçmalama ciddi değilsin değil mi?

Z: Gayet ciddiyim. Benim arkadaşım olmak istiyorsan bunlara katlanmalısın güzelim.

Ajan olmama rağmen bungee jumpingden çok korkuyordum. Hadi ama kim baş aşağı o kadar yüksekten atılmak ister ki? Ama maalesef bu da boyun eğmem gereken bir şeydi. Sen ajansın bunu yapabilirsin Vanessa. Ben kendimi hazırlamaya çalışırken gıcık Zac bana pis pis gülüyordu.

Z: Ne o çok korkmuş gözüküyorsun. İstersen yapmayalım bana ayak uydurmak zordur zaten.

V: Hayır ya bende zaten yapmak istiyodum bayadır.

Z: Güzel hadi gel o zaman.

Emniyet kemerlerimizi bağlayıp yukarıdan aşağı baktığımda kusacak gibi oldum. Aslında yükseklik korkum yoktur ama sanırım baş aşağı düşme düşüncesi midemi bulandırıyordu. Yüzümdeki ifadeyi silip normal görünmeye çalıştım. Zac "Pekala hadi atlayalım!" dediğinde hazır olmadığımı ve asla hazır olamayacağımı hissetmeme rağmen çok geçti. O atlarken refleks olarak elini tuttum hem de sımsıkı bir şekilde. Tuhaf olan onun da benim elimi tutmasıydı. Sanırım beni rahatlatmaya çalışıyordu. Belki de o kadar gaddar biri değildir.

Asla bitmiceğini düşündüğüm bu aksiyonlu şey biter bitmez kusuverdim. Kesin Zac bana bir laf daha sokacak derken o sadece gülmekle yetindi. Biraz oturup dinlenmeme izin verdikten sonra motoruna atlayıp okula geri döndük.

V: Bu bol çığlıklı gün için teşekkür ederim. Sanırım sen olmasan buna asla cesaret edemezdim.

Z: Biliyor musun? Düşündüğümden cesur çıktın.

Ona gülümsedim. O da bana gülümsedi. Üstelik samimi bir şekilde. Bu çocuk gerçekten çok garip. Ah odama gidip biraz uyusam fena olmaz midem hala biraz garip ama her şeye rağmen sanırım bir parçam bundan keyif aldı..

Evet biliyorum baya oldu yazmayalı ama hikayenin devam etmesini isteyen bir kaç kişi olduğu için yazmaya devam etmek istedim. Umarım beğenirsiniz ^^

Gizli AjanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin