İki gündür olduğu gibi bugün de doğru düzgün uyuyamamıştım ve uykusuzluktan ölüyorum. Tek düşünebildiğim şey Zac. Ah neyim var benim böyle neden sürekli onu düşünüyorum ki? Uyuyabildiğim birkaç saatte bile rüyalarımda onu görüyorum. Bu kadar yeter artık buna bir son vermem lazım ve bunun için de onunla yüzleşmeliyim. Peki ona ne diyebilirim ki? Herneyse bu önemli değil onu gördüğüm zaman söyleyecek bir şey bulurum herhalde. Umarım...
A: Hey bugün erkencisin hem de baya erkenci saat daha 05.00.
V: Sana ne demeli? Erken kalktığını biliyorum ama bu kadar da erkenci değilsin.
A: Kabus gördüm. Önemli bir şey değil.
Bunu söylerkenki gülümsemesi bile bunun önemli olduğunu gösteriyordu ve dikkatli baktığımda gözündeki yaşları görebilmiştim ama bunu sormak istemedim daha fazla üzülebilir.
Hem düşüncelerimden uzaklaşmak hem de onun kafasını dağıtmasına yardımcı olmak için "Hey saat henüz çok erken ve uyuyabileceğimizi sanmıyorum film izlemeye ne dersin?" diye sordum ve beklediğim gibi Ashley gülümseyerek tamam dedi.
Bir buçuk saatlik komedi bir filmden sonra yüzlerimizde gülümsemeyle bilgisayarın başından kalktık ve üzerimizi giyindik. Daha sonra da kahvaltı için aşağı indik. Yemeklerimizi alıp bir masaya oturduğumuzda onu gördüm. Tam karşımda. Kimseyle ilgilenmeden yemeğini yiyordu. Giymiş olduğu mavi tişört güzel mavi gözlerini iyice ortaya çıkarıştı. Sonra aniden bana döndü. Tabii ben de bakışlarımı geri kaçırdım.
A: Hey sen iyi misin?
V: Ne? Evet ben iyiyim, gayet iyiyim.
A: Eee ne diyorsun?
V: Neye?
A: Ah beni dinlemiyorsun bile değil mi?
V: Özür dilerim aklım biraz karışık sadece.
A: Sorun nedir? Bana anlatabileceğini biliyorsun.
V: Sonra konuşsak olur mu? Derse yetişmem gerek. Hoşçakal.
Ashley'i yanağından öpüp masadan kalkarken Zac'in de çoktan kalkmış olduğunu fark ettim. Belki şimdi onunla konuşabilirim diye düşünürken onu bir kızla konuşurken gördüm. Kızın omuzlarında, dümdüz ve simsiyah parlak saçları vardı. Yeşil gözlerini söylememe gerek bile yok. Ah bu kız gerçekten çok güzel. Kim acaba? Sevgilisi olabilir mi? Belki de sadece arkadaşıdır. Okul başlayalı sadece bir buçuk hafta oldu bu kadar çabuk sevgili yapmış olamaz değil mi? Aman banane. Ben sınıfa gitsem iyi olacak.
Ben sınıfa girdikten birkaç dakika sonra Zac ve kız da sınıfa girdiler. Kız, yanıma çok yakın bir yerde oturmasına rağmen Zac birkaç sıra önümde ve pencere kenarında oturuyordu. Öyleyse sevgili değiller değil mi? Öyle olsaydı beraber otururlardı. Daha sonra öğretmen gelip dersi anlatmaya başladı. Ama ne kadar konsantre olmak istesem de öğretmene baktığım zaman da bile Zac görüş açımda olduğu için ne yaparsam yapayım gözüm ona kayıyordu. Gözlerini öğretmene dikmiş rahat bir şekilde dersi dinliyor sonra defterine notlar alıyordu. Onu gördüğünüz zaman kesinlikle dersle ilgilenen biri olmadığını düşünebilirsiniz ama ilgileniyor ve bu sadece dersle ilgili de değil. Sanki bu dersin onda özel bir yeri var gibi bunu tam olarak nasıl anlatacağımı bilmiyorum ama gözlerinde başka bir şeyler var...
Ona bakarken o kadar dalmışım ki yanımdaki kız bana fısıldadığında yerimden sıçradım diyebilirim. Bu kız Zac'in konuştuğu kız. "Afedersin seni korkutmak istememiştim. Ben Lila." dedi bana gülümseyerek.
V: Ben de Va- yani Gabriella.
L: Memnun oldum Gabriella. Vay canına bu kadar kısa sürede birine tutulacak birine hiç benzemiyorsun.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizli Ajan
Novela JuvenilMerhaba ben Vanessa. 18 yaşındayım ve bir ajanım. Annem ve babamda ajandı ve ben 8 yaşındayken görevde hayatlarını kaybettiler zaten ajan olmamın sebebi onların ölümü yoksa ailem ajan olmamı hiç istemiyormuş şu tehlikeli görevler felan bilirsiniz iş...