İçeriye girdiğimiz zaman bizim masanın iyice kendini kaybettiğini gördük. Masanın başında olan kanepelere oturduk, o geriye yaslandı ben ona yaslandım. Dışarıdan birisi bu hareketlerimizde art niyet araya bilirdi ama bizi herkes bilirdi. Biz sevgililik gibi aptal bir şey ile bu dostluk bağlarını kaybetmezdik.
Bir şey söylemek istediğini söyleyerek doğruldu; bana baktı ve gülümsedi. Masaya uzandı küllüğü önüne çekti, gömlek cebinden sigara çıkarttı, sağına soluna bakındı. Çakmak arıyor gibiydi. Elini arkasına attı ve tuttuğu şeyi şakağına dayadı. Çakmak zannedip Önemsemediğim o şeyin tabanca oluşu soğuk duş etkisi yaratmıştı üzerimde ve şu anda olanaksız denilen şey oluyordu.
En ''vurdum' duymazımız'' en ''boşvermişimiz'' En ''güçlümüz'' nispet yapar gibi, gözlerimizin içine baka baka gülümseyerek, intihar ediyordu. Daha biz ne oluyor, yapma sakın! diyemeden, "bari şu boku okusaydınız ulan..."dedi ve gözlerindeki buğulanmayı silip tetiğe asıldı.
Kafasında bir delik ve o delikten sızan dumanla elimin altında kalmıştı. masada duran başına dokunmak için elimi uzattım ama çığlıkla ayağa kalkıp bağırmaya başladım. Okan'ın elimi tutup beni kendine bastırışı yüzünden onu bir daha göremedim.
Çok istedim ama ölü bedenine dokunmama kimse izin vermedi. Buna polis memurları intihar vakası dedi, telsizlerinden anons ederlerken bu terimi kullanmaları o kadar gücüme gitti ki, daha fazla dayanamayıp o intihar etmedi diyerek biraz ötede dikelip telsizden anons geçen polislerden birine koştum.
''-Bir şey itiraf etmem gerekiyor.
+Seni dinliyorum küçüğüm!
-O zannettiğiniz gibi intihar etmedi. Onu biz öldürdük.
+Silahın tetiğine siz mi bastınız? Onu siz mi vurdunuz?
-Hayır, ruhen yani. Bu da bi çeşit cinayet değil midir ?
+Sanmıyorum.''
Okan tekrar yanıma geldi. ''Hadi seni eve bırakalım, bizde eve geçeceğiz'' dedi ve kolumdan tutup zorla yürütmeye başladı.
Başından masaya dağılan ve yerdeki kirli, kül dökülmüş parkelere damlayan kanlar, gözümün önünden gitmiyordu. Bundan kurtulamıyordum. Uykularım. Öfke nöbetlerim. İnsanlara olan nefretim. Haddimi aşmıştı. Bu bedene sığamıyordum. O görüntüler küçük gözlerimde büyüyordu. Kabuslarım oluyordu. Vaveylalarımı anneme bile duyuramıyordum. Bundan kurtulamıyordum. Herkes hayatına devam etmişti. Ben o masada oturup elimi onun başına uzattığım anda tutsak kalmıştım. Ona dokunamamıştım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntihar Mektubu
Nonfiksi'İçim alevler içindeyken, gözümün önünde donarak ölen ben...'