#15: bardaklar
Jeongin altındaki bedenin hareket etmesiyle uyanmıştı. Ne olduğunu ilk başta anlayamasada sonrasında Seungmin'in de kendiyle birlikte uyuduğunu fark etmişti. Ona küçük bir gülümseme verirken yaklaşarak dudaklarına küçük bir öpücük kondurmuş, ardından rahatsız etmemek için yavaşça kalkarak Seungmin'in üstünü örtmüştü.
Odadan sessizce çıkarken susadığı için mutfağa ilerledi. Mutfakta masada oturan Hyunjin'i görünce göz devirdi. Dolaptan suyu çıkarırken Hyunjin'in bakışlarını üstünde hissedebiliyordu. Onu umursamamaya karar vererek sürahiyi masaya bırakmış ve bardak almak için dolaba ilerlemişti.
Açtığı dolapta gördüğü bardak takımıyla şaşırmıştı. İlk defa gördüğü takımın her birinin üstünde birbiri ile uyumlu semboller vardı. Minho'nun bunları yeni aldığını düşünerek bir tanesini eline almış ve masaya dönmüştü.
Masada olmayan Hyunjin ile kaşları çatıldı. Ne ara gitmişti?
Kendi kendine omuzlarını silkerken sandalyeye oturdu ve suyu doldurmaya başladı. Bardağı dudaklarına götürüp suyu içtiğinde suyun tadında bir farklılık olduğunu fark etmişti. Ağzını birkaç kere açıp kapayıp tuhaf tadı almaya çalıştı ama pek bir şey olmadığını fark etti. Suyun bayatladığını düşünerek fazla kafasına takmamış ve Seungmin'in yanına gitmek için odaya ilerlemişti.
Kapıyı gülümseyerek açtığında gördüğü manzara ile gülüşü solmuştu. Zira öpüşen bir Hyunjin ve Seungmin görmeyi beklemiyordu.
Kaşları çatılırken hızla yanlarına ilerledi. "Ne yaptığını sanıyorsun Seungmin?" diye bağırdığında Hyunjin gülerek Jeongin'e dönmüştü. Bakışları Seungmin'e kaydığında yüzünde kanlar olduğunu görmüştü. "S-seungmin?"
Hyunjin'in yüzü gitgide kaybolurken Jeongin korkarak kapıya doğru koştuğunda kapı aniden kapandı.
Jeongin yere çökmüş başını kolları arasına alarak bacaklarını kendine çekmişti. Ağlamaya başlarken Hyunjin onu kollarından tutarak sarstı. Hyunjin bir şey demeye hazırlanıyordu ki Jeongin'in ağlayan ve kızarmış gözlerine baktı. Diyeceklerinden vazgeçerek birden ortadan kayboldu.
Jeongin ne olduğunu anlayamadan bilinçsizce etrafına baktı. Bulunduğu ortam kaybolurken gördüğü beyaz ışıklarla gözlerini açtı.
"Sonunda uyandın tanrım, yine kabus gördün iyi misin?" Seungmin dolu gözleriyle kendine bakıyordu. Jeongin odada gözlerini gezdirdiğinde herkesin burada olduğunu gördü. Bir tarafında Seungmin diğer tarafında Minho vardı.
"Ne oldu?" Jeongin sorduğunda Minho cevapladı. "Seungmin kabus görürsün diye beklemiş ve kabus gördüğünü anladığında bizi çağırdı."
Seungmin'in elini tutan elini kendine çekerek bakışlarını tedirgince Chan'a çevirdi. Chan öylece dururken kendilerini izliyordu.
Seungmin elini çekmesiyle üzülse de belli etmedi. "İyisin değil mi?" Seungmin'in naifçe sorduğu soruya karşılık sadece başını salladı Jeongin.
Ardından yataktan kalkarken dolaba ilerledi. "Hadi hazırlanalım kampüse gitmemiz lazım."
Herkes onu onaylarken Seungmin Jeongin'in davranışlarını sorguluyordu. Jeongin'de bir tuhaflık vardı.
✿
Ficteki yazım şeklimi seviyor musunuz :(? Aklıma takıldı-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sign of nightmares | hyunmin
FanfictionBir rivayete göre rüya cinleri kendilerine seçtikleri ruh eşlerinin rüyalarını kontrol edebilme gücüne sahiplerdir. Rüyalarda gösterdikleri işaretlerle insanların kendilerini bulmasına yardımcı olurlar. Ama bang chan ve hwang hyunjin güçlerini farkl...