#3: lunapark

740 105 280
                                    

#3: lunapark

Seungmin ve Jeongin birlikte eğlenmeye karar verdikleri için Jeongin'in isteğiyle lunaparka gitmişlerdi.

"Sence ilk hangisine binmeliyiz?" Jeongin oyuncaklar arasında göz gezdirip konuşmuştu.

"Sen hangisini istersen bebeğim?" tek amacı Jeongin'i gülerken görmek olan Seungmin seçimi Jeongin'e bırakmıştı.

"O zaman önce gondola binebilir miyiz?" tatlı bir şekilde konuştuğunda Seungmin onu onaylamıştı. Jeongin gülümseyerek sevgilisinin elini tuttu ve gondola doğru ilerlemeye başladı.

Bildiklerinde ve gondol hareket etmeye başladığında Jeongin korkarak Seungmin'e yaklaştı. Seungmin bu haline kahkaha atarken sakinleştirmek için Jeongin'i çenesinden hafifçe tutarak dudaklarını birleştirdi. Kısa süren öpücükle birlikte Jeongin gülümsemişti. "Korkma bebeğim ben buradayım. Ssdece bir oyuncak."

Gondoldan indiklerinde Jeongin Seungmin'i tekrar elinden tutmuş ve pamuk şekerlerin satıldığı yere sürüklemişti.

"Mavi renginden istiyorum."

Seungmin onu onaylayarak Jeongin'e mavi kendine de sarı pamuk şekerinden almıştı.

Pamuk şekerlerini yemeye devam ederken Seungmin sordu.

"Şimdi hangisine binmek istersin bebeğim."

Jeongin sorulan soruyla duraksamış ve etrafına bakınmıştı. Gördüğü aletle gülümseyip işaret parmağını dönme dolaba doğru kaldırdı.

"Dönme dolaba binelim."

Seungmin oyuncağın fazla yüksek olmasından dolayı endişeyle sordu. "Gondoldan bile korktun Jeongin, bundan korkmayacak mısın?"

Jeongin gülümseyerek yerinde zıplarken konuştu. "Hayır korkmam, hem dönme dolap en yukarıya çıktığında öpüşürüz."

Bu fikir Seungmin'in aklına yatarken onaylamış ve dönme dolaba binmişlerdi.

Jeongin ilk defa biniyor gibi heyecanla etrafa bakarken Seungmin Jeongin'i izliyordu.

Bir süre sonra kendisini izlediğini fark eden Jeongin yavaşça Seungmin'e döndü.

Yavaşça yaklaşarak dudaklarını birleştirdiğinde Seungmin bir gülümseme vermiş, alt dudağını dudakları arasında hapsederken kollarını Jeongin'in beline sarmıştı.

Yavaş ve sevgi dolu bir öpücük isteyen Seungmin'in aksine Jeongin fazlasıyla sert ve aceleciydi.

Seungmin dayanamayarak gözünü araladığında gördüğü yabancı yüzle korkarak geri çekildi.

Karşısındakinin kim olduğu hakkında bir fikri yoktu ama kanlanmış gözleriyle ve üstündeki paramparça kanlı kıyafetlerle fazlasıyla korkunç görünüyordu.

"J-jeongin?"

Seungmin'in kaçabileceği bir yer olmadığından korkuyla ne yapacağını bekledi.

Karşısındaki Seungmin'in korkmuş hallerine kahkaha atarken birden kahkahasını kesmiş, hızlıca Seungmin'in üstüne oturarak çenesini sıkmıştı.

"Jeongin'i çok mu seviyorsun Seungmin?"

Seungmin çenesindeki baskının acısıyla inlerken ellerini adamın eline çıkardı.

"Bırak beni!"

Seungmin'in güçsüz çıkan sesiyle daha da güldü.

"Seni seçtiğime inanamıyorum."

Seungmin'i bulunduğu kenardan yakalarını çekerek kaldırırken son sözlerini söyledi.

"Seni başkasını sevemez hale getireceğim Kim Seungmin. Bakalım ne kadar dayanabileceksin."

Ve Seungmin'i dönme dolaptan aşağı bırakmıştı.

Seungmin aniden gözlerini açarken yatakta hareket edemedi. Derin nefesler alırken kendini sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Sadece bir kabus, sadece bir kabus.."

Kendi kendine mırıldanırken mutfağa su içmek için ilerledi.

İki gündür gördüğü bu rüyalar normal değildi.

O daha önce kabus görmezdi ki hiç. Genelde Jeongin'i ve Minho ile Jisung ikilisini görürdü.

Her ne kadar abartmak istemese de Seungmin'in emin olduğu bir şey vardı.

İki rüyada gördüğü kişinin sesleri aynıydı.








Kısa oldu farkındayım ama bu fic genel olarak kısa bölümlerden oluşacak, bunun için üzgünüm.

Sizce nasıl gidiyor?

Sign of nightmares | hyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin