#13: şüphe

641 101 152
                                    

#13: şüphe

Jeongin sabah uyandığında Minho ve Jisung çoktan uyanmış bir konu hakkında konuşuyorlardı. Jeongin onları önemsemeyip gece olanları düşündü. Seungmin'den özür dilemesi gerekiyordu.

Yataktan kalkıp odalarda Seungmin'i aradı. Mutfağa gittiğinde Chan kendisini görmüş ve gülümseyerek selam vermişti. "Günaydın Jeongin."

"Günaydın hyung. Seungmin'i gördün mü?" Chan'ın gülen yüzü hafif solduğunda kendini çabucak toparlamış ve konuşmaya başlamıştı. "Görmedim, Hyunjin'i de bulamıyorum. Sabah Jisung odasına gitmiş ama odanın kapısı kilitliymiş. Orada olabileceklerini düşünüyorum."

Jeongin kaşlarını çatarak sordu. "İyide neden ikisi odanın kapısını kilitleyerek oraya gitmiş ki?" Chan cevap olarak omuz silkmekle yetinince Jeongin vakit kaybetmeden Jisung'un odasına geldi. Kapıya ardı ardına vururken sesleniyordu. "Seungmin orada mısın? Dışarı çık hadi.." arka arkaya sıraladığı cümlelerin sonunda sesleri duyan Hyunjin uyanmıştı. Sabah sabah ne olduğunu düşünürken yanındaki Seungmin ve kapının oradaki Jeongin'in sesiyle neler olduğunu anlamıştı.

Yüzünde küçük bir gülümseme oluşurken yavaşça kapıya ilerledi ve açtı. Açılan kapıyla Jeongin hızlıca içeri girmiş ve Hyunjin'e kısa bir bakış atıp Seungmin'in yanına ilerlemişti.

"Seungmin'in burada ne işi var?" Sesini yükselterek sorduğunda Jeongin'le birlikte arkasından gelen Chan Hyunjin'e baktı. Yanlış bir şey yapmasından korkuyordu.

Hyunjin derin bir nefes almış ve cevap vermeden yatan bedene bakmıştı. İçinden bir insanın uykusu nasıl bu kadar ağır olabilir diye geçirirken kendi kendine gülmüştü.

Jeongin buna daha da sinirlenirken tekrar sordu. "Ne oluyor?"

Hyunjin Seungmin'deki bakışlarını yavaşça Jeongin'in gözlerine çıkardı. Yüzündeki gülümseme solmuş, düz ama kızgın olduğu belli olan bir ifadeyle ona bakıyordu.

"Bak Jeongin, gece Seungmin'i rüya gördüğün zaman kovdun. Dün Minho ve Jisung senin yanındaydı, hatta Chan bile. Ama Seungmin yalnızdı ve içmeye gitmiş. Kalktığımda nasıl olduğunu merak ettim ama yoktu ve aradığımda berbat bir haldeydi. Bu yüzden ona yardım ettim ve eve getirdim"

"İçmiş miydi?" Jeongin'in aklından birçok senaryo geçerken Hyunjin'in yanına ilerledi. "Neden bize haber vermedin peki? Ben onun sevgilisiyim ve gidip kendim de onu eve getirebilirdim."

Hyunjin'in dudaklarından küçük bir gülüş kaçtı. "Dediklerinle çakışmayı acilen kesmen gerekiyor. Bırak Seungmin'i almayı gece onun yanına bile yaklaşamazdın. Üstelik neden bu kadar takıyorsun? Seungmin benim arkadaşım ve istersem gece onunla birlikte içerdim, buna kimse karışamaz."

Jeongin'in artık sabrı taşıyordu. "Aramızdakı ilişkinin farkındasın değil mi? Geldiğin ilk günden beri senden hoşlanmıyorum. Ama bunun artık karşılıklı olduğunu daha iyi anlayabiliyorum. Sen de benden haz etmiyorsun ve bu işime gelir. Seungmin'den uzak duracaksın seni onunla yalnız görmek istemiyorum. Ve bu olay bir daha yaşanırsa bu kadar sakin kalmayacağım."

"Ne olur yaşanırsa?" Hyunjin tek kaşını kaldırarak sorduğunda Jeongin cevap veremedi. Hyunjin Jeongin'in kolunu tutarak kendine çekmiş ve sıkarak konuşmuştu. "Bu ilk ve son olsun Jeongin. Sakin bir daha beni tehdit etme tenezzülünü gösterme yoksa ben de bir dahaki sefere bu kadar sakin kalmam." Dişlerini sıkarak yüksek sesle söylediği cümlelerle Seungmin uyanmış ve kaşlarını çatmıştı.

"Neden Jeongin'e bağırıyorsun?" Hızla yerinden kalkmış ve Hyunjin'in Jeongin'i tutan elini sertçe itmişti.

Hyunjin bakışlarını Seungmin'e çevirmiş ve inanamazcasına şaşkınca bakmıştı. "Senin sevgilin ergen salaklar gibi kıskançlık krizlerine girdiği için sabahtan beri bana hesap soruyor." Hyunjin kollarını bağdaşlayıp ne diyeceğini beklerken Seungmin Jeongin'e baktı. Jeongin konuşması gerektiğini düşündü.

"G-geldiğimde odanın kapısı kilitliydi. Üzgünüm kendimi tutamadım Min." Başını utançla yere eğdiğinde Seungmin elini Jeongin'in çenesine çıkarmış ve naifçe kaldırmıştı.  "Sorun değil bebeğim." Dudaklarına küçük bir öpücük kondurmuş ve ellerini kenetlerken son bir kez sinirle Hyunjin'e bakarak odadan Jeongin'le birlikte ayrılmıştı.

Hyunjin tepki vermeden hala olduğu yerde duruyorken en başından beri sessizce olayları dinleyen Chan gülmeye başlamıştı. "Bu kadar sakin kalmanı beklemiyordum."

Hyunjin'de onunla birlikte gülmüş ve kendini yatağa atmıştı. "Bunun cezasını vermek için bolca vaktim olacak."







Birdenbire ne olduysa yazma isteğim gitti
:( umarım güzel olmuştur, pek emin değilim.

Bir de chansroom izlerken yazdım kontrol etmeye aşırı üşeniyorum, hatam varsa söylersiniz :33

Sign of nightmares | hyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin