ORMAN

9 2 0
                                    


Şuan odanın etrafında dört dönüyor eşyalarımı toplamaya çalışıyordum.Bundan bir kaç dakika önce babam ile konuşmuştum. Babam derhal İstanbul'a gelmemi istiyordu. Hem de acilen. Nedenini sorduğumda bana bir hastalığa yakalandığını söyledi.

Ben Eylül Çalışkan. 29 yaşında bir doktorum. Annem ben küçükken evi terk etti. Lise bitene kadar babam ile kaldım. Üniversiteyi İzmir'de okudum. Ve şuan İzmir'de çalışıyorum.

Babam bir mafyaydı. Hatta bir kaç işlerinde ona yardım etmiştim. Bir kaç depo patlatmıştım. Dövüşmeyi ve silah kullanmayı babamdan öğrendim. Bana o öğretti.

Uçak biletini aldım. Bir saat içinde havalimanında olmam lazım. Eşyalarımı topladım. Üstüme siyah bir sweatshirt, altına da siyah dar pantolon giydim. Spor ayakkabılarımı ve ceketimi giydim. Anahtarları aldım. Çağırdığım taksi bir kaç dakika içinde geldi. Yarım saat sonra havalimanına vardım.

Uçağa bindim ve kalkmasını bekledim. Acaba babam iyimiydi? Hastalığı neydi? Babamın sağ kolunu arayıp  arabayı havalimanına bırakmasını söyledim. Uçaktan indim ve arabanın yanına gittim. Arabaya bindim. Olabildiğince hızlı bir şekilde  yolda  gidiyordum. Eve hemen gitmek istiyordum, o yüzden ormanlık yolu tercih edeceğim. Orman sakin ve sessizdi. Gökyüzü bulutlar ile kaplanmıştı. İçimde kötü bir his doğdu. Sanki bir şey olacakmış gibi...

Araç bir anda durdu. Ne olduğunu  anlamak için arabadan indim. Lastik patlamıştı. Harika! Bir bu eksikti. Ne yapacağım şimdi. Telefonumu çıkarttım ve babamı aradım. Açmıyordu. Hemen Ceyda Halamın telefon numarasını aradım.

Ceyda Hala: Hah Eylül kızım nerede kaldın. Seni bekliyoruz burada.

Eylül:Hala ben...!

Hah! Ne oldu şimdi? Şarjım bitti. Off! Kestirmeyi seçen  aklıma neyse... Sakin kalmalıyım. Ne yapacağım şimdi? Geldiğim yoldan gidemem bayağı yol var.

Arabaya gittim ve kaportayı açtım. Babam her arabada illaki bir silah bulundururdu. Onu aldım. Ne olur ne olmaz. Yolda yürümeye başladım. Geldiğim yol çok uzaktı ama yine de geldiğim yolu seçmiştim. Hava pek de karanlık değildi.Bulutlar gökyüzünden çekilmişti. Gökyüzünde dolunay ve yıldızlar vardı. Ne çok severdim gökyüzünü izlemeyi ama şuan içime ürperti geliyor.

Bugün çok yorulmuştum. Ameliyat, hasta , iş , stres , babam, araba, yol ... Sinirle güldüm. Eğer bu gece buradan çıkabilirsem Perşembe günleri kendimi odaya kilitleyeceğim. 

O ses de ne? Tam karşımda bir tane köpek duruyordu. Yavaşça geri geri gitmeye başladım. Birden üstüme doğru koşmaya başladı.

Köpekleri severim ama üstüme havlayarak koşanlardan uzak durmayı tercih ederim. O anki
korku ile kendimi ormana attım. Çok hızlı koşuyordum.

Tam giderken ayağım  bir şeye çarptı. Yeri boyladım. Pek belli olmuyordu ama görebildiğim kadarıyla üstümde bir leke vardı. Bir ıslaklık hissettim.Elimi sweat'ime sürdüm ve ay ışığı vuran bir yere getirdim. Kan! Kulağıma gelen hırlama sesi ile sesin geldiği tarafa baktım. Köpek yavaş yavaş üstüme geliyordu.

??: Felix!

Sesin geldiği yöne baktım. Bir adam vardı. Adam köpeğin yanına geldi ve elini köpeğin başına koydu.

??: Aferin Felix harika iş çıkardın.

Ne demek istiyor bu. Gözüm birden adamın belindeki kabarıklığa kaydı. Silahı vardı. Peki ya benim ki neredeydi. Hemen etrafima baktım. Oradaydı. Ayağım takılınca elimden düşmüş olmalı. Elimi uzattım ve silahı aldım.

Eylül : Uzak dur benden. Vallahi gözümü kırpmadan öldürürüm seni. Yaklaşma! Ya kime diyorum gerizekalı mısın yoksa sağır mı?

Ben ve gereksiz cesaretim. Adam bana sinirle yaklaşmaya başladı. Yüzünü göremedim ama elini yumruk yapışından anlamıştım. Gittikçe yaklaşıyordu. Silahın tetiğine bastım.

Eylül : Allah kahretsin.

Mermi yok.Babamın sağ kolu ile konuşmam gereken konular var. Tabi yaşarsam. Hala yerdeydim. Çömeldi ve üstüme geldi. Pür dikkat onu izliyordum. Ay ışığı onun yüzüne geldiği için yüzünü daha net görüyordum. Ama...! Ama bu...! Bu oydu.

??: Merhaba Eylül beni özledin mi ? Ben seni çok özledim.

Eylül: Rüzgar! ( Ünlem şaşırma anlamında bağırmıyor )

Bana gülüyordu. Şuan çok korkuyordum. Beni gözünü kırpmadan öldürürdü. Mafyalar arasında sadece ondan korkuyordum. Yapacaklarının sınırı asla yok.

                       ~ Geçmiş ~

Rüzgar ile okulda tanışmıştık. Birbirimizi pek sevmezdik. Birbirimizi her gördüğümüzde nefret kusardık. Rüzgarın babası çok ünlü bir mafyaydı. Ayrıca Rüzgar'da öyle.

Rüzgar masa tarafından özel eğitilmişti. Ona çok değer veriyorlardı. Onda büyük bir potansiyel varmış. Onun babası ile benim babam çocukluk arkadaşıymış. Bu yola da beraber atılmışlar.

Ama Rüzgarın babası büyük patron ile çok yakınmış büyük patron ölünce yerine o geçmiş. Ve o günden sonra babama çok kötü davranmaya başlamış. Babamın dediğine göre annemin bizi terk etmesinin sebebi oymuş.

Bu yüzden Rüzgar'dan nefret ettim. Babama Rüzgar'ın babasını mahvetmesi için yardım ettim. Benim görevim Rüzgar'ı kendime aşık etmekti. Ve başardım. Babam onun babasını koltuktan indirdikten sonra ondan ayrılacaktım. Rüzgar'ın annesi onu bıraktığından beri Rüzgar terk edilmekten çok korkardı. Ve bende onun bu yönünü kullandım.

Ama sonradan öğrendiğimde ise Rüzgar'ın babasının iyi biri olduğunu babama kötü davranmadığını öğrendim. Babam kıskançlık yüzünden bana öyle bir şey demişti. Rüzgar'dan ayrılmamı istedi. Ama ben Rüzgar'a aşık olmuştum. Babama Rüzgar'dan ayrılmak istemediğimi söylediğimde. Bana tokat atmış ve ondan ayrılmam için beni zorlamıştı.

Babamın içindeki iyiliği, hırsı ve kıskançlığı yok etti. Babam Rüzgar'ın babasının evini adamları ile bastı. O saldırıda onun babası omurgasından yaralandı ve komaya girdi. Uyandığında bir süre yürüyemedi.

Beni ise babam yurt dışına göndermişti. Rüzgar'dan uzak olmam için. Rüzgar'a her şeyi anlatmamam için.

Bir gün evimin kapısı çalındı ve kapıda bir kutu gördüm. Kutuyu açtığımda içinde bir kağıt ve bir fotoğraf vardı. Fotoğrafa baktığımda Rüzgar ile benim olduğum bir fotoğraf vardı. Ama benim olduğum tarafın yarısı yanmıştı.

Kağıdı aldım ve açtım. " Karşıma çıktığın an seni mahvedeceğim. Bana seni öldürmem için yalvaracaksın ama seni öldürmeyeceğim. Sana her gün başka bir cehennem yaşatacağım. Senin için harika planlarım var. Kendini özletme

                                     _ Azrailin  _ "

Sevdiğim adam artık benden nefret ediyordu.
             
                         ~ Bugün ~

Rüzgar: Karanlık dünyama hoş geldin güzelim

Gözümden bir damla yaş geldi. Onu tanıyordum ve çok korkuyordum. Şuan korkuyu iliklerime kadar hissediyorum. Bir şırınga çıkarttı ve boynuma sapladı.

Rüzgar: İyi uykular sevgilim.

Bölüm sonu ♾️

Evet sizce nasıldı? Konunun biraz değişik olmasını istedim.

Lütfen oy vermeyi unutmayın. Teşekkür ederim.

Kanlı TesadüfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin