Rüzgar'danEylül'ü arabaya bindirdim . Bileklerini daha rahat etsin diye kucağına koydum. Acıyor mu diye yüzüne baktım. Ama uyumuştu. Gülümsedim. Ama ona hâlâ kızgınım. Ne zaman söz dinledi ki şimdi dinlesin. Söylene söylene arabama gittim. Arabayı eve sürmeye başladım.
Eve geldim. Eylül hâlâ uyanmamıştı. Bileklerine dikkat ederek onu kucağıma aldım. Biraz kıpırdandı ama uyanmadı. Kafasını boynuma gömdü. Güldüm. Bunu ona söylesem utancından yerin dibine girerdi.
Korumalardan birine kapıyı açtırdım ve içeri girdim. Onu odaya götürdüm ve yatağa yatırdım. Eylül en çok karanlıktan ve gök gürültüsünden korkardı. Küçük yaşta tecavüze uğramıştı ve bu yüzden karanlıktan korkuyordu. Karanlıkta bir şey olacağından çok korkuyordu. Sesini birisine duyuramamaktan. Ona sarılınca sakinleşiyordu. Gök gürültüsünden ise annesi yüzünden korkuyordu. Ama nedenini söylememişti. Ve şansımıza bu gece fırtına vardı.
İyi tarafından bakarsak Eylül bu geceyi bana sarılarak geçirecekti.
Onun yanına uzandım. Bileğim acıyor dediğinde bileğini bırakmalıydım. Eylül'ün vücudu çok hassastı. Her şeye çabuk tepki verirdi. Bugün onu fazla incittim. Yüzüne baktım. Saçlarını okşamaya başladım. Kafamı onun boynuna gömdüm. Kokusu çok güzeldi ve beni rahatlatıyordu.
Camdan dışarı baktım. Yağmur yağmaya başlamıştı. Yavaşça ayağa kalktım ve odanın ışıklarını açtım. Uyanırsa çok korkardı. Tekrar yanına yattım. Kollarımı onun vücuduna sardım. Umarım uyanmaz.
Eylül'den
Gök gürültüsünün yüksek sesi yüzünden uyanmıştım. Küçükken annem fırtınalı havalarda beni bir odaya kapatırdı. Eğer uslu bir kız olmazsan bu şimşekler seni yakacak derdi. Bir köşeye oturup fırtına dinene kadar ağlardım. Cama baktım. Şimşek çaktı. Ellerimi kulaklarıma götürdüm. Gözlerimi kapattım. Gök gürültüsünü duymak istemiyordum.
Kulağımda bir nefes hissettim. Ardından sırtımda dolaşan bir el.
Rüzgar: Korkma sevgilim burdayım. Sakin ol. Hiç bir şey olmayacak. Sakin ol.
Rüzgar 'ın sesini duyduğumda rahatladım. Elimi kulaklarımdan çektim. Ama gök gürültüsünü duymam ile elimi tekrar kulağıma götürdüm. Gözümden yaş geldi.
Eylül: Uslu durucam. Uslu durucam. Bir şey yapmayacağım. Uslu durucam .
Diye sayıklamaya başladım. Rüzgar elimi kulağımdan çekti. Beni kendine daha da bastırdı. Saçlarımı okşadı.
Rüzgar: Shhh. Sakin ol sevgilim. Buradayım. Yanındayım. Sana bir şey olmasına izin vermem. Sakin ol.
Sanki mümkünmüş gibi kendimi Rüzgar'a daha da bastırdım. Ellerim ile t-shirt'ünü sıkıp ağlıyordum. Kendini aşağı çekti. Benim ile aynı hizaya geldi ve gözlerime baktı. Başını boynuma soktu. Böylece ona daha da yakın olmuştum. Boynumu öpmeye başladı. Göğsündeki elim gevşedi.
Rüzgar ellerimi kendi eline aldı. Baş parmağı ile elimin üstünü okşamaya başladı. Boynumu öpmeye devam ediyordu. O bunu yaptıkça uykum geliyordu. Artık gök gürültüsünü duymuyordum. Sadece Rüzgar'a odaklanmıştım. Gözlerimi kapatırken ağzımdan üç kelime döküldü.
Eylül: Seni seviyorum Rüzgar.
Rüzgar: Ben de seni seviyorum Eylül.
Ama ben onun son dediğini duymadan uyuya kalmıştım.
Sabah
Gözümü açtığımda karşımda uyuyan Rüzgar'ı gördüm. Sonra dün akşam geldi aklıma. Ben ona
" Seni seviyorum" demiştim. Yüzümün kızardığını hissedebiliyordum. Kalkmak için hareket ettiğimde Rüzgar beni kendine çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Tesadüf
Mystery / ThrillerEylül: Rüzgar! Rüzgar: karanlık dünyama hoş geldin güzelim.