"Seungmin!"
"Hyung? Üzgünüm seni beklemeliydim."
"Hey, sorun değil asıl ben üzgünüm.. Erken çıkmıştım ancak, Felix ve Changbini diğer sokakta beraber görünce peşlerinden gitmek istedim."
Her sabah evlerinin önünden geçen Felix ve Changbin. Ve her gün peşlerinden giden Chan hyung.
"Önemli değil hyung her gün aynı şeyi yaşıyorum sonuçta."
Nasıl bir tepki verdiğini görmek için yüzüne bakacaktım ama o beni bile dinlemiyordu. Gözlerini karşıya kenetlenmiş yumruğunu sıkıyordu. Belirgin olan damarları daha da belirginleşirken ne için bu kadar sinirlendiğini merak ettim.
Oh, evet. Felix ve Changbin. Nasıl da düşünemedim. Felix şirin sesiyle Changbin'e neler yaptığını anlatıyordu Changbin ise ona gülümseyerek bakıp saçını okşuyordu. Changbin gerçekten iyi bir oyuncu. Jisung ile rap yapmak yerine kesinlikle oyuncu olmalıydı. Herkes onun Felix'den hoşlanmadığını biliyor. Ana amacının ne olduğunu kimse bilmiyor. Chan hyung'u sinir etmek mi? Ya da onun sinir hastalığını kullanarak okuldan attırmak mı? Eğer bunlardan birisiyse, bunu çok iyi bir şekilde yapıyor.
"Hadi hyung içeriye geçelim ders başlayacak."
Yine yanında ben varım. Yine ona ben yardım ediyorum. Neden yardım ediyorum? Onun bana hiç bir yararı yok. Sadece kendini düşünen bencilin teki. Bencilin tekisin Chan hyung.
"Kime diyorum duymuyor musun? Hadi."
"Oh, evet dalmışım kusura bakma."
⭑
Dolabımda ki Chan hyung ile olan fotoğraflarımıza bakarken bir tanesini elime alıp üstünde gezdirdim. Bu ilk ışığı görüşümüzdü.
Resimde üstümüzden bir ışık kayıyordu.
'Bir kitapta insanların gerçek aşklarının kim olduğunu üstlerinden kayan ışıklar sayesinde anladığını okumuştum. Onu yakalayıp bir daha asla bırakmamamız gerekiyormuş.'
Ben ışığımı yakalayamadım. Ve hâlâ ellerimin arasından kayıp gitmeye devam ediyor.
Dolan gözlerimi kimse görmeden silip resimi tekrar dolabın kapağına koyup son bir kez bakıp kapattım. Koridorun sonundan gelen kalın boğuk sesi duymam ile gözlerimi kapatıp nefesimi verdim. Bazen onunla konuşmak beni sinirlendiriyordu. Sinirlenince ağlıyordum.
Derin nefes alıp yanına doğru yürürken beni fark ettiği için arkadaşlarına bir şeyler söyleyip o da bana doğru yürüyüp aramızda ki mesafeyi kapattı. O gerçekten çok güzel ve kusursuzdu. Okulda ki herkesin Felix'i sevmesinin nedenini şimdi anlıyordum. Belki de Changbin bu yüzden Felix ile çıkıyordur. Herkes popüler olmak ister. Yüzüne boş boş baktığım için kafasını yana eğerek gözlerini kırpıştırıp yüzüme baktı.
"Ah, şey merhaba Felix, nasılsın?"
"İyiyim Seungmin teşekkür ederim. Eğer konu Chan ise sana açıklama yapmıştım zaten. Ayrıca sevgilim var. Bunu daha ne kadar söyleyeceğim, Changbin'i seviyorum."
"Evet konu Chan hyung. Ve sevgilin olduğunu da biliyorum ama onun seni seni sevdiğinden şüphe ediyorum. Chan hyungun seni ne kadar sevdiğini ve değer verdiğini biliyorsun Felix. Bu zamana kadar hep senin yanında oldu."
"Aynı zaman da bana zarar verdi. Sevdiğin birisine zarar vermezsin Seungmin. Bunlar unutulacak şeyler değil. Onun yüzünden psikolojim bozuldu 2 yıl okula gelemedim."
"Biliyorum. Ama o 2 yıl boyunca Chan hyung da çok kötüydü. Her gün ağlıyordu. Seni ben sanıp her saniye özür dileyip sarılıyordu. Bunun benim için ne kadar zor olduğunu biliyorsun değil mi? Seni, ben sanıyor. Her sarhoş olduğunda gelip bana Felixi'm diyor. Senin psikolojin normale döndü ama benim ki? Her gün aynı şeyleri yaşıyorum. Çocukluk aşkım beni sevdiği kişi sanıyor, onun adıyla hitap ediyor. Daha ne kadar kötü olabilir? Bir kere olsun Chan hyung'u sevmeyi dene Felix. En azından benim ve geçmiş arkadaşlığımız için sevmeyi dene. Pişman olmayacaksın bundan eminim. Çünkü o çok güzel seviyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3108 'Chanmin | @souxssie ★✩
Fanfiction[yuu] Benim ışığım sendin hyung. Sadece onu yakalayamadım.