Four - I'll be there soon

29 7 0
                                    

"Üzgünüm Seungmin seni rahatsız etmek istemezdim ama gidecek başka kimsem yoktu. Changbin'nin ailesi evde olduğu için orda kalamazdım."

"Benim için sorun değil ancak.. Chan hyung ile rahat edebilir misin emin değilim."

"Chan hyung hâlâ burda mı? O hiç evine gitmiyor mu?"

"Gidiyor. Ama belli ki sen onunla sürekli aynı günleri tutturuyorsun."

"Peki o da mı bugün burda kalıyor?"

Dudağımı ısırıp kafamı sallarken Felixin iç çekişini dinledim.

"Onun seni rahatsız etmemesi için elimden geleni yaparım. Ama ben uyuduktan sonra odaya girip girmemesinden emin olamam."

"Ondan rahatsız olmuyorum. Sadece beni geriyor."

"Felix o seni seviyor. Sen istemeden sana dokunmaz. Tanrım, onu hiç mi tanımıyorsun? Biz çok yakındık her şeyi unuttun mu?"

"Evet, tamam. Üzgünüm artık içeri geçebilir miyim. Yeteri kadar yorgunum zaten."

Elimle saçlarımı karıştırırken içeriye geçmesi için yana doğru kaydım. Chan hyung'u arıyormuş gibi bir yüz ifadesi vardı.

"Sen gelmeden önce bahçede oturuyorduk orda olmalı."

Kafasını hâlâ gözleri etrafta dolaşırken sallarken nefesimi dışarı verdim.

"Kalacağın yeri göstereyim."

"Neden ev bu kadar büyük? Tek kalmıyor musun?"

"Bilirsin, büyük evlere her zaman hayranlık duymuşumdur. İhtişamlı görünüyorlar. Ve yıldızları izlemek için güzel bir konumda. Etrafta çok bina ışığı yok. Hepsi net bir şekilde gözüküyor."

"Yıldız? Onlara ışık diyorsun sanıyordum."

"Anlaman için söylemiştim. Her şeyi unuttuğun gibi bunu da unutmuşsundur diye düşünmüştüm."

Derin nefes verip odayı gösterdim. Bana teşekkür ederken içeriden kalın bir ses geldi.

"Seungmin nerdesin? Bir sorun mu var?"

"Burdayım hyung, bir sorun yok. Felix geldi."

Felix bana susmamı söyleyen hareketler yaparken Chan hyung hemen yanımıza ulaşmıştı. Odaya göz attıktan sonra beni kolumdan tutup mutfağa çekti.

"Neden geldi?"

"Ailesi evde değilmiş ve tek kalmasına izin vermemişler. Büyük anneannesine gitmek yerine ben de kalabileceğini söylemiş. Kapıdan geri çevirmezdim, üzgünüm."

"Benim için sorun değil. Ama rahat edemiyor gibi görünüyor. Neden rahatsız oluyor? Rahatsız olacağı birisi mi var?

Ciddi misin gibi bakarken göz devirip yanından ayrıldım. Felix'e ihtiyacı olacağı bir şey olursa bahçede olduğumu haber verip dışarı çıktım.

"Onu yalnız mı bırakacaksın?"

Chan hyung'un sesi ile nefesimi verdim.

"Çok istiyorsan sen yanında durabilirsin Hyung. Yalnız kalmak istiyorum. İkiniz de çocuk gibi davranıyorsunuz."

"Seninle beraber ışıkları izlemek istiyorum."

Söylediği cümle ile nefesimin kesildiğini hissettim. Bunu uzun zamandır yapmıyorduk. Birden söylemesi garip gelmişti.

"Bana saçma ışıkları izlemekten sıkıldığını söylemiştin."

Kollarını kafamın altına koyarken gözlerimi kapattım.

"Sinirli olduğumda ne söylediğimi bilmiyorum bunu sen de biliyorsun."

"Evet ama onları kırdın."

Yüzüme gelen ışık bir anda sönünce gözlerimi açtım. Chan hyung kafasını benim yüzüme ışık gelmeyecek şekilde kapatıyordu.

"Çekil önümden güneşlenme mi bölüyorsun"

Kahkaha atarken yerine oturdu ve aniden sustu. Neyin onu bu kadar şaşırttığını anlamak için gözlerimi açtım.

"Şey, Seungmin."

Felix minik elleri ile kapşonlumun kolunu çekiştirirken yüzümü ona doğru çevirdim.

"Yanımda kıyafet getirmeyi unutmuşum. Seninkilerden ödünç alabilir miyim?"

Felixin altında sadece kısa bir şort vardı. Chan hyung'un neden sesinin kesildiği belli oluyordu.

"Chan hyung sana göstersin."

"Ah, ama-"

"Chan hyung sana yerlerini gösterecektir. Değil mi hyung?"

Ona bakarken yutkunduğunu görmüştüm. Bu ikisi için büyük bir ilerleme olabilirdi.

Felix bana küfürler ederek giderken Chan hyung'un bana baktığını hissedebiliyordum.

"Ne? Kötü bir şey yapmadım. Beraber olmayı, onunla konuşmayı istiyordun. Peşinden git."

"Ama isteğim bu şekilde değildi."

Sinirle ayağa kalkıp hızlı adımlarla bahçeden çıktı. Her ne kadar kızsada sevindiğini biliyordum.

Gözümü yerde ki çiçeklerden ayırıp gök yüzüne çıkardım. O kadar güzellerdi ki.

Elimi kaldırıp sanki onlara dokunuyormuş gibi oynattım. Benim ışığım orada duruyordu. Etrafında hiç kimse yoktu. Yapayalnız 3108

3108'in anlamı benim için çok büyüktü. Okuduğum bir kitapta, 'Işıktan hızlı koşarsan zamanı değiştirebilirsin' yazıyordu. Bunu daha çok araştırıp ışığın hızının formülünü buldum.

(3x10⁸)

Bu sayılar ters çevrildiği zaman 8013 oluyor. Bu da Çin sembolü olan 'Sonsuza dek seninle olacağım.' anlamına geliyor.

Kitapta, aşık olan adam ışığın hızına rağmen hâlâ o kişiyi arıyor aslında. 'Sen ve ben sonsuzluğa fısıldıyor olur muyduk şimdi?' cümlesinden sonra, 'Işığı yakalamama izin ver' diyor, çünkü ışığı yakalarsanız sevdiğiniz kişi ile sonsuz olursunuz.

Dolan gözlerimi silerken. Gelen çimen sesleri ile kafamı gök yüzünden çevirip kapıya doğru baktım.

Felix üstünde eşofman ve bol bir tişört ile Chan hyung'un arkasından geliyordu. Daha uzun sürer sanmıştım. Anlaşılan o ki Chan hyung bir şey yapmamış.

"Orda bir sandalye daha var onu getir ve yanımıza otur Felix."

Kafasını sallarken koşarak sandalyeyi almaya gitti. Yanımıza otururken elleri dizlerindeydi.

"Tekrardan üzgün olduğumu söylemek istiyorum. Gidecek başka yerim yokt-"

"Seungmin sorun olmadığını söylemiş. Eğer benim yüzümden rahat edemiyorsan gidebilirim."

Felix ellerini hayır anlamında sallarken panikle konuştu.

"Ah, hayır öyle demek istedim. Sizin ortamınızı bozmuş gibi hissediyorum."

"Böyle düşünmeyi kes. Sen yokken tek yaptığımız boş boş durmaktı. Chan hyung'un elinden telefon düşmüyor zaten. Sen gelmesen benimle konuşmuyordu bile."

Chan hyung göz devirirken Felix gülümseyip kafasını salladı.

"Hepimizin yatması gerekiyor. Okul var."

Chan hyung'un konuşmasıyla beraber ikimiz de onaylayıp yerimizden kalktık ve içeri girdik.

Herkes kendi odasına girerken yalnız kalmanın verdiği rahatlıkla tekrar bahçeye çıktım.

Biraz daha ışığımı izlesem bir zararı olmazdı. Tekrar elimi kaldırıp dokunmaya çalışırken kendimce mırıldandım.

"Hüzünüme ulaşmadan önce, tersine geri çevirmeyi deneyeceğim ve çok geçmeden orada olacağım."

Son cümleyi tekrar ettim.

"Çok geçmeden orada olacağım."

3108 'Chanmin | @souxssie ★✩Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin