a woman ruined a man

1.1K 104 33
                                    


[10]

— a woman ruined a man
chase atlantic - right here

— a woman ruined a manchase atlantic - right here

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Baba! Baba aç kapıyı. Beni böyle görmezden gelemezsin." Birinci saat. Bir an olsun susmadan bağırdığım altmış dakika.

"Üşüyorum. Küçük kızın üşüyor baba, aç kapıyı!" İkinci saat. Yağmurun başlamasıyla sırılsıklam dışarıda bekliyorum.

Boğazım bağırmaktan sızlıyor, sesim kısıldı. Vücudum soğuk rüzgarların esiri, titriyorum.

"Neden bana benim kızım yapmaz demiyorsunuz? Ben yapmam anne, baba. Kapıyı açın, her şeyi anlatacağım." Anlatamazsın Chaeyoung. Hiçbir şey hatırlamıyorsun. Hatırlamıyorum.

Üçüncü saatin sonu, evdeki sessizliği bozan bir kapı sesi. Önüme fırlatılan çocukluğumdan kalma mor valizim. Su damlalarının tek tek düşerek ıslattığı pasaportum ve Avustralya'ya alınmış tek kişilik sadece gidiş bileti.

Babamı dimdik karşımda gördüğümde bağırmayı kestim ve bedenimi bıraktım su birikintisi üzerine. Üç saatin ardından ilk defa evime ve aileme özenerek derin bir sessizliğe büründüm. Vurmaktan kanayan ellerimi hıçkırıklarımın duyulmaması için dudaklarıma götürdüm. Sessiz ol Chaeyoung. Ses çıkarma. Sen onun ailesini evlatsız bırakırken o da seni ailesiz bıraktı. Ne bekliyordun ki?

Son kez konuş ve sonra kalk git buradan.
Kalk ve git. Git, Chaeyoung. İstenmiyorsun, kimse istemiyor seni. Görmeye bile tahammül edemiyorlar. Haklılar ya da değiller. Sen bile karışmışsın, çözemiyorsun. Hem kendini hem de olayları. En çokta o geceyi.

"Ben sınıf arkadaşımı öldürdüm. Siz Chaeyoung'u öldürdünüz. Benden nefret ediyorsunuz ama kızınızdan hiçbir farkınız yok. Ben katilim, siz de öyle."


"Yanındayım güzelim. Geçti, aç gözlerini." Saçlarım arasında gezinen elleri hissetmemle kabus nihayet son bulduğunda görüş açıma giren ilk şeydi onun yüzü. Kelimelerine odaklanamadım bir müddet. Öylece kızardığına emin olduğum gözlerimle baktım gözlerine. Parmaklarımdaki acıyı hissettim sonra. Koluna tutunuyorlardı, sıkmaktan bembeyaz kesilmişlerdi.

Git, Chaeyoung. Alışmak, hissettiğim acıyı dindirmiyordu. Kimse seni istemiyor. Hiçbir zaman dindirmedi. Peki ya sen, Jungkook? Sen gerçekten istiyor musun beni yanında? İlgi ya da merhameti hak etmediğimi bildiğimi ama yine de yorulduğumu, belli bir düzen içinde sürekli mahvolduğumu ve kimsenin beni görmediğini anlayabiliyor musun? Sen görebiliyor musun beni?

Hiçbir şey hatırlamadığınız bir gece düşünün. Birini mahvettiğiniz için korkarken asıl mahvolanın kendiniz olduğunu fark ediyorsunuz. Etrafınıza baktığınızda gördüğünüz tek şey size çevrilmiş sırtlar, duyduğunuz tek şey o sırtların alaycı kahkahaları. Bir gecede ailenden oluyorsun, bir gece de herkesin nefret ettiği o insan oluyorsun. Öyle bir gece düşünün ki size en zıt şeyi yaptırıyor, korktuğunuz kişi, bir katil oluyorsunuz.

kills and kissesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin