he will help this time

2.1K 205 97
                                    


[6]

— he will help this time
keshi - skeletons

Rüzgarın acımadan vurduğu soğuk esinti sindiğim yerde içime işlerken birkaç saat önce Bang Chan'in kurduğu cümlelerin enkazı altında yaşam mücadelesi veriyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Rüzgarın acımadan vurduğu soğuk esinti sindiğim yerde içime işlerken birkaç saat önce Bang Chan'in kurduğu cümlelerin enkazı altında yaşam mücadelesi veriyordum. Zamanla akmayı kesmiş gözyaşlarımın ardında bıraktığı yanaklarıma yer edinmiş ıslaklık rüzgarın vurmayı sevdiği favori yerimken, bu acınası halime birazdan gökyüzünün de ağlayacağını haberdar etti bulutlar. Susmuyorlardı, kafamdaki sesler onlarla mücadeleye girdiğim her an daha da öfkeleniyor, asla kaybetmeyeceklerini hiddetle yüzüme çarpıyorlardı.

Kollarımı kendime çektiğim bacaklarım etrafına sardığımda başımı gökyüzüne diktim ve derin birkaç nefes aldım bir müddet. Bu tarifi zor soğuk rüzgarın tenim gibi önce beynime işleyerek onu acımadan dondurmasını, ardından avuçları içine aldığı kırık kalbimin parçalarını asla onaramayacağını fark ederek beynim ve tenim gibi dondurmasını diliyordum yalnızca. Yorgundum. O kadar yorgundum ki bu yorgunluk yaşam dolu bedenimi ağrılarla bezemiş, beni yürümekten bile aciz kılarak bir zamanlar sıkı sıkı hayata tutunan parmaklarımı binbir parçaya kırmıştı.

"Hep beraber Avustralya'ya gideceğiz ve her şey düzelecek öyle mi? Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz?"

Ellerimi kulaklarıma bastırarak o sesi susturmaya çalıştığımda beni mutsuz edememe düşüncesi Tanrı'yı delirtiyor, bu seferde Bang Chan'in üzerime yürüyerek beni duvarla arasına sıkıştırdığı an gözlerim önüne tüm açıklığıyla seriliyordu.

"Chaeyoung, karşımdaki sen olamazsın. Birilerinin hayatını mahvettikten sonra kendine yeni hayat kuracağından bahseden bu acımasız kız benim Chaeyoung'um olamaz."

Jennie, koruma iç güdüsüyle öne atıldığında yaşların doldurduğu gözlerimdeki mesajı almasını umarak baktım ona. Susmasını söylüyordum gözlerimle. "Sus Jennie. Bilmemesi fakat bilmediği olayın sonucunda bana bir cevap vermesi gerek."
Suçum olmadığını haykırmak isterken geride durmak zorunda bırakıldığından öfkeyle yüzüme baktı bir süre. Bana kızgındı, haklıydı. Fakat çaresizlik hissi bedenimi öyle sarmalamıştı ki yaptıklarımın ve yapacaklarımın arkasında güçlü durmaktan başka herhangi bir seçeneğim yoktu. Kendime çizdiğim ya da başkaları tarafından zorla çizilmiş bu yolda durmadan emin adımlar atmak zorundaydım artık.

"Ne var o güzel kafanın içinde Chaeyoung? Anlat, yalvarırım anlat." Başını dudakları arasından firar eden hıçkırıklarının sonunu getiremezken omzuma yasladığında içimde büyük bir savaş yaşanıyor, kalbimde bombalar patlıyordu. Damarlarım keskin bir bıçağın esiriyken, kaslarım ayakta kalma mücadelesi içinde etrafta tutunacak yer arıyordu. Kaybedilmiş bir savaşın doğurduğu hayal kırıklığı ve harabeyle mücadele ediyordum. "Artık gitmem gerek Chan. Benimle gelecek misin?"

kills and kissesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin