Jimin.
"Hey! Dün çok eğlendim ve bugün de buluşmak isteyip istemediğini merak ediyordum. "Hızla başka bir metin geldi. "Saat 16: 00'ya kadar işim var, bundan sonra bir yerden bir şeyler alabilir miyiz?"
Yoongi yalan söyleyemez, Jimin'in ona mesaj attığını ve buluşmak istediğini görmek onu anında daha mutlu etti. Belki de cesaretini toplayabilir ve aralarında ne olduğunu sorabilirdi. Böylece çabucak teklifi kabul ederek yüzünde bir gülümseme ile bir sonraki dersine girdi.
Son dersinden sonra Jimin'in motorsikletiyle park yerinde kendisini beklediğini gördü. Jimin de Yoongi'yi gördüğünde ona doğru yürüdü, ortada buluştuklarında elini tutarak eğilip yanağından öptü.
Tamam, bu beklenmedikti. Genellikle bu, randevularının sonunda oluyordu ama Yoongi buna aldırmadı.
"Hadi, yürüyelim, burada köşede harika bir erişte yeri var, motorsikleti almaya gerek yok."
El ele erişte dükkanına yürüdüklerinde Yoongi bir şey belli etmeyerek gülümser, tüm endişelerinin boşuna olduğunu ve Jimin'in olduğu kadar onunla da ilgilendiğini bilir.
Erişte dükkanı sessiz, çok fazla ziyaretçi almayan küçük bir sokağın köşesine sıkışmıştı. Duvarda asılı olan işletmenin sahibi ailenin resimleri ile çok çirkin bir his varı içinde. Genç bir kız garson tarafından karşılandıklarında pencerenin yanındaki bir masaya götürmesine izin verdiler. Kız muhtemelen dükkan sahiplerinin kızıdır, diğerleri de burada aşçıdır diye düşündü. Yoongi daha önce buraya gelmemişti, ancak Jimin şehirdeki en iyi eriştelere sahip olduklarına ve tıpkı ev yapımı gibi olduklarına söz verdiğinden sorun yoktu. Yoongi, kendisi ve Namjoon'un nispeten iyi yemek pişirmesine rağmen, ev yapımı bir şeyi umursamazdı, ebeveynlerinin yemek pişirmesiyle aynı şey değildi ve Yoongi birkaç aydır ebeveynlerini ziyaret edememişti.
Yemeklerini beklerken Jimin arada bakıp Yoongi'ye gülümsemeye devam ediyor, büyük olanı utandırıyordu.
"Neye bakıyorsun Jimin?"
"Sana," diye cevapladı basitçe.
Yoongi şuna kafasını eğip kendi kendine komik bir şekilde gülümsedi.
Yemekler geldiğinde sessizce yemek yerlerken, sadece birbirlerinin varlığından memnunlardı. Yemek yerken, Yoongi'nin kendine olan güveni artarak Jimin'e ilişkleri hakkında soru soracağından emin olmuştu. Sadece burada değilde daha özel bir yerde. Belki de Namjoon'dan Seokjin hyung veya Hoseok ile takılmalarını isteyebilir, böylece, Jimin ile yurdunda yalnız kalabilirdi ya da belki bu çok hızlı bir hareket olurdu. Aslında sadece Jimin ile konuşmak istiyordu.
Jimin endişeyle ona bakarken Yoongi'nin yüzünde çelişkili düşünceleri beliriyor gibi görünüyordu sanki.
"Her şey yolunda mı hyung? Bir şey hakkında gerçekten çok düşünüyor gibisin. "
"Ah evet, sorun değil, ben sadece... seninle bir şey hakkında konuşmak istiyorum ama burada değil, burada çok fazla insan var. Daha sessiz bir yerde olabilir. "
"Elbette, hyung. Yakındaki plaja gidip orada konuşabilir miyiz? Eminim bu saatte orada çok fazla insan yoktur. "
"Tamam, evet, elbette. Teşekkür ederim Jimin. "
Jimin ona gülümsedi ve eriştesini yemeye devam etti.
Plaj jimin'in dediği gibi sessiz, etrafta tek bir kişi bile yoktu. Yoongi bunu sevmişti. Kıyıya yakın kumda otururlar ve bir süre dalgaların hareketini izlediler. Rüzgar olmadığı için dalgalar bugün sakindi. Güneş hala yukardaydı denizin üzerine yansıyordu ve etrafta uçuşan bir martı sürüsü vardı ama Jimin denizden daha çok Yoongi'ye bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Laws Of Attraction •Yoonmin[minific]✔️
FanficYoongi pembe olan her şeyi severdi. Etek giyer ve kız grubu şarkılarında dans ederdi. Bir gün, Yoongi'nin aniden en sevdiği kedi kafesine yanında kendine tam zıt biriyle(jimin) el ele gelir. Fem: yoongi (!) Dövmeli park jimin içerir(!) 13 may 21...