40-FINAL

1K 46 5
                                    

Taner: Günaydın sevgilim

Burak: Günaydın aşkımm 😍

Taner: Mutlu uyanmışsın

Burak: Ekranda senin adını görüp de nasıl mutlu olmam kii

Taner: Sen dün geceden sonra iyice sevgi pıtırcığı oldun anlaşılan

Burak: Sanırım...

Taner: İyi bakalım birazdan çıkıyorum in aşağı

Burak: Tamamm

-okul-

Taner: Sevgilin fizikten 90 almış :P

Burak: YUH

Burak: Neden bu kadar zeki biriyle çıkıyorum ki kendimi aptal gibi hissediyorum

Burak: Btw tebrikler aşkım

Taner: Teşekkür ederim

Taner: Btw ne demek Burak

Taner: O dinlediğin grup mu ne alaka

Burak: SAGHDGASHJD

Burak: By the way yani bu arada aşkım

Taner: O zaman Türkçesini söylesene!

Taner: Bazen ne dediğini anlamakta zorlanıyorum

Burak: Demek ki benim de senden iyi olduğum konular varmış ;)

Taner: Hmm... Belki birkaç tane vardır

Burak: Birkaç tane mi????

Burak: Gayet yetenekli ve başarılı bi insanım ben bi kere

Taner: Tabi canım sen öyle diyorsan

Burak: Taner!

Burak: Beni bu kadar beceriksiz boş beleş mi sanıyorsun?!

Taner: Aşk olsun öyle şey der miyim ben

Taner: Sadece becerilerini görebilmek kısmet olmadı diyelim

Burak: Kırıcı olmaya başladın

Burak: Ders dinleyeceğim ben

Taner: Tamam aşkım

--

Taner: Neden beni görmezden geliyorsun yine kıç kadar bahçede?

Burak: Kimin kıçı olduğuna bağlı seninkiyse o kadar büyük bahçede görmemem normal 🍑

Taner: NE?

Burak: Ay dur

Burak: Ben küsmüştüm sana

Burak: Götünün güzelliğinden bahsedemem şu an

Taner: Kilo mu almışım yani

Taner: Çok aksattım sporu bu aralar o yüzden olabilir

Burak: Bana ne konuşmuyorum seninle

Burak- çevrimdışı

Taner: Arkadaşlarının

Taner: Yanında

Taner: Seni

Taner: Utandırmamı

Taner: İstemiyorsan

Taner: Al o telefonu

Burak- çevrimiçi

Taner: Eline

Burak: Çok salaksın

Burak: Ve çok inatçı

Taner: Ama sürekli sen bana küsüyorsun

Burak: Dudaklarını büzünce baya çirkin oluyorsun

Burak: Kaşlarını çatınca da

Taner: Alınıyorum ama

Burak: Jsefklsdfdklsfj

Burak: Tamam tamam o kadar sinirli bakma

Burak: Şaka yapıyorum

Taner: Şükür

Burak: Ve küs olsam bile bana hep unutturuyorsun bunu bi şekilde

Burak: İlginçsin ve ben bunu çok seviyorum

Burak: Arkadaşların var diye bıyık altından gülüyorsun ama kulaklarımda kahkahan yankılanıyor

Taner: Zil çaldığında hemen gitme arkadaşlarınla

Burak: Tamam

----

Zil çaldığında herkesle birlikte kalktım. Onlara "Siz çıkın ben geliyorum birazdan." derken Burak'ın arkadaşları da ayaklanmaya başlamıştı. Onlar daha uzaklaşmadan Burak'ın yanına gidip "Naber?" diyerek elimi uzattım. Başta şaşkınlıkla baksa da arkadaşları olduğu için böyle yaptığımı anlayıp elimi sıktı. O da aynı şekilde arkadaşlarına gitmelerini söyleyip oturduğu çardakta yana kaydı. Yalnız kalmıştık.

Yanına oturdum. "Ne güzel şeyler söylüyorsun sen bana öyle mesajlarda."

"Hı hı. Sen de elini uzatıyorsun bana selamlaşmak için. Öküz müsün taklit mi yapıyorsun anlamıyorum."

"Öküzüm evet." dedim, "Ama sen de beni böyle seviyorsun."

Gülümsedi. Bacağının üzerinde duran parmaklarını parmaklarıma geçirdim.

"Arkadaşların şüpheleniyor mu sence?" sorduğum soru karşısında gözlerini ellerimizden çekip gözlerimle buluşturdu. Yeşilin mükemmel tonu.

"Hmm." dedi boşluğa bakıp düşünürken, "Pek sanmıyorum. Ama yanlarında seninle konuştuğumda bazen fark edip 'hayırdır biri mi var' falan dedikleri oluyor."

Kafamı aşağı yukarı salladım. "Fatih ne düşünüyor?"

"O böyle konularda pek yorum yapmaz. Karşısındakini dinler, söyleyeceği bir şey varsa söyler yoksa dinlemekle kalır. Sana yazmadan önce bilmiyordu aslında seni, biz konuşmaya başladıktan sonra söyledim. Çünkü biliyordum daha önce söylesem beni engellemek için kırk takla atardı." Pek fena biri gibi durmuyor bu Fatih. Ama Burak'ın arkadaşlarında beni kıllandıran bir şeyler var ne yalan söyleyeyim.

Kafamı salladım. "Hadi gidelim biz de artık." Önce ellerimizi ayırdım sonra ayağa kalkıp çardaktan çıktım. Burak da yanıma geldiğinde yürümeye başladık. Bezmiş bir sesle, "Keşke sonsuza kadar bu çardakta oturabilsek. Hem derse girmemiş oluruz ki bu harika olur. Hem de yan yana ve el ele oturmuş oluruz."

Söylediği tebessüm etmeme sebep oldu. Diyecek bir şey bulamadım, aynısının olmasını ben de isterdim ama devamsızlığımızı düzgün kullanmalıyız. "Belki bir paralel evrende biz sonsuza kadar yan yana el ele çardakta oturuyoruzdur." Söylediğim şeye gülüşü kulaklarıma bayram ettirdi.

Sonra bir anda ciddileşti. "Ya acıkırsak?"

Hem cümlesi hem de bir anda ciddileşmesin güldüğümde o da bana eşlik etti. "O zaman da tek derdimiz bu olur." dedim ve okul kapısından içeri girdik.

Güzel şeyler yaşıyor, güzel şeyler hissediyoruz.

———

4 sene önce yazdığım, şimdi konusunu bile az biraz hatırladığım kitaba noktayı koydum. Okuyan herkese teşekkür ederim. Umarım keyif almışsınızdır ❤️.

DAYLIGHT [TEXTING]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin