So come on love, draw your swords (Öyleyse saldır aşk, kılıçlarını çek)
Shoot me to the ground (Beni yere devir)
You are mine, i am yours (Sen benimsin, ben seninim)
Lets not fuck around (Ortalıkta sürtmeyelim)*Multideki şarkımızdır. Şiddetle sevilmekte ve aynı şiddetle önerilmektedir.
Bir gece ansızın gelebilirimmm bölümü oldu. İlk bölüm olduğu için pek fazla repliğe yer veremedim ancak bu kadar 'anlatım' üzerinden de gitmeyeceğiz. Bunu bir mini not olarak iletmek isterim. Keyifli okumalarr.
Marta, Maral ve Mina... Mahalle sakinleri arasında en eski üç kız kardeş. Gözlerini bu apartmanda açmışlardı ve burada kapatmayı umuyorlardı.
Kimine göre şen dullar kimine göre karadulların laneti olarak anılsalar da insanların söylediklerine önem vermeyecekleri yaşa çoktan erişmişlerdi. Mina her ne kadar 40 yaşından sonra beş senede bir yaş almaya karar verse de gençlik dönemleri gerilerde kalmıştı... Apartman onlara ailelerinden kaldığı için satma fikri hiç akıllarından geçmemişti. Evlerini öğrencilerden sakınanlara inat kiracılarını özellikle öğrencilerden seçmeyi tercih ediyorlardı. Gençlerin enerjisi kadar güzel bir şey var mıydı ki?
Üçüncü kattaki ressam kızın mezun olmasıyla beraber boşalan daire hızla dolmuştu. Bige, rengarenk bir kızdı. Onu özleyeceklerdi ancak Bige arkadaşı Efe ile birlikte yeni kiracı için onları ikna etmişti. Telefonla görüntülü konuşarak yeni kiracı adayları Asya ile tanışmış ve şartlarda anlaşmışlardı. Asya'nın tek isteği vardı o da kedi sahiplenmekti. Marta bu fikre çok sıcak bakmasa da kardeşleri tarafından ikna edilmişti. Marta birçok şeye sıcak bakmıyordu. Onun görüşlerini baz alacak olsalar hiçbir şeyi yapamazlardı. Kız kardeşleri bunu biliyor ve aklına girmenin yollarını ezbere yürüyorlardı.
Asya iki hafta sonra gelecek ve kontratı imzalayıp dairesine yerleşecekti. Tüm bu taşınma hengamesinden doğacak gürültüye Cihan'ın tanık olmayacak olması güzel bir tesadüftü. Eski İstanbul'un güzel komşuluk ilişkileri kısmen de olsa bu mahallede sürüyordu. Cihan başta bunu yadırgayacak kadar yalnızlığına düşkündü ama o da bu samimiyeti zamanla benimsemişti. Maral, yeni kapı komşuları olacak ikilinin iyi anlaşmalarını istiyordu. Cihan'ın arkadaşı çoktu, sürekli gelen kesimi bizzat tanırdı ancak apartmanda kendisi hariç özel bir ilişki geliştirdiği kimse olduğu söylenemezdi. Asya'nın bunu kırabileceğini umuyordu.
Ev sahipleri olarak misafirlere, anlaşılır gürültülere karışmazlardı. Bunlar yaşamın sesleriydi. Kız-erkek karışık arkadaş grupları, sevgililer... Gençliğin getirdiği hiçbir şeye yasak yoktu. Bu ahlakçı tavrın tam karşısında yer alıyorlardı. Apartmanda üniversitede tanışıp evlenen ve henüz okurken bebek sahibi olan bir çift de vardı. Herkes birbirini idare etmesini bilirdi. Kurallardan çok bu kuralsız düzeni en başında ifade ediyorlardı ki bir sorun yaşanmasın.
Bazı aileler çocuklarını "aile" apartmanına yerleştirmek istiyordu. Yurt olmayan ama tıpkı yurttaymış gibi izleyebilecekleri, güvenlik görevlisi yerine başlarında dikilecek ahlak bekçisi komşular olsun istiyorlardı. Şartları baştan konuşmak bu yüzden önemliydi. Asya annesini kaybettiğini ve öğretmen babasıyla büyüdüğünü söylemiş, hiçbir sorun olmadığının teminatını vermişti. Üstelik şehirde yalnız olmayacaktı. Eski kiracının arkadaşı olan Efe, Asya'nın aile dostuydu. Birlikte büyümüşlerdi. En yakın arkadaşının yanına gelecek olmasından hoşnut olan Efe tüm detaylarla hiç söylenmeden ilgileniyordu.
-*- 2 Hafta Sonra -*-
Asya daha önce de İstanbul'a gelmişti. Zaten Efe burada okurken aksi mümkün değildi. Çocukken buradaki akrabalarını ziyarete geldiği de olmuştu ancak onlar pek de hatırlanası anılar değildi. Efe ona İstanbul'u karış karış gezdirmişti. Nadiren tarihi geziler, çoğunlukla itlik serserilik... Akşamüzeri birasından başlayıp gece kulübüne, oradan aftera uzanan ve son olarak Beşiktaş kahvaltıcılar sokağında sonlanan geziler. İkinci ziyaretinde burada yaşamak istediğine kesin olarak kanaat getirmişti. Küçük şehir ona göre değildi. Uzun yıllar deniz olmayan şehirlerde yaşamasına rağmen 'deniz görmezsem yaşayamam'cılardandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaz Şarabı
Teen FictionTüm muhteşem hikâyeler iki şekilde başlar: Ya bir insan bir yolculuğa çıkar ya da şehre bir yabancı gelir. Peki ya bir kişi yolculuğa çıkmış ve bir şehre bir yabancı gelmiş olsa...