Taehyung
Seokjin
|Tanrım lütfen cevap versin lütfenSeokjin
Efendim Taehyung?Taehyung
|Lan cevap verdiiiiii
Bugün konuşabilir miyiz?
Yani
İkimiz bir yerde buluşsak olmaz mı?Seokjin
|Bilemedim ki şimdi ya
|Jimin'e birşey uydurup gelebilirim aslında
OlabilirTaehyung
Tamam o zaman
Sizin oradaki parka gel
Ben oradayım zatenSeokjin
Peki tamam♢♢♢♢♢♢
"Taehyung" diye seslendi Seokjin. Taehyung bankta oturmuş kendisini bekliyordu. Onun yanına doğru yürüdü. Taehyung ise onun seslenmesiyle arkasına dönmüş, gördüğü bedenle gülümsemişti.
Seokjin yanına gelip oturmuştu. Taehyung'a sinemadayken söylediği şey aklından gitmiyordu. Gerçek duygularıydı. Onu gerçekten de özlemişti. Onunla konuşmayı, onunla oturmayı, yan yana olmayı en çok da birlikte olmayı özlemişti.
İkisi de birbirini bu denli özlerken ve bu denli severken daha fazla beklemenin ne anlamı vardı ki zaten.
Seokjin, Taehyung'a bakıp sordu. "Ee, nereye gideceğiz?" Taehyung ensesini kaşırken cevapladı. "Aslında biraz burada oturup konuşsak, yani herşeyi."
Seokjin kafasını salladı. "Uhm evet konuşalım. Öncelikle benim sana söylemem gereken bir sey var ama" Taehyung kafasını sallayıp devam etmesini bekledi. Seokjin de hiç uzatmadan söyledi. "Ben seninle barışmak istiyorum Taehyung" Taehyung'un gözleri anında parlarken bir yanda da şaşırmıştı.
Seokjin dudaklarını yalayıp devam etti. "Yani, ben artık senden uzak kalmak istemiyorum, senden ayrı olmak da istemiyorum. Ben seni hala seviyorum Taehyung. Hem de çok seviyorum bu yüzden bu ayrılığın artık sonlanmasını istiyorum"
Taehyung, Seokjin'in söyledikleriyle ona öylece bakarken kalbinin ne kadar hızlı attığından haberi yoktu. Doğru mu duymuştu? Seokjin kendisini affetmiş miydi şimdi yani?
"Seokjin, s-sen beni affettin yani?" Seokjin hızla kafasını sallarken Taehyung ise hızla öne atılıp, ona sarılmıştı. Seokjin'in elleri anında Taehyung'un boynuna dolanırken bir yandan da boynuna kafasını gömmüştü. Günlerdir özlediği adamın kolları arasındaydı yeniden.
Taehyung, Seokjin'in kokusuyla mest olurken yüzündeki gülümsemesi hiç eksik olmuyordu. Seokjin'le yeniden birliktelerdi.
İkili sarılmayı bitirip birbirlerine gülümseyerek bakmaya başlamıştı. Ardından Seokjin, Taehyung'un omzuna kafasına yaslamıştı. Taehyung, Seokjin'in saçlarına eğilip öperken bir yandan da hala gülümsüyordu. İddia yoktu artık, sahte sevgi yoktu, Seokjin'de onu affetmişti. Herşey daha güzeldi artık.
"Seokjin?" diyerek fısıldadı Taehyung.
"Efendim?" Taehyung saçına bir öpücük daha kondurup geriye çekildi. "Bir daha ayrılmayacağız değil mi?" Seokjin gülmeye başlayıp Taehyung'un omuzundan kafasını kaldırdı. "Neden soruyorsun ki? Ayrılalım mı dememi bekliyorsun? Ne çabuk bıktın benden?"
Taehyung, Seokjin'in üst üste gelen sorularıyla hızlıca konuşmuştu. "Ya hayır! Onu kast etmedim biliyorsun. Sadece beni bir daha bırakmanı istemiyorum" Seokjin önüne gelen saçı kulağının arkasına kıstırırken bir yandan da Taehyung'a bakıyordu. "Bırakmak istesem seninle barışmak istemezdim zaten Taehyung."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UGLY #Taejin ✔
Fanfiction"Artık ne eski sen, ne de eski ben var. Artık sadece biz varız." /Tamamlandı/ Texting | Düz yazı (Çoğunlukla düz yazı) #TAEJİN