♢17

1K 91 38
                                    

İyi Okumalar♡

Tam 2 hafta olmuştu.

Jin ve Taehyung en son o akşam konuşmuşlardı; o günden beridir konuşmuyorlardı. Jin, Taehyung'un yüzüne dâhi bakmıyordu. Bu durumsa Taehyung'u oldukça üzüyordu.

Evet üzülüyordu çünkü onu seviyordu. Bunu kabullenemiyordu ilk başlarda fakat, ondan uzak kaldığı her bir saniyede daha çok kabullenmişti. Onu seviyordu.

Kantinde boş boş oturuyordu. Gözleri bir anlığına ileriye kaydığında gördüğü görüntü bir anda tüm sinirlerini zıplatmıştı. Seokjin bir çocukla beraber konuşuyordu. Tamam, takıldığı nokta elbette ki bu değildi. Orada bütün sinirlerini ele geçiren şey, o gerzeğin Jin'le yakınlaşmasıydı.

Birlikte bir şeyler konuşuyorlardı ve konuşurken bu kadar yakın olmaları Taehyung'u sinir ediyordu. Gencin eli, Jin'in kolunda dolaşınca Taehyung oturduğu sandalyeden hışımla kalktı. Oturduğu yerden kalkmıştı fakat ne yapacağını bilmiyordu. Onların yanına gidip de ne yapabilirdi veya ne diyebilirdi ki?

Yine de onlara doğru yürüdü. Yanlarına daha gelmeden Jin onu fark etmişti. Bir dakika, Jin ağlıyor muydu? Gözleri dolmuştu. Burada neler oluyordu? Yanlarına iyice geldiği an diğer gencin de bakışları ona dönmüştü. Kaşında bir piercing takılıydı ve tabii elindeki dövmede dikkatini çekmişti.

Taehyung bir anlığına kaşlarını çattı. Bu çocuğun Jin'le ne işi vardı. Üstelik ilk defa yanında görmüştü onu. "Sen kimsin?" Taehyung'un kaşları daha çok çatıldı. Bunu kendisinin sorması gerekiyordu. "Asıl sen kimsin?"

Jin'in gözleri ikili arasında mekik dokuyordu. İstemsizce dudaklarını dişlemeye başladı. "Ben Jin'in sevgilisiyim" Bu dediği şey ile Jin gözlerini hafifçe kısmış, Taehyung'un tepkisine bakıyordu. Jin onun sinirlenip, karşısındakine yumruk atacağını hissetti fakat Taehyung'un kıkırtısı kulaklarına dolunca yanıldığını anladı.

Şu an baya baya sesli bir şekilde gülüyordu. Etraftaki birkaç kişinin bakışları bile bir anlığına ona dönmüştü. Jaebum, onun gülmesinden bir anlam çıkartamamış bir şekilde onu izliyordu. Kollarını birleştirdi ve sordu. "Ne diye gülüyorsun? Gülünecek birşey mi var bunda salak herif"

İşte bu son söylediği şey gerçekten sinirini bozmuştu. Taehyung'un gülmesi anında solmuştu. Bir an da ne olduysa olmuş, Taehyung öne atılıp Jaebum'a bir yumruk indirmişti bile. Jaebum ani darbeyle yere savrulurken herkes onlara bakıyordu. Taehyung yutkundu. Daha sonra yerdeki oğlanın yanına eğilip tükürürcesine konuştu. "Benimle nasıl konuşman gerektiğini bilmiyorsun sanırım. Sana söyleyeceğim tek birşey var, bir daha sakın gözüme gözükme!"

Jaebum bu yumruğu bir anda neden yediğini anlamamıştı. Kendisine salak herif demesine mi takılmıştıyani? O bunun altında kalmazdı fakat o an birşey yapmadı.

Taehyung ise ayağa kalkıp ondan uzaklaşırken hızlı bir hareketle Jin'in yanına ulaştı ve aniden bileğini kavradı. "Ne yapı-"

"Şşh sadece şuradan uzaklaşalım" Jin karşı çıkmadı. Taehyung'un elini bileğinden çekti ve onun peşinden yürümeye başladı. O yakınına geldiğinde içine çekmişti kokusunu. Seokjin ise o zaman çok iyi anlamıştı.

Onu çok özlemişti.

Taehyung arka bahçeye gelip durduğunda Jin'de onun yanına doğru ilerlemişti. Taehyung birden öne atılıp ona sarıldığında Jin şaşkın bir şekilde kalakalmıştı. Bu anı deli gibi isteyen Taehyung onun kokusuyla sanki o an cennetteymiş gibi mutluydu. Fakat Jin, o tepkisizdi. Eskisi gibi onun sarılışına bir karşılık vermemişti.

UGLY #Taejin ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin