--------1 hafta sonra-----------
Bu okul neden bu kadar erken başlıyor? Tamam okula gidelim gitmesine de uyandıktan sonra gidelim bu kadar erken değil!!!111!!! 10 da başlasın alla alla.
Her sabah olduğu gibi homurdanarak yataktan kalktım ve yüzümü soğuk suyla yıkadım. Dişlerimi firçaladım ve ütülü okul formalarımı giydim. Saçlarımı yandan ssalaş bir şekilde ördüm ve çantamı tek omzuma atıp aşağı indim. Kahvaltı masasından bir iki lokma ağzıma bir şey aldım ve servisi beklemek için kapıya çıktım. Hava gerçekten çok güzel yürümek istiyordum ama geç kalacağımı bilerek çaresizce servisi bekledim. Servis geldiğinde binip ilk işim kulaklığımı taktım. Kızların evleri yakın olduğu için servisle gelmiyorlardı ve servisteki tek eğlencem kulaklık takıp müzik dinlemekti ve bende onu yaptım.
Okula geldiğimizde her zaman oturduğumuz banka gittim kızlarda orda oturuyorlardı ve tabiki Cansuyla Karan'da yanlarındaydı.
Sevgili değiller aslında, Karan okula geleli 1 hafta oluyor ve 1 haftadır Cansu yanından ayrılmıyor. Cansu bizimle takılmak istediği için Karan'ı da peşinden sürüklüyor. Karan da neden Cansu'yu dinleyiyo bilmiyorum. Karan umursamaz bir çocuk olsa da Cansu onunla iletişimi gerçekten iyi beceriyor. Karan ne diyorsa onu yapıyor, peşinden ayrılmıyor.
Karan'ın elinde telefon ortamdan soyutlanmış bir şekilde oturuyor belli ki yine Cansu'nun ısrarlarıyla geldi. Dediğim gibi umursamaz olmasına rağmen neden Cansu'nun her dediğini yapıyor anlamış değilim. Gerçi Cansu dediğini yaptırıp Karan'ı peşinden sürüklese de Karan bir yolunu bulup kurtuluyor. 1 hafta içinde çevrede yaptı çocuk.
1 haftadır Ege'nin o pis bakışlarıda Karan'ın üstünde. Karan bizim yanımıza ne zaman gelse Ege'nin de gözleri hemen üstümüzde oluyor. Karan tabiki Ege'den çok daha kaslı ve yakışıklı. Ege'nin papuçu dama atıldı yanii.
- Günaydın
+ Günaydınn....
Herkes cevap verse de Karan ağzını bile açmamıştı bu çocuğun odun olduğu en başından belliydi. Karan' a aldırış etmeden kızların ortasına oturdum. Oturmamla kalkmam bir oldu tabiki. Beni yerimden kaldıran o güç, yorucu bir günü başlatan zil sesinden başka bir şey olamazdı.
Ders matematik. Ve yanımda biricik sıra arkadaşım Can oturuyor. Okulun ilk haftasından hasta olduğu için gelememişti ve şimdi birlikteydik. Hoca gelince hepimiz ayağa kalktık. Tabiki Karan dışında. Hocalar gelince ayağa kalkmıyordu. Hocalarda onun bu tavrına hiçbir şey demiyolardı nedense. Dersten istediği gibi çıkıp, istediği gibi de derse giriyordu. Bu rahatlığı tüm sınıf merak edıyorduk. Hatta ilk haftadan bu ayrımcılığa dayanamayıp Karan ile kavga etmek isteyenler bile olmuştu. Cansu yine karanı savunurken.
Matematiği okul hayatım boyunca sevemesem de anlıyordum. Annem ve babam sınav notlarıma çok önem verdiğinden zayıf veya alttan bir dersim yoktu. Bu benim işimi kolaylaştırıyordu. Ayrıca özel ders almaya da devam ediyorum. Tenefüs zili çaldığında kızlarla tuvalete gidicekken önümde karan belirdi elinde test kitabıyla bana bakıyordu.
- Bir şey mi diyeceksin?
+ Son soruyu çözemedim diyerek kitabı bana doğru çevirdi.
- İyi de banane Karan çözseydin.
+ Sen anlat işte İlay
- Cansu çözmüştür git ona sor.
Ne?? ne dedim ben?? Cansu çözmüş müdür??? Evet Cansu çözmüştür dedim fark etmeden, ağzımdan nasıl çıktı bilmiyorum ama dedim işte.
+ Cansu'yu mu kıskanıyorsun diyerek bana o havalı sandığı bakışlarını attı.
Bakma bana öyle Karan. Bana işlemez o bakışlar diyemesem de bende ona en pis bakışımı attım ve konuşmama izin vermedi.