Yeni Dünya Düzeni|| Bölüm I

87 6 30
                                    

47; çöp kutusuna gelişigüzel fırlatılmış gazetelerden en üsttekini aldı, hemen önünde yürüyen adamın ruhu dahi duymadan şapkasını kapıp kendi başına geçirdi, katlı gazeteyi açtı ve yürümeye devam etti. Biraz ileride bağıra çağıra satış yapan manavın önüne kadar gazetedeki manşetlere göz gezdirerek önemli bir şey olup olmadığına baktı.

İnsanları boş harcamalar yapmaları için yönlendiren yeni moda akımları, ekonomik kriz zırvalıkları, sokağa çıkma yasağı saatleri bildirisi, bir top peşinde koşturan yirmi iki kişi için harcanan deli paralar, küfürle hakaret, bolca ırkçılık, biraz cinsiyetçilik, hürriyet palavraları, kendilerini diğer insanlardan üstün sayan zorbaların eşitlikle adalet üzerine yaptığı bol alkışlı mitingler vs. vs. işte... Omuz silkti. Bugün de yeni bir şey yoktu.

Derin bir iç geçirip gazeteyi katlayarak koltuk altına sıkıştırdı, boştaki eliyle fötr şapkanın kenarını kavrayarak biraz indirdi ve yüzünü gizledi; artık hazırdı.

Manavın önüne vardığında diziyle tezgâhın ayağına vurdu, vuruşun şiddetiyle en köşedeki biri yeşil ikisi kırmızı olmak üzere üç elma tezgâhtan aşağı yuvarlandı. 47, çevik bir hareketle şapkayı başından çıkarıp eğildi ve üç elmanın da şapkanın içine girdiğinden emin oldu. Ancak elmaların düşmek üzere olduğunu gören tek kişi 47 değildi. Manav da onları tutmak için eğildiğinde 47 ile burun buruna geldi. Yaklaşık iki saniyelik şaşkın bir bakışmanın ardından manav öfkeyle "Yine mi sen?" diye bağırdı. 47 satıcıya gergin bir gülümseme sundu. "Ben de sizi özledim bayım."

Cebinden çıkardığı bozuklukları tezgâha bırakıp hızla geriye çekildi ve adamın elmaları almak adına olan hamlesini boşa çıkardı. Manav kısa bir yalpalamanın ardından doğrulduktan sonra "Seni pis hırsız!" diye tekrar bağırdı. Ortamdan olabildiğince hızlı uzaklaşmaya gayret eden 47 bu laf üzerine önce bir duraksadı, sonra arkasına dönerek kollarını iki yana açtı. "Parasını ödedim!"

"Eksikti!" diye manavdan aynı tonda bir tepki alan 47 dişlerini sıktı. "Üç elmaya 15 YDP! Fiyatı buydu!"

"Sana 30!" dedi manav ters ters. 47 bu cevap üstüne başını sağına yatırarak iğneleyici bir şekilde gülümsedi. "Çok tatlısın! Bir de zahmet edip benim için özel fiyat listesi mi hazırladın?" Manavın gür kaşları iyice çatıldı, esmer alnı kırış kırış oldu. "Müşteri seçme özgürlüğüne sahibim. Ya bu fiyata alırsın ya da almazsın."

47 bu lafa cevap olarak şapkadan çıkardığı yeşil elmadan koca bir ısırık alıp manavın gözünün içine baka baka bolca da şapırdatma eşliğinde ilk lokmasını çiğnedi. İkinci ısırığı da almaya niyetlenmişti ki tezgâhın karşı tarafından fırlayan manavın "Bu kadarı da fazla ama!" diye bağırıp koşmaya başlamasıyla 47 de son sürat topuklamak zorunda kaldı.

Dişleri arasında zorlukla tuttuğu yeşil bir elma, bir elinde içinde başka iki elma olan bir şapka, diğerinde koltuk altına sıkıştırdığı katlı gazeteyle manavdan yeterince uzaklaştığına kanaat getirene kadar koştu, koştu, koştu... Neyse ki o koca göbeğiyle manavın 47'ye karşı pek bir şansı yoktu.

Arkasından gelen küfür ve hakaretleri duyamadığını fark ettiği an meydana da ulaşmıştı. Meydanda yeşil elmayı ağzından alıp kısa bir an soluklandıktan sonra diğer elindeki şapkayı hatırlayarak "Kahretsin." diye mırıldandı. Kafasını kaldırıp sağına soluna bakınarak şapkayı aldığı adamı bulmaya çalıştı. "İşin yoksa ara da bul şimdi." diye kendi kendine mırıldanırken şapkanın içindeki diğer iki elmayı da çıkarıp tüm elmaları tek eline sıkıştırdı. Etrafına tekrar bir iyice bakınarak adamın buralarda olup olmadığından emin olmaya çalıştı fakat onu bir türlü göremedi. Tam pes etmek üzereyken boyu iki metreye yakın birisinin kenara çekilmesiyle kendisinden yaklaşık yirmi metre ilerideki keli parlayan kurbanını büyük bir sevinçle fark etti 47.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 09, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yer Altı EsrarlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin