Zorla, evet zorla, katıldığım kitap okuma kulübünün toplantısına gitmek için hazırlanıyorum. Annem o kadar çok söylemişti ki artık kulaklarım annem ne derse bu şekilde duyuyor. Bu yüzden gidiyorum. Hava çok soğuk değil. Bahar geldi, annem uzun kollularımı kaldırmış... Kısa kollu güzel bir tişörtün üzerine sevgili siyah hırkamı giyerim o halde.
İşim bitti ve aşağı indim. Annem beni götürmek için bekliyordu. Ne sanıyor acaba? Ben oraya gidince aniden içime bir yaşama arzusu falan mı dolacak? Ne değişecek ki...
"Jaemin, arkadaş edin tamam mı oğlum? Bak iyi gelecek. Emin ol. Yalnız kalma, sosyalleş. Kendine de zarar vermezsin hem arkadaşların olursa." dedi annem arabayı kullanırken. (yn: YA NE ALAKA NE ALAKA ARKADAŞLA KENDŞNE ZARAE VERMESİ NE ALAKA, anneler bazen cidden tuhaf oluyor.)
Histerik Kısa bir kahkaha attım. "Anne, arkadaşım olup olmamasıyla alakası yok bunun." dedim. Sizinle alakalı. Sen, ablam, abim, büyükannem, babam ve bana olan davranışlarınızla alakalı.
Birkaç dakika sonra sonunda gelmiştik. Arabalardan nefret ediyorum, içerisi çokça bunaltıcı. Nefesim kesiliyor gibi hissediyorum içeride. Ne zaman binmek annemin inene kadar nutuk çekmesi gerçeğinden de olabilir bu tabii. Ama yine de nefret ediyorum.
Annem beni içeri soktu ve gitti. Kaçmayı düşünüyordum ama biri bana 'sana yolu gösteriyim' diyerek elimi tutup diğer kitap okuma insanlarının yanına getirdi. Gözüme öylesine bir yer kestirdim ve oturdum. Daha herkes toplanmamıştı. Burada ne yaptıkları hakkında da hiç bir fikrim yoktu. Sadece öylesine gelmiştim. Annem artık bu konuda konuşmasın diye.
"Merhaba!" diyerek ortaya atıldı gülümseyen bir kız. Gülümsemek, sahi mutlu olduğum için gülümsemeyeli ne kadar oldu?
"Bu gün yeni kişilerle de tanışmak adına herkesin kendimi tanıtmasını umuyordum, kim başlamak ister? Kimse yok mu? Tamam ben yapayım o halde... Ben Lee Seoyeon! Şimdi sağdan devam edelim..." Dedi ve kalktığı yere geri oturdu adının Seoyeon olduğunu öğrendiğim kız. Kızın sol tarafında oturuyorum. En son bana gelecek.. Güzel..
"Adım Minsu, Kim Minsu. Sizinle tanıştığıma sevindim!" dedi onun yanındaki çocuk. Sonra sıkıcı geldi herkesin ismini umursamadım. Ama sıra bana yaklaşıyordu, son iki kişi kalmıştı benden önce şimdi...
"Ben Kim Seungyeon. İyi anlaşalım." dedi sarışın kız.
"Adım Lee Jeno. Kavgacı biri değilim bana öyle bakmayın." dedi yanımdaki siyah saçlı oğlan.
Ben ise sadece "Na Jaemin." dedim. Burada bulunmak istemiyorum, ailem zorla getirdi o yüzden ne yapıyorsak yapıp defolalım. Demek istemiştim. Ama annemin kulağına bir şekilde giderdi. O yüzden sustum.
Her hafta bir kitap belirliyor ve onun üzerine burada konuşuyorlarmış. Sıkıcı. Onlar geçen hafta belirledikleri kitaptan sevdikleri kesitleri okurken, içimin sıkıldığını hissettim. Bir bunalım hissi. Her şey boş gelir o an. Sadece yüzümü yıkayıp hava almak istiyorum. Burası beni nefessiz bırakıyor. Üstelik bir acı var bileklerimde, yaralarım mı kanıyor?
Zaten yokmuşum gibi olduğum yerden hızla kalkıp lavaboyu buldum. Kollarımı sıvadım. Evet kanıyordu. Üzerindeki sargıyı çözdüm. Kollarımı suya soktum. Kanaması durana kadar peçete baktırdım üzerine. Sonra da yanıma aldığım sargıyla sardım. Ardından yüzümü yıkadım. Ben... o an fark etmemiştim, bir çift gözün beni seyrettiğini...
_______
01.06.21
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✓ priority ⌗ jeno × jaemin
Fanfiction"Benim tek bir önceliğim var. O da kısa sürede ölmek." [angst, story] ©jadedstilll ‐ 2021 !!, self-harm, suicidal thoughts.